bilinmeyen bir kadının mektubu

  • Stefan Zweig'in kaleme aldığı kitap.sayfa sayısının çok az olmasından mütevellit ilgimi çekmişti.aldım bir solukta okudum.platonik aşkı konu alıyor.yani aşk meşk ile ilgilenmeyen arkadaşları çok açmayacaktır bu kitap.
  • Bay R. ye bilinmeyen bir kadının yazdığı "Sana, beni asla tanımamış olan sana" hitabıyla başlayan mektubu stefan zweig' in başarılı psikolojik tahlilleri sayesinde duyguları hissederek okursunuz. Kitap kısacıktır hemen biter.
    (bkz: stefan zweig)
  • Kendime yüksek sesle okuduğum nadir kitaplardandır. Hakkını ancak öyle verirsiniz.
  • bir okumada bitirdiğim çok güzel bir kitap
  • aşkı bir erkeğin dilinden bu kadar güzel bir şekilde ilk defa okudum. O hitap şekilleri beni benden almıştır.
    "Ben sana bütün hayatımı, hakiki anlamda ilk defa seni tanıdığım gün başlamış olan o hayatı
    anlatmak istiyorum. Ondan önce yalnızca bulanık ve karışık bir şeyler vardı, hatırlama çabalarıyla asla derinine inilemeyen bir şeyler, belki toz tutmuş, örümcek ağlarıyla örülmüş, karanlık yüreğimde hiçbirinin bilgisi bulunmayan nesnelerle ve insanlarla dolu herhangi bir mahzen."
  • Sadece aşkı değil, kendi hayatını da kaybetmiş bir kadının feryadıdır o mektup...
  • okuduğum kitaptır. bir aşkın anlatılışı edebi olarak nasıl yapılır? sorusuna cevap olarak güzel bir kitaptır. benim gibi edebiyatla çok aşina olmayanlar için içeriği hoşa gitmeyebilir lakin başarılı bir kitaptır. Teknik, tarih, bilim gibi kitaplarla haşır neşir olan biri bu kitabı okurken "ben ne yapıyorum?" sorusuyla aklı meşgul olabilir. bu, kitabın başarısız olduğunu kesinlikle göstermeyeceği gibi benim gibilerin edebiyata çok hazzetmemeleri ve belki de anlamamalarından kaynaklanmaktadır.
    onu bunu geçin de sözlük kapanıyor..... :(
    edit: kapanmıyormuş lakin silmiyorum böyle kalsın son cümle burada, hatıra niyetine.
  • Ahmet Cemal çevirisi İş Bankası'ndan çıkmış kitaptır. Kitabın arkasında sevgili hocam yazara ve kitaba dair birkaç bir şey yazmıştır.
    Bu kitabı psikanalitik olarak incelemek çok verimli olabilir. Bağlılık , aşk , saplantı gibi temalar ilk aklıma gelenler muhakkak başka açılardan da bakmak mümkündür.
    Bir okuma grubuyla birlikte okumuştum. Ve söz konusu grupla kitapta geçen "sende kaldım" cümlesi ile alternatifi olan "senle kaldım" cümlesi arasındaki farkı 1.5 saat tartışmıştık. Neden adama bu kadar aşıkken "senle kaldım" değil de "sende kaldım" dedi sevgili bilinmeyen bir kadın ?

    Ayrıca Bursa kitap fuarında Zweig'in Satranç kitabını peynir ekmek gibi satarken meraklı okurlara "Bir Kadının Yaşamından 24 Saat" ve "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu" isimli şaheserleri de önermiştim.
  • aşkın,aşklıktan çıkıp saplantı halini aldığı; kitabın başından sonuna kadar kadının kim olduğuna dair hiçbir iz bulunmayan kitap. bay r.'nin bu kadının gençlik yıllarında aynı apartmanda kalması ve kadın büyüdüğünde de birlikte olmasına rağmen kim olduğunu bir türlü hatırlayamaz. bir gecede yaşanan yasak aşkın meyvesi de olur sonraları ama adam bunların hiçbirini bilmez. çocuk ölüp de kadının tutunacak dalı kalmayınca kadın tüm yaşanmışlıkları, tüm acılarını ve duygularını açık bir şeklide uzun bir mektup şeklinde bay r.'ye gönderir. stefan zweig ve tabii ki depresif yanı ağır bir kitap.
  • Başarılı yazar Stefan Zweig'in, bir kadının ağzından yazılmışcasına yorumlayarak ince düşünceleriyle insanı en derinden etkileyecek şekilde yazdığı kitaplardan birisi.
  • kısa, etkileyici, acı dolu stefan zweig öyküsüdür. hiç bir erkeğin almak istemeyeceği mektuptur.
  • Zweig'ın psikolojik öykülerinden en etkileyici olanı. aşkın insanı yürekten sarsan bir hali... Yorumu için Bilinmeyen bir kadının mektubu şuraya tıklayabilirsiniz.
  • (bkz: bilinmeyen bir kadının mektubu) (bkz: stefan zweig) ın okuduğum üçüncü kitabıydı.satranç , olağanüstü bir gece'den farklı olarak toplumsal eleştiriler yerine salt tek taraflı bir aşkı okuyoruz.
    --- spoiler ---

    bir genç kızın heyecanı ile başlayan ve olgun bir kadının ölümü ile biten ileri derecede platonik bir aşk var .
    kitabı okurken kendi tek taraflı aşklarımı düşündüğümde yaşadıklarımın kitapta anlatılanlardan daha farklı bir şey olduğu fikrine kapıldım.benim tek taraflı aşklarım kısa süreli bir hoşlantı durumu olarak açıklanabilir.
    r'nin onu sevip sevmemesi,tanıyıp tanımaması çok önemli değil,o üstüne düşeni yapıyor ikisi için de seviyordu.yine bilinmeyen bir kadın yerine hatırlanan bir kadın olsa herşey çok farklı olabilirdi.
    benim aklıma takılan en büyük soru bir vazo kadar sıradan ve unutulur olduğun birine bu kadar bağlı kalacak ne vardı?
    ya da 1920'den bu yana aşk mı çok değişti?

    "sana,beni asla tanımamış sana"

    --- spoiler ---


  • genç werther'in acıları'nı anımsatan bir stefan zweig harikası. yürek dağlayan cinsten.

    --- spoiler ---

    benim için her şey, ancak seninle ilintili olduğu ölçüde vardı, hayatımdakilerin hepsi ancak seninle bağıntılı olduğu ölçüde anlamlıydı.

    --- spoiler ---