bilinmeyen bir kadının mektubu


  • (bkz: bilinmeyen bir kadının mektubu) (bkz: stefan zweig) ın okuduğum üçüncü kitabıydı.satranç , olağanüstü bir gece'den farklı olarak toplumsal eleştiriler yerine salt tek taraflı bir aşkı okuyoruz.
    --- spoiler ---

    bir genç kızın heyecanı ile başlayan ve olgun bir kadının ölümü ile biten ileri derecede platonik bir aşk var .
    kitabı okurken kendi tek taraflı aşklarımı düşündüğümde yaşadıklarımın kitapta anlatılanlardan daha farklı bir şey olduğu fikrine kapıldım.benim tek taraflı aşklarım kısa süreli bir hoşlantı durumu olarak açıklanabilir.
    r'nin onu sevip sevmemesi,tanıyıp tanımaması çok önemli değil,o üstüne düşeni yapıyor ikisi için de seviyordu.yine bilinmeyen bir kadın yerine hatırlanan bir kadın olsa herşey çok farklı olabilirdi.
    benim aklıma takılan en büyük soru bir vazo kadar sıradan ve unutulur olduğun birine bu kadar bağlı kalacak ne vardı?
    ya da 1920'den bu yana aşk mı çok değişti?

    "sana,beni asla tanımamış sana"

    --- spoiler ---