atom

  • atom kavramının boktan tarihçesine bakarsak ms 5 yy'da yunanlıların paradokslardan kurtulmak için kurduğu bir mantığın sonucu olarak ortaya çıkmış bir fikirdir. atom yunanca atomos kökünden gelir ve daha küçük parçalara ayrılamaz parçacık olarak anlamlandırılmıştır ama bilindiği üzere insan ahmakça şeyler yapmak için dahiyane yöntemler üretir ve enistein sağ olsun atomu da parçalamışlığımız vardır(bkz: atom bombası).

    insanlığın teknolojik gelişimi üssel bir grafik izlemiştir mesela bundan 20 000 yıl önce ilkel insanlar, ilkel insanlardan 10 000 yıl sonra ateşin keşfi avcılık toplayıcılıktan yerleşik hayat geçiş ve tarım, bundan birkaç bin yıl sonra radyo, 60 yıl önce televizyon, 30 yıl önce internet yani günümüz şeklinde ilerlemiştir. fark edildiği üzere önemli buluşların insanlığa katkısı daha da artmış ve bu önemli buluşlar arsındaki zaman giderek kısalmıştır. atom yunanlılar tarafından ortaya atıldıktan sonra da önceki örneğe benzer bir şekilde bu düşüncenin meyveleri 1800'lerde yani aradan 1300 yıl sonra bilimsel olarak ancak temellendirilebilmiştir anlayacağınız 1800'lerden sonra her şey çok hızlı gelişti*. bundan sonrasını hızlı geçiyorum zaten atom düşüncesinin son halini alması 200 yıl sürdü. Dalton dedi ki atom içi dolu küredir ve korunumlu davranır, daha sonra Thompson dedi ki elektron, Rutherford dedi ki çekirdek- proton- elektron, Chadwick dedi ki nice mate but nötron, Henry moseley atom numarasına açıklık getirdi (aslında buluş önemli ama öyle hızlı geçerken değinmeye değecek kadar değil. bunu yazma sebebim bir fun fact'e değinmek. Henry moseley çanakkalede öldü), daha sonra Bohr yörüngeleri ve elektronların nasıl çekirdeğe düşmediğini açıkladı**, daha sonra Schrödinger dedi ki elektron bulutu-dalga fonsuyonu, son olarak 1950'lerden bu güne modern atom teorisi bildiğimiz*** şeklini aldı. burda o kadar fazla önemli şey keşfedildi ki hızlı hızlı geçsem bile yazarlarımız okumaya üşenecektir. buralara sonra değineceğim.

    *2. dünya savaşında polonya gibi "çok hızlı geldiler neye uğradığımız şaşırdık!?".

    **elektron çekirdeğe düşerse heisenberg'in belirsizliği yıkılır. o, bu şekilde mi açıkladı bilmiyorum ama ben bunu yazarken aklıma bu şekilde bir açıklama geldi.

    ***ha bilmiyor muyuz? o zaman sol Frame'e şarkı bırakıp durmayın, en azından öğrenme merakınız yoksa da bilim hakkında açtığım başlıklara sırf entry girmiş olmak için "haa öylemiymiş yaa", "hmm ben konuyu bilmiyorum ama buraya başlıkla hiç alakası olmayan kendi boktan tanımımı bırakıyorum çünkü insanları kanser etmek hoşuma gidiyor." gibi şeyler yazmayın... lütfen.

    şimdi atomlar ne kadar küçük hayal etmeye çalışalım. bir tane elmayı, elmanın atomları da aynı oranda büyüyecek şekilde dünyanın boyutuna getirirsek büyütülmüş olan elmanın bir atomu normal büyüklükte bir elmaya eşit olur (Feynman). yani baya küçük ama daha küçüğü var o da planck uzunluğu.

    planck uzunluğunu kozmik piksel gibi düşünebilirsiniz. şimdi insanın uzunluğunu 1 metre olarak düşünelim ve logaritmik olarak evrenin büyüklüğüne mi daha yakınız yoksa planck uzunluğuna mı daha yakınız bakalım. insan uzunluğunun ve planck uzunluğunun oranı 1'e 10^-35 olur, insanın uzunluğu ve gözlemlenebilir evren de ise bu oran 1'e 10^10 olur. şimdi etkileneceksiniz; yani evrenin uzunluğuna yakınlığımız, en küçük uzunluğa yakınlığımızdan logaritmik olarak 10^25(1'den sonra 25 tane 0) kat daha büyük. yani bize göre küçük şeyler o kadar küçük ki bizden büyük olan evrenin büyüklüğü, bizden küçük olan evrenin büyüklüğünden küçük!? dur bir tane daha deneyeceğim; bizden küçük evreni bizden büyükmüş gibi düşünürsek bizden küçük evrenin içine, bizden büyük evreneden 10^25 tane sığar.

    anlayacağınız küçük şeyler düşündüğünüzden çok daha küçük. bir daha biri atomlardan vesaireden bahsettiğinde bildiğiniz evrenden çok daha farklı ve büyük başka bir evrenden bahsedildiğini bilin.
  • Tarihsel sürecini özetleyecek olursak:

    Democritus(m.ö.400): atom kavramından bahseden ilk kişi. Maddelerin atomlarının aynı olduğunu, çok küçük, sert ve bölünemez küreler olduğunu iddia ediyor. (Atomos yunanca'da bölünmeyen demektir.)

    John dalton(1800'ler): atom konusuna ilk bilimsel yaklaşımı yapıyor. Ona göre atomlar parçalanamaz, bir maddenin tüm atomları aynıdır. atom katı, sert, içi dolu küre şeklindedir.

    Marie curie(1900'ler civarı): atomun parçalanmaz olduğu düşüncesini çürütüyor.

    Joseph john thomson(1900'ler): atom üzümlü kektir,'*' kek protonu; üzüm ise elektronu temsil eder.

    Ernest rutherford: protonlar küçücük bir yerde'*' toplanırken elektronlar çekirdeğin etrafında bulunur ve atom hacminin büyük bölümünü oluşturur. Atomda büyük boşluklar vardır.

    Aklıma gelirse bu entryyi editleyerek devam ettireceğim.
  • Fiziki ve normal tarih sürecinden sonra, (bkz: Einstein) bir zamanlar maddenin en küçük yapı taşı yani (bkz: atom)un parçalanabileceği fikrini öne sürmüştür. Bu muhtemel deneyin yalnızca (şahsi fikir olarak) Uranyum ile yapılabileceğini öngörmüştür. bileşen Yapısı olarak en fazla proton ve elektron sayısına sahip olan Uranyum (U-238) atomunun kapasitesini tamamen artırarak daha çok nötron yüklenilmeye çalışıldığında İse, atomun genişleyip, 2'ye bölündüğü öngörüsünü yapmıştır.
  • pastanelerde köpük olarak da bilinen yumurta akı ve şekerle yapılan tatlı. bazı yerlerde beze deniyor ama buna. beze ne be iğrenç bir itham. bu arkadaşın adı atomdur aksine uymayınız. bir dönem çok severdim bunu. içinin sakızımsı kalması çok hoş bir ayrıntı. gece gece canım çekti he. tarifi bırakayım şuraya:
    3-5 yumurta akı
    2 su bardağı toz şeker
    15 dakika mikserde çırp
    köpük köpük olunca fırın tepsisine kaşıkla koy
    pişirmeyi hatırlamıyorum.
    üstü pembe olmayacak işte. kızarmadan alın. dışı sert olcak. bölünce içi dolapta unutulmuş damla sakız gibi sert ama sakızımsı da olacak. ehe. afiyet olsun.