engelleme seçenekleri



tavukhakları kullanıcısı size özel mesaj gönderemez.


tavukhakları kullanıcısının yazdığı hiçbir entryi görmezsiniz.


tavukhakları kullanıcısının açtığı hiçbir başlığı görmezsiniz.
not: bu engelleme türü önerilmez (bkz: #46343)


65· 0· 0· 0· 1522 gün önce
bugün tavuklar hakkında düşündüm ve fark ettiğim şey insan türü olarak nişimiz olan aşağılamanın en ağırına maruz kalan hayvan tavuklar. bu sonuca çıtır tavuk yaparken ulaştım. bir hayvanı öldürmekte ahlaki olarak bir sıkıntı ...devamını oku
bugün tavuklar hakkında düşündüm ve fark ettiğim şey insan türü olarak nişimiz olan aşağılamanın en ağırına maruz kalan hayvan tavuklar. bu sonuca çıtır tavuk yaparken ulaştım. bir hayvanı öldürmekte ahlaki olarak bir sıkıntı görmüyorum ama hayvanın etini sırf üstüne ekmek yapıştırmak için bebeğinin suyuna batırıp onu da sanki kapına dayanmış düşman askeri gibi kızgın yağdan geçirmek üzerine düşünülmeden yapılmış bir hareket bile olsa bu tavuğun şahsına ve halkına yapılmış büyük bir hakarettir.

eğer tavuklar bir gün bize evrimde çelme takarsa o zaman hitlere göreceli olarak sempati duymaya başlarım çünkü hitlerin başladığı işi bitirmesini düşünmek ;insandan daha acımasız bir tür olduğunu düşünmekten daha "insancıl"(what ever that even means) geliyor kulağa veya ben diktatör sevdama kulp uydurmaya çalışıyorumdur.

şöyle ya da böyle tavuklar hakkındaki yersiz eylemlerin son bulması ve tavuk-insan barışının sağlanması uzun vadede olası ırk savaşlarının çıkmasına engel olacaktır. böylece gelecekte bir tavuk bir insanı öldürdüğünde periyodik bir kan davasına dönüşmeyecek, insan öldüren tavuk kahraman değil katil sayılacak, 6-8 ay arası sabun düşürmekten korktuğu bir hapishanede yatacak, medyada ölen kişi hakkında yas sayfaları açılacak ama üç ay geçtikten sonra kimse umursamayacak çünkü hepimizin bildiği gibi böyle durumlarda söylenmek üzere akıllarda sözlük niteliği kazanmış klişelerin hepsi bitecek. gene fark edilemeyecek olan şey, bütün bunlara rağmen hiçbir şeyin değişmeyeceği kanın daha az değil daha sessiz akacağı; ölümden etkileme sanki uzaklığın karesiyle azalıyormuş gibi afrika çocuklar açlıktan-susuzluktan ölmüyormuş, savaşlarda insanlar egzotik yöntemlerle infaz edilmiyormuş , kibritçi kız soğuktan donmamış , yedi yetimle kalmış ayşe teyze bir deri bir kemik kalmamış gibi dramayı sadece arka bahçemizde olunca drama kabul edecek olmamız. ama ne var biliyor musun? ne kibritçi kız ne de ayşe teyze umrumda değil çünkü onlara acımak bir sorumluluk gerektirir en azından elinden hiçbir şey gelmezmiş gibi yapan kaltaklardan değilim (evet ben de böyle sorumluluktan kaçıyorum).
entry akışı (yeni)
klasik görünüm
  • altın oran

    doğa ile bağdaştırılan bir orandır. her türlü şeklin üzerine altın oran spirali koyarak etkileyici bir şey yapmışız gibi davranılabiliniz '*' lakin bu düşündüğünüz kadar etkileyici bir şey değil. etkileyici olacak olan bu oranın doğada olmaması olurdu. bitkilerin düzenli şekillerinden tutun galaksilerin şekillerine kadar her türlü yerde altın oranla karşılaşırız. gene etkileyici değil çünkü sadece altın oranla karşılaşmayız altın oranın kuzenleri gümüş oran, bronz oran ve benzeri birçok oran vardır. mesela bizim galaksimizin şekli gümüş orana daha yakındır.

    peki neden altın oran? çünkü (es es es) ne bileyim tanrı evreni yaratırken bu sayıyı makbul görmüş heralde. çok irrasyonel bir sayı onu biliyoruz hatta en irrasyonel sayı bile diyebiliriz. sayıların irrasyonalitesi ölçülebilir bir şey mi? evet ölçülebilir bir şey. tamam artık altın oranın ispatını yapıp kaçayım. Fibonacci dizisindeki ardışık terimlerin oranı git gide altın oran yaklaşır.

    1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34....
    1/1=1
    2/1=2
    3/2=1.5
    5/3=1.66..
    8/5=1.6
    13/8=1.625
    .
    .
    f(n+1)/f(n) = 1,6180339887498...

    f(n): fibonacci dizisindeki n. elamanı temsil eder

    çaylakolmayan yazmış önceki iki terimin toplamı sonraki terimi verir yani: f(n) + f(n+1) = f(n+2)

    o zaman madem oran dedik:

    f(n+1) / f(n) = f(n+2) / f(n+1)

    f(n+1) / f(n) = [ f(n+1) + f(n) ] / f(n+1)

    f(n+1) / f(n) = 1 + f(n) / f(n+1)

    f(n+1) / f(n) oranını istediğimize göre" f(n+1) / f(n) = x "diyelim. o zaman "f(n) / f(n+1) = 1/x"olur

    x = 1 + 1/x

    x - 1/x - 1 = 0 => iki tarafı da x ile çarpalım

    x^2 - x - 1 = 0 => bunun köklerini hesaplarsanız sonuç: (1+ √5)/2 ve (1 - √5)/2 çıkar

    iki sayı da altın oran ancak bu seri negatife de uzandığı için bir kökü negatif çıkıyor onu dert etmeye gerek yok.
  • bayram çikolatası kağıdını düzleştirmek

    bunun hakkında daha önce yazmıştım ama düşüncemi biraz daha teknik olarak açıklamak istedim.

    Bayram çikolatası alüminyum kağıdında (Bundan sonra biz buna kısaca "bçak" diyelim. Sonra kısaltmanın "bıçak" kelimesine benzediğini fark edip bıçak olarak değiştirelim) hiperbolik paraboloit oluşmasının nedeni bıçak'ın deforme olmasıdan dolayı. Deforme nedir, nasıl yapılır? Bir cisimin esnekliğinden bahsederken iki çeşit esneklikten bahsederiz biri elastik esneklik diğeri plastik esnekliktir. Bir cisime kuvvet uyguladığımızda cisimin şeklini koruyabildiği maksimum kuvvete kadar elastik esneklik geçerlidir, bu kuvvet geçildikten sonraysa cisim eski haline geri dönemez burada da plastik esneklik geçerlidir. Elastik esneklik için hook yasası (F=k.x) işler, bu kuvvet aralığında kuvvet ve uzama miktarı doğrusal olarak davranır. Plastik deformasyonda ise uzamam miktarı cisimden cisime farklılık gösterir. bıçak (alüminyum) için kuvveti y eksenine uzama miktarını x eksenine yazdığımızda -elastik esneklikten sonra- grafik √x’imsi bir grafik çizer yani uygulanan kuvvete göre bıçak kenarlardan daha fazla esnerken ortadan daha az esner yani bir nevi tanecikler arasındaki mesafeye göre tek boyutta bir parabol oluşur (aslında oluşmaz ama bıçak küçük bir cisim olduğu için buna parabol diyip geçiştirirsem buna kimse karşı çıkamaz. Küçük şeylerin özelliklerinin yuvarlanabilirliğine dayanarak bıçak’ı hiperbolik paraboloit ilan ediyorum.).

    bunu şu şekilde de düşünebiliriz: bir tane yayı yavaş yavaş çekiyoruz; bu durumda yaydaki uzama, birim uzunluk başına eşit olarak artar ama biz yayı hızlı çektiğimizde -eylemsizlikten dolayı- çekilen tarafta yay daha fazla uzar. Bıçak'daki bu uzama kalıcı olduğu için çekilen uçtaki uzama, merkezdeki uzamadan daha fazla olur .Kaç tane ruh hastası bıçak’ın nasıl yapıldığını izledi bilmiyorum ama alüminyum kağıt çikolatanın üzerine sarılırken iki zıt köşeden çekilerek yapılır, iki zıt köşedeki deformasyon belirttiğim gibi köşelerde daha fazla olduğu için alüminyum üzerinde birbirine dik sonsuz parabol oluşur bu da hiperbolik paraboloiti, bıçak için stabil bir şekil yapar.
  • atom

    atom kavramının boktan tarihçesine bakarsak ms 5 yy'da yunanlıların paradokslardan kurtulmak için kurduğu bir mantığın sonucu olarak ortaya çıkmış bir fikirdir. atom yunanca atomos kökünden gelir ve daha küçük parçalara ayrılamaz parçacık olarak anlamlandırılmıştır ama bilindiği üzere insan ahmakça şeyler yapmak için dahiyane yöntemler üretir ve enistein sağ olsun atomu da parçalamışlığımız vardır(bkz: atom bombası).

    insanlığın teknolojik gelişimi üssel bir grafik izlemiştir mesela bundan 20 000 yıl önce ilkel insanlar, ilkel insanlardan 10 000 yıl sonra ateşin keşfi avcılık toplayıcılıktan yerleşik hayat geçiş ve tarım, bundan birkaç bin yıl sonra radyo, 60 yıl önce televizyon, 30 yıl önce internet yani günümüz şeklinde ilerlemiştir. fark edildiği üzere önemli buluşların insanlığa katkısı daha da artmış ve bu önemli buluşlar arsındaki zaman giderek kısalmıştır. atom yunanlılar tarafından ortaya atıldıktan sonra da önceki örneğe benzer bir şekilde bu düşüncenin meyveleri 1800'lerde yani aradan 1300 yıl sonra bilimsel olarak ancak temellendirilebilmiştir anlayacağınız 1800'lerden sonra her şey çok hızlı gelişti*. bundan sonrasını hızlı geçiyorum zaten atom düşüncesinin son halini alması 200 yıl sürdü. Dalton dedi ki atom içi dolu küredir ve korunumlu davranır, daha sonra Thompson dedi ki elektron, Rutherford dedi ki çekirdek- proton- elektron, Chadwick dedi ki nice mate but nötron, Henry moseley atom numarasına açıklık getirdi (aslında buluş önemli ama öyle hızlı geçerken değinmeye değecek kadar değil. bunu yazma sebebim bir fun fact'e değinmek. Henry moseley çanakkalede öldü), daha sonra Bohr yörüngeleri ve elektronların nasıl çekirdeğe düşmediğini açıkladı**, daha sonra Schrödinger dedi ki elektron bulutu-dalga fonsuyonu, son olarak 1950'lerden bu güne modern atom teorisi bildiğimiz*** şeklini aldı. burda o kadar fazla önemli şey keşfedildi ki hızlı hızlı geçsem bile yazarlarımız okumaya üşenecektir. buralara sonra değineceğim.

    *2. dünya savaşında polonya gibi "çok hızlı geldiler neye uğradığımız şaşırdık!?".

    **elektron çekirdeğe düşerse heisenberg'in belirsizliği yıkılır. o, bu şekilde mi açıkladı bilmiyorum ama ben bunu yazarken aklıma bu şekilde bir açıklama geldi.

    ***ha bilmiyor muyuz? o zaman sol Frame'e şarkı bırakıp durmayın, en azından öğrenme merakınız yoksa da bilim hakkında açtığım başlıklara sırf entry girmiş olmak için "haa öylemiymiş yaa", "hmm ben konuyu bilmiyorum ama buraya başlıkla hiç alakası olmayan kendi boktan tanımımı bırakıyorum çünkü insanları kanser etmek hoşuma gidiyor." gibi şeyler yazmayın... lütfen.

    şimdi atomlar ne kadar küçük hayal etmeye çalışalım. bir tane elmayı, elmanın atomları da aynı oranda büyüyecek şekilde dünyanın boyutuna getirirsek büyütülmüş olan elmanın bir atomu normal büyüklükte bir elmaya eşit olur (Feynman). yani baya küçük ama daha küçüğü var o da planck uzunluğu.

    planck uzunluğunu kozmik piksel gibi düşünebilirsiniz. şimdi insanın uzunluğunu 1 metre olarak düşünelim ve logaritmik olarak evrenin büyüklüğüne mi daha yakınız yoksa planck uzunluğuna mı daha yakınız bakalım. insan uzunluğunun ve planck uzunluğunun oranı 1'e 10^-35 olur, insanın uzunluğu ve gözlemlenebilir evren de ise bu oran 1'e 10^10 olur. şimdi etkileneceksiniz; yani evrenin uzunluğuna yakınlığımız, en küçük uzunluğa yakınlığımızdan logaritmik olarak 10^25(1'den sonra 25 tane 0) kat daha büyük. yani bize göre küçük şeyler o kadar küçük ki bizden büyük olan evrenin büyüklüğü, bizden küçük olan evrenin büyüklüğünden küçük!? dur bir tane daha deneyeceğim; bizden küçük evreni bizden büyükmüş gibi düşünürsek bizden küçük evrenin içine, bizden büyük evreneden 10^25 tane sığar.

    anlayacağınız küçük şeyler düşündüğünüzden çok daha küçük. bir daha biri atomlardan vesaireden bahsettiğinde bildiğiniz evrenden çok daha farklı ve büyük başka bir evrenden bahsedildiğini bilin.
  • hiç yapılmadığı için gurur duyulan şeyler

    t: insan kendisinin bir b*k olmadığını fark ettiğinde kendisi hakkında iyi hissetmek için kullandığı küçük rahatlatma düşünceleridir.(bkz: tamam bunu yaptık da en azından bunu yapmadık)

    şahsım adına ilk başta bir bok yerim sonra pişman olurum, daha sonra en azından pişman olabiliyorum diye bu pişmanlıkla küstahça gurur duyarım. bu en azından kendim hakkında iyi hissedebilmek için elime güvenebileceğim bir veri verir.

    mesela bir keresinde denize sıçmıştım. bununla gurur duyuyor muyum? evet çünkü denize sıçmadan denize sıçmanın nasıl bir his olduğunu (çok zor) bilemezdim. bunu yapmamak benim için bir gurur kaynağı olur muydu? hayır çünkü kendim hakkında iyi hissetmek için toplumca yapılmaması gereken şeyleri tabulaştıran insanların verilerini kullanacak kadar ön yargılı değilim.
  • bir matematik bilgisi bırak

    monty hall problemi

    

evet, birçok matematik üstadının bile yanlış cevapta israr ettiği bir problemden bahsedeceğim. bu yüzden çok dikkatli ve tekrara düşerek yazacağım.

    

önümüzde üç kapalı kapı var. bu kapların ikisinin arkasında soğanlı, birinin arkasında normal menemen var*.

    

*evet soğanlı menemen, normal menemen değil ve hayır soğanlı menemen daha güzel değil, evet! soğanlı menemeni yabancılaştırıyorum.



    bu kapılardan görevli ve normal menemenin (nm) nerede olduğunu bilen bir adam var. biz bir kapı seçtiğimizde normal menemeni seçme yani istediğimiz (evet istediğimiz) sonucu seçme ihtimalimiz 1/3, soğanlı menemen (sm) seçme ihtimalimiz ise 2/3 olur. 



    tamam başlayalım biz bir kapı seçiyoruz ve kapıların ardında ne olduğunu bilen görevli ,bizim seçtiğimiz dışındaki, sm olan kapılardan birini açıyor ve geriye kalan kapalı kapı ve seçtiğimiz kapı arasında değişim yapabileceğimizi söylüyor.

 Değiştirmeli miyiz?

    durumu inceleyelim, bizim ilk başta doğruyu seçme ihtimalimiz 1/3. adam kapılardan birini oyundan çikartığında bu sefer bizim doğruyu seçme ihtimalimiz 1/2 oldu yani değiştirsek de değiştirmesek de durum aynı olur (es es es) gibi gözüküyor değil mi?



    değil, değiştirdiğiniz durumlarda daha fazla kazanma ihtimaliniz var. şimdi şöyle ki oyunun başlangıcında 2 tane sm 1 tane nm olduğuna göre bizim sm seçme ihtimalimiz nm seçme ihtimalimize göre 2 kat büyük yani biz büyük ihtimalle sm'yi seçeriz. yani sm'yi seçtiğimizi düşünürsek geriye kalan diğer sm'yi de adam oyundan çıkarttığına göre bizim seçtiğimizi değiştirmemiz gerekir ki nm'yi seçelim.



    biliyorum hala ikna olmadın hala son durumda şansının yarı yarıya olduğunu düşünüyorsun. bir örnek daha vereyim mesela bu sefer 100 tane kapımız olsun bunlardan 99 tanesi sm 1 tanesi nm olacak şekilde biz bir kapı seçtiğimizde bu kapı 99/100 ihtimalle sm olacak. adam bu 100 tane kapdan 98 tane sm olanı açtığında geriye iki kapı kalır bunlardan birinde sm diğerinde nm var ve biz %99 ihtimalle sm'yi seçtiğimize göre o zaman kapıyı değiştirmeliyiz ki nm'yi seçelim.

    neyse, menemen seçmek için yeterince gereksiz bir yöntemden bahsettim. gelecek haftaya sufle ve türevleriyle görüşmek üzere.



    not: lütfen bana yanlış düşünüyorsun diye yazmayınız (ama mevzuyu anlamayanlara yardımcı olurum) daha fazla bu konu hakkında tartışmak istemiyorum arkadaşlarıma yeterince yanlış olduklarını söyledim. kendiniz de deneyebilirsiniz değiştirdiğinizde daha fazla bildiğinizi göreceksiniz. doğru düşünüyorum, daha ne kadar basit anlatılabilirdim bilmiyorum (es es es) normal menemen, soğanlı menemeni döver.

    

edit: hunharca imla. hala varsa affola.