göğü delen adam

  • Samoa' daki Tiavea' nın kabile reisi Tuiavii Avrupa seyahati sırasındaki izlenimlerini kabilesi için metin halinde hazırlamıştır. Kıyafet, zaman, para, meslek gibi bir çok konuda Avrupa da gördüklerini eleştirerek anlatır Tuiavii.
    Modernizmin, fark etmeden uyduğumuz direktiflerinin farkına vardırır ve o kabileye katılma isteği uyandırabilir.
    Kitapta en sevdiğim bölüm ise para ile ilgili yazdıklarıdır. "Daha doğar doğmaz para ödemeye başlarsın. Öldüğünde de, öldüğün için ailen para ödemek zorunda kalır. Ayrıca bedenin toprağa verildiği için ve mezarına senin adına dikilen taş için de para ödemek gerekir.
    Avrupa'da para vermeden herkesin yararlanabileceği tek bir şey buldum: Hava. Havanın da, yalnızca unutulduğu için parasız olduğunu sanıyorum."
  • bu kadar sade bir dille bizi şaşırtan kitap.kabilede 'benim' yoktur.herşey herkesindir.
  • Göğü Delen Adam, Erich Scheurmann tarafından Almanca olarak 1920 yılında yazılmış. Samao'da bir kabilenin şefi olan Tuavii'nin kabilesine mektup biçiminde yapılan Avrupa'ya dair öğütler ve anlatımlar mevcut. Almanca'daki özgün adı "Der Papalagi" ve bu kelime beyaz adam, yabancı anlamına geliyor lakin birebir çevrilince göğü delen adam anlamına geliyor. Çünkü Samoa'ya gelen ilk misyonerler masmavi deniz ve göğün birleştiği yerden kocaman beyaz bir yelkenliyle adaya gelmişler. Samoa yerlileri bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak görmüş ve göğü deler gibi olduğu için bu ismi vermişlerdir onlara.
    Konuya gelecek olursak adada tüm doğallığıyla yaşayan yerliler ile bizim modern dediğimiz toplum arasındaki farklar gözler önüne seriliyor. Halkın lideri olan Tuvaii dünyanın birçok yerine seyahat ediyor, hiç alışık olmadığı ve garipsediği olaylara, insanlara tanık oluyor. Avrupada da bir müddet yaşamış olan kabile şefi, bu edindiği tecrübelerle halkına birçok mektup ve notlar yazıyor. Kitabın içeriği de bu mektupların toplanmasıyla oluşmakta. Bu mektuplarda Avrupalıların, yani biz beyazların; giyimine, para tutkusuna, zaman ve mekan vurgusuna, mesleklerimize, birbirimizden uzak ve soğuk tavırlarımıza, birbirimize selam verip almaktan aciz halimize, makineleşen dünyamıza, taş binalardaki yalnızlığımıza eleştiride bulunuyor. Kısacası hayatımızın her noktasına eleştiride bulunuyor. Ayrıca din ve Hristiyanlık konuları hakkında da ilginç tespitleri var. Modernleşen Avrupalıların, Hristiyanlığı bir araç ve gösteriş amaçlı olarak kullandıklarını iddia ediyor. Kabile şefine göre Avrupalı misyonerler içi boşaltılmış bir dini topluma yaymaya çalışıyorlar.
    Göğü Delen Adam, günden güne makineleşip, ruhsuzlaşan bu hayatımıza en büyük eleştiri ve aslında nasıl yaşamalı sorusuna da büyük ölçüde cevap veriyor. Farklı bir bakış açısı ve kendini tartmak isteyenler için cazip bir kitap.
    blogumda yer verdiğim şekliyle sizlerle de paylaşmak istedim.
  • (bkz: papalagi)
  • tövbesttt