babaların ilginçlikleri

  • Bir miktar keçi sakalı bırakmıştım o zamanlar. Yeni yeni sakal çıkıyor tabi, heves ettim.

    Peder beyler memur adam. Önce, "O sakalın hali ne," diyerek başladı. Bense susmayı tercih ettim. Senelerin öğretmeni, sesi yüksek çıkıyor elbette. On dakika boyunca aralıksız bir şekilde bağırarak bir şeyler anlatmaya çalıştığını hatırlıyorum. Herhalde artık sustu diye düşünerek bulunduğum odayı terk edecektim ki, yeniden bağırmaya başladı. Yirmi dakika boyunca geçmişten, ondan bundan örnekler verdi. Üçüncü bölümde de susmayı tercih ettim fakat o hala yüksek sesle bir şeyler anlatıyordu.

    En sonunda dayanamayıp, "bağırma artık," dedim.
    Verdiği cevap enteresandı.

    -oğlum, neden babana bağırıyorsun?

    tanım: yıllar sonra güleceğiniz anılar biriktirmenize vesile olan ilginçliklerdir.
  • Mental yönden Update olmaması. Dişlilerin birbirini yediğine aldırmadan, hala gururla 69 model(temsili).
  • "Iş yerine kargo yolladım " dedi. Bugün sahadan döndüğümde odamda kocaman bir koli vardı. Zor bela biraz da yardım alarak önce arabaya sonra eve taşıdım. Içinden memlekete has, bir yaz boyunca köyde yetiştirip kurutup hazırladığı şeyler vardı. Ve bir de oyuncak. Torunu da kendi gibi... herşeyi bırakıp o oyuncakla yattı şimdi. "Baba kapanmadı mi köy fasli? " dedim. Bağı budayip döneceğim annenin yanına, az kaldı isim diyor. Bu adam bağ budayacagim diyor. Son bir kaç yılda bildiğin organik tarimci oldu...
  • Çoğunlukla güldürür. Şahsen biz üzerine çokça geyik yapıp çokça gülüyoruz. Kendisi kitleleri peşinden koşturmayı seven, akım çılgınlığı yaratan nevi şahsına münhasır bir insandır. Uzun zaman boyunca tuşlu telefon kullandı, amcam telefoncu olduğu için ne zaman bir telefon arızası - şarj problemi yaşasa gider yeni bir telefonla çıkagelirdi ama hep tuşlu, akılsız bir telefon seçerdi.

    Yaklaşık iki sene önce yine böyle bir ziyaretinde amcam tuşlu telefon kullanma artık, akıllı telefona geç deyip bir adet 5S tutuşturmuş babama. Bizler: Eyvahlar olsun! Babam bir cihazın yüz tane özelliği varsa yüz özelliğini de keşfedip, deneyen, severse aktif kullanan biridir. Elinde ise bir iOS vardı artık. Babamla aynı dönemlerde ben de mail trafiğini yönetmek için illallah edip android tabanlı bir telefona geçiş yaptım. Tabii babam elindeki telefona alışıncaya kadar, özelliklerini keşfedinceye kadar bin tane sual gırla geliyor..

    Evdeki tek android kullanıcısı olarak bu işten pek güzel sıyrıldım; bu iki telefonun işletim sistemi farklı ben anlamıyorum ondan'*' Tabii kardeşceğizlerim, abim muhatap alınmaya başlandı. Birkaç ay içerisinde epey çözdü telefonu babam. Lakin babamın başta da bahsettiğim gibi kitleleri peşinden sürüklemek gibi ilginç bir misyonu vardır. Yıllarca kullandığı her telefondan arkadaşları, mahalle sakinleri ve cemaat aldı durdu. Nasıl bir uymaca akıl bilmiyorum. Hoş babam elektronik - teknolojik olaylarda biraz yetkin olduğu için joker eleman gibi her cihazın ustası olduğundan muhtemelen bu detaydan mütevellit insanlar çılgın gibi babamın kullandığı telefondan alıyor. Neyse efenim şimdi babam iphone'lanınca bilin bakalım ne oldu? Hı hı, evet. Kardeşim her gün bir iphone ile amcamın yanından dönmeye, cemaati iphone'lamaya başladı. Babamın kendinden en az 15-20 yaş büyük kişilerle arkadaşlık ettiğini söylemeliyim. Babam her özelliği onlarla paylaştığından her gün bir yeni kişi akıma kapılıyordu. (çocukları dur baba diyordu, durmuyordu; yaşlı başlı insanları, gözü görmeyen dedeleri iphone’a özendiriyordu)

    Yeni modeller nedeniyle piyasası da düşük modellerin bilirsiniz. Eh ellerindeki tuşlu telefonların da ömrü dolduğundan tamiriyle kimse uğraşmadığından sonuç; iphone ya Resulallah! Asıl ilginçlik daha doğrusu bizim eğlence malzememiz burada başlıyor: İstisnasız her gün 3 kişi kardeşimin, benim yanıma gelip 'babanın telefonuna şunu indirmişsin; bize de indir!' minvalinde isteklerle çıkageliyorlar. En son sürekli konum paylaşma diye bir zımbırtı yaptı kardeşim babamın telefonuna. Birbirlerinin nerede olduklarını haritadan canlı olarak görüyorlar falan.. Babama sakın cemaate, arkadaşlarına gösterme uğraşamayız dedik. İlk birkaç gün sürekli şehir dışına çıkan amcam üzerinde uyguladı bu özelliği. Sonra dayanamamış ya da tevafuk bilmem cemaat öğrenmiş. Hobaa gelsin amcalar gitsin amcalar: Bize de indir, biz de istiyoruz!

    Çıldırma noktasına gelir de sinirden güler ya insan hah uzun süre o aşamada kaldık sonra geyiğe vurduk işte sjkdhfkds Yalnız babam ne zaman telefonu eline alıp bize doğru yaklaşsa Allah'ım hayırrr moduna geçiş yaptığımızı inkar edemem ya da yanında biriyle bize doğru tebessümle yaklaştığında :)

    Buraya kadar okuyanlar mesaj kutumu renklendirsin tebrik edeceğim! '*'

    Edit: Paragraf diye bir şeyin olduğunu hatırlatanlar oldu; işlem tamam!
  • yazları karpuz,kışları sütün evde olduğuna bi türlü inanmaması.
    her yaz evde mutlaka 3 tane karpuz varken bile telefon edip karpuz istemesi.
    kilolarca süt varken eve gelirken süt al demesi,sonra onlardan yoğurt yaptırması.
  • kanal değiştirince uyanması.
    pazardaki en iyi meyve sebzeyi kendisinin seçebileceğini saatlerce anlatabilmesi.
    yemek sonrası kahve içmesse ölcek hastalığına tutulması.
    uzak mesafeden bana seslendiğinde yanına doğru gitmeme rağmen ismimi bağırmaya devam etmesi.(evet yazın plajdaki o garip aile bizdik.)
    cep telefonunun belli bi sınırı olmasına rağmen herşeyin yüklü halde bulunabilmesi(bilimadamları araştırsa babamın telefonundan dünyanın anlamını çözerler yemin ediyom)
  • Akşamları eve girdiğimde ilk iş salondakilere selam veririm hal hatır sorarım olay şu ki babama ''nasılsın?'' diye sorduğum zaman suratı asık bir şekilde sadece mimikleriyle ''idare eder'' gibi bir cevap verir ben de bu durumu bana karşı sebepsiz yere tavır aldığını düşünerek ertesi gün selam verir odama çekilirim o zaman da şu diyalog gerçekleşir;
    +Gelsene lan odaya
    -Efendim baba
    +Ne hiç hal hatır sormuyorsun eşek hemen gidiyorsun odana
    -*!? Baba hal hatır sorunca cevap vermiyorsun sormayınca kızıyorsun sende ha(gülünç bir konuşmayla)
    +Hadi lan ordan babası hariç eşekoğlu eşek ne zaman sordun da cevap vermedim ?
    -*!? :D :D :D tamam baba
  • benim babam da aksiyonlu bir film izlerken reklamda kanal değiştirirken başka bir aksiyonlu filme denk gelmişti ve hiç kopmadan onu izlemeye devam etmişti'*''*'
  • Babamla sıradan bir telefon konuşmamız:

    -kızım bana hastaneden randevu alır mısın?
    +kimlik numaranı atarsan hemen alırım Babacım.
    -ne atabilirim ne tutabilirim söyleyebilirim istersen.
    +sjajshj tamam söyle babacım.
    -ne söyliym? Türkü mü söyliym?
    +__________
    -Ehemehehe şaka şaka söylüyorum yaz hadi.

    Yümüzden gülümseme kalbimizden sevg
  • Sürahi kime yakın olursa olsun en uzak kişiden su istemeleri. Acayip garip bi olay kolunu bana uzatmak yerine sürahiye uzatsa daha az yorulacak fakat beni dürtüp su istiyor.
  • Her konuyu siyasete bağlaması. Ulen eve alınan yeni mobilya takımından, kitap okumaktan, telefonun hızlı şarj özelliğinden bahsederken o konu nasıl oluyor da yine siyasete geliyor anlamıyorum.
  • Her gün bir ilginçlik, komiklik yazabileceğim yegane başlık ^^

    Bugün bizim mekanın önünde bir taksici krizi yaşandı. Bölgenin taksicisinin yerine başkası park etmiş sonra ilk taksici başka taksiyle falan geldi bir anda birkaç taksici burası bizim tartışması yaşadı. Tartışma diyorum ama en ufak bir gürültü, argo, vs olmadı. Kendi aralarında tartıştılar. Biz de gördük tabii, burnumuzun ucunda cereyan ediyor olay. aha dedim kardeşime, babamı uzak tut oradan karışmasın hiç. İlk başta gitti ne oluyor falan dedi, bizim rutin taksiciyi koruyor falan. Sonra babam ortalıktan kayboldu. Biz rahatladık, karışmadı iyi, oh diye. Çünkü kavgayı ayıracağım diye zarar görmesinden endişe ediyorduk. Oh dedik. 5 dakika sonra bir baktık ortalıkta olmayan babam, sonradan gelip bölgeyi sahiplenen taksinin içinde oturmuş taksiciler bilmem ne derneğinin başkanıyla telefonda konuşuyor, olmaz böyle falan filan sorunu çözmeye çalışıyor sjdhsjkdhfv O hengamede hiç beklemediğim için böyle bir şeyi kardeşimi de çağırdım bakıp bakıp güldük :) '*' '*' '*'
  • arabayı çarpacağım diye tereddüt edip bağıran, kendisi çaptığında bir kedi yavrusu gibi arayıp arabayı vurduğunu söylemek
  • son telefon konuşmamız;

    -baba nasılsın?
    +(yanındakine) yerime baksana az. (bana) oğlum nasılsın?
    -iyidir baba, senden ne haber? lokalde misin yine?
    +arkadaşlarla konuşuyorduk işte hayat iş güç... (oradan birine) atma onu atmaaaaa!!!
    -baba ne işi gücü bildiğin emekli dayı modundasın, 101 mi? okey mi?
    +101 ya. (yine birine) bir tur bekleyemedin de mi?
    -erken mi açtı o?
    +evet yaaa kaş göz ediyorum anlamadı da. yok bunlarla ortak olunmaz.
    -olunmaz baba. kim o fethi abi mi?
    + o o selamı var sana. (içeriye) dizin siz dizin.
    -şeker yeme, tatlı hiç yeme!
    +yemem yemem şeker hastasıyım ben oğlum. öpüyorum çocuklarııııı

    çocuk yaa
  • radyoda maç dinlerken hakemi pozisyonun ofsayt olmadığına ikna etmeye çalışması.
  • torunlarına hayali masallar anlatması
  • kovboy filmi gördüklerinde far tutulmuş tavşana dönmeleri.
    kumanda olayını söylememe gerek yok herkes basmış üstüne ayağını zaten.
    yaşlandıkça çocuklaşmaya başlamaları ve çenelerinin düşmesi.
    bir gün senin giyimine karışmazken ertesi gün de karışabilmesi.
    rakıyı kendi elleriyle denettirmesine rağmen eve içki alınca kızması ve aynı hafta doğum günümde şaka yollu takılması.
  • kumandanın pilinin bittiğine ikna olmaması ve ani hareketlerle kumandayı şaşırtarak kanal değiştirmesini sağlamaya çalışması. pili o denli sonuna kadar kullanıyor ki kumandanın kapağını açıp direkt boş pil haznesine yeni pili takıyoruz.
/ 2