bellerophontes

  • (bkz: sisifos) ile beraber; yunan mitolojisinin en hüzünlü hikayesine sahip olduğunu düşündüğüm mitolojik karakter. ki kendisi de sisifos'un torunudur. homeros hikayesini şöyle anlatır;

    At besleyen Argos'un bir bucağında Ephyre İli vardır,
    Aiolos oğlu Sisyphos yaşardı orada,
    insanların en kurnazıydı o,
    bir oğlu oldu, Glaukos'tu adı;
    Bellerophontes doğdu ondan sonra,
    Glaukos'un kusursuz oğlu.
    Erkeklik, güzellik bağışladı tanrılar ona.
    Ama Proitos geçirdi gönlünden kötü şeyler,
    kendisi ondan çok daha güçlüydü,
    sürdü onu Argos'lular arasından;
    Zeus almıştı Bellerophontes'i Proitos'un eli altına.
    Tanrısal Anteia, Proitos'un karısı,
    yanıp tutuşuyordu, Belterophontes'le, diyordu,
    gizlice bir sarmaş dolaş olsam,
    ama birazcık olsun kandıramadı onu,
    o sıra aklı başındaydı Bellerophontes'in.
    Kadın bir yalan attı kral Proitos'a, dedi ki:
    "Bellerophontes'i öldürmezsen lanet sana,
    o benim zorla koynuma girmek istedi".
    Böyle dedi o, kralı birden öfke kapladı.
    Ama saygı besliyordu yüreğinde,
    Bellerophontes'e kıyamadı.
    Gönderdi onu Lykia'ya,
    Eline uğursuz işaretler verdi,
    üst üste katlanan bir levhaya yazdı bir sürü ölüm yazıları.
    Kaynatasına göstermesini buyurdu,
    böylece yok olacaktı o.
    Bellerophontes tanrıların eliyle vardı oraya.
    Gelince Lykia'ya, Ksanthos nehrine,
    yaygın Lykia'nın kralı onu saydı.
    Ağırladı onu tam dokuz gün,
    dokuz tane öküz kurban etti.
    Gül parmaklı şafak görününce onuncu günü.
    Bellerophontes'e sordu,
    damadımdan getirdiğin işaret hani? dedi.
    Alır almaz damadının işaretini,
    buyurdu önce azgın Khimaira'yı öldürmesini;
    tanrı soyundandı o, insan değildi.
    Önü aslan, arkası yılan, ortası keçiydi,
    yalımlı nefesiyle kötü soluyordu.
    Bellerophontes uydu tanrıların isteğine,
    onu bir anda yere serdi.
    Çarpıştı sonra ünlü Solymo'larla.
    Girdiği savaşların bu en çetiniydi.
    Erkek gibi Amazon'ları öldürdü sonra.
    Dönüsünde kral ona zorlu bir tuzak kurdu:
    Yaygın Lykia 'dan en iyi yiğitleri seçti gönderdi pusuya,
    ama onlar bir daha dönmediler evlerine,
    kusursuz Bellerophontes öldürmüştü hepsini.
    Kral da anladı onun tanrı soyundan olduğunu,
    alıkoydu orada, verdi kızını,
    bütün krallık onurlarını bölüştü
    Lykia'hiar da ayırdılar bahçelik,
    buğdaylık bir tarla,
    ayırdılar en büyük, en güzel bir toprağı.
    Karısı üç çocuk doğurdu bilgili Bellerophontes'e:
    Isandros, Hippolokhos, Laodameia.
    Akıllı Zeus, koynuna girdi Laodameia'nın.
    Laodameia, doğurdu tanrıya denk tunç silahlı Sarpedon'u.
    Ama bir gün tanrılar tiksindi Bellerophontes'ten,
    Aleion ovasında kaldı o tek başına,
    insan uğrağından uzakta yedi kendi kendini.
    Savaşa doymayan Ares öldürdü oğlu Isandros'u,
    çarpışırken ünlü Solymo'larla.
    Kızdı dizginleri altın kakmalı Artemis,
    aldı Laodameia'nın canını.
    Hippolokhos da baba oldu bana,
    ben övünürüm onun oğlu olduğum için.
    Troya'ya gönderdi beni o,
    sıkı sıkı salık verdi bana:
    Hep yiğitçe dövüşeyim, üstün olayım başkalarından,
    utandırmayayım atalarımın soyunu,
    onlar ki Ephyra'da,
    yaygın Lykia'da en iyi, en ünlü kişilerdi.
    Övünürüm işte, bu soydan, bu kandan olmakla.
    kaynak
  • Belleröphöntesssss beyyyyy nerelerdeydiniz efendim? Burası iyice ıssızlaşmış ya..herkes nerede?