düşün ki o bunu okuyor


  • el değmedik yara mı kaldı? - diye çınlıyordu kulaklarımda. günlerdir, haftalardır, hatta ay olmuştu. ‘’el değmedik yara mı kaldı’’ - diye soruyordu cılız bir kadın sesi zihnimde.
    yüreğimden süzdüğüm kelimeleri bohçasında saklamış, bir bir mermi eyleyip can evimden vurmuştu beni. kağıt kesiğine benziyordu sızısı. liğme liğme olmuştu içim, lakin bırakamıyordum bir vakit ‘’dost’’ diye seslendiğim eli vefakârlığımın hatırına.
    garipti çaresizliğimin izası, herkesin konuşup, kimsenin anlamadığı bir dilde söylenmek gibiydi benimkisi. dil’imden sesi, elimden kalem’i, içimden mor balıklarımdan birini araklamıştı, ben yinede adına güller ekmeye devam ediyordum bahçeme. aptaldım çünkü.