öğrenciye 12 yılda ingilizce öğretemeyen sistem


  • kendi dilini düzgün konuşamayan ve kendini ifade edemeyen insanlar var. ingilizcenin öğrenilmemesine şaşırmıyorum.

    ülkemizdeki sistem dil öğretmeye değil sınava hazırlamaya ve yarıştırmaya yönelik. senin ne kadar iyi bildiğinin önemi yok, diğerlerinin ne kadar kötü yaptığının ve onların önüne ne kadar geçebildiğinin önemi var. idare edecek kadar puan alsam yeter mantığı var. merak edip araştırmak yok yan gelip yatmak var. bunaltıcı bir müfredat, yeri geldiğinde asık suratlı hocalar var. ülkenin eğitimi insanların huzuruyla paraleldir. ülkede evvela huzur hakim değil, kaos var. bu da eğitime ister istemez yansıyor. bir de işinin ehli insanları öğretmen yapmayıp, öğretmen olacak insanları da kpss denen serüvenle yarıştırıyorlar. kpss'de daha çok soru çözüp diğerlerini geçmek kişinin iyi bir öğretici/öğretmen olacağı anlamına gelmez.

    dil konusu ise bambaşka dünya. ilk olarak bir dili öğrenmek için size bebek gibi davranılması gerekir. küüüüüüüüt diye sıfat, özne, zamirden değil önce kulağın alışmasından başlanır. anlamasanız bile bir hocanın karşınıza geçip konuşmasıyla başlaması gerekir. sonrasında sıfırdan başlanır ve ilerlenir. sit down please dedikten sonra ahmet tahtayı sil oğlum demekle yürümez bu iş.

    yabancı dil insan zihninin en berrak olduğu dönemde verilmeye başlanmalıdır. ufak yaştan başlar, orta yaşlarda şekillendirir ve mantığını izah eder, olgun yaşlarda da bunu tam olarak oturtursunuz. türkiye bu konuda çok geri. gerçi eğitim anlamında artık dünyada birçok ülkeden de geri olmaya başladı. bunu da ayrı tartışma konusu yapabiliriz.

    son olarak dil öğrenilecekse sınıftaki öğrencilerin birbirleriyle ıkına sıkıla o dille konuşmaya çabalanması da gerekir. eğer dili öğrenen öğrenci okumayı söktüğü bir yaştaysa hikaye kitapları okumaya çalışmaya başlamalı ve onu anlamak için gayret göstermelidir. 12. sınıf lise öğrencisine i was, they were göstermekle olmuyor işte. kasmayın.

    e peki bu kadar konuştun birader tavsiyen var mı derseniz evet var.

    bir hikaye kitabı alın. bir de sözlük. kitabı okuyun. anlamadığınız her kelimenin altını çizip türkçe anlamını bir kağıda yazın ve ara sıra bu kağıdı okuyun. kitabı anlamak için gayret gösterin. bir sayfada yeri gelir 5 yeri gelir 25 tane anlamadığınız kelime çıkar, sıkılmadan çevirmeye başlayın. okuyup anladığınız metinlere ellemenize gerek yok. fakat anlamadığınız her kelimenin üstün gidin. bu kelimelerle kafanıza cümle kurmaya çabalayın. gerekirse egzersiz yapacak hayali bir arkadaşınız olsun. ağızdan çıkan kelimeyi kulağınız duyarsa beyninize daha iyi işlenir. kitabı bitirdikten sonra kelimeleri ara sıra tekrar okuyun ve ezberleyin. evet ezberlemek zorundasınız, eğer türkiye'de yabancı dilin aktif kullanıldığı bir işle meşgul değilseniz körelmeye başlarsınız bu yüzden ezberlemeniz gerekir. seviyenize göre bir kitapla başlayın, sonra giderek daha zorlarını alır ve çevirirsiniz.