aşk
-
Kutsal bir his.
Şu an yanımda , yarın vizesi olmasına rağmen ,beraber izlediğimiz the flash ı izliyor. Sol elimi göbeğinde buluşturduğu iki elinin altına koydum ve oturuyoruz öylece.
(Ben bu bölümü önceden izledim ) .
Sakalları , kabarmış kıvırcık saçları, öpmeye koklamaya doyamadığım boynu, elimi ısıtan tombik elleri... öyle güzel ki şu his. bi an cidden her şey duruyor nefes almayı unutuyorum gibi, gülümsememden, kulaklarımdan gözlerimden ağzımdan burnumdan sevgi akıyormuş gibi hissediyorum.
Ona baktığımı hissedip ellini uzatıyor yüzümü okşamak için, avuç içine yaslıyorum yanağımı, sanki içim ona dökülüyor.
Üç yıldır baktığı hasta bir kuş var, mavi bir muhabbet kuşu. Uçamıyor doğduğundan beri, onu öyle güzel seviyor ki , öylesine titriyor ki üzerine onu bir kez daha seviyorum. Kuşu da seviyorum. Kuşu ondan ötürü, onu kuştan ötürü daha çok seviyorum.
Aynı anda aynı şeyi düşünmemizi, aynı şeyleri sevmemizi, aynı anda konuşmamızı, git gide birbirimize benzememizi seviyorum. Kokusunun üzerime sinmesini seviyorum.
İşte sözlük ahaliciğim, her gün onu daha çok sevebilmek için daha çok nedenim oluyor kendisine. Bitmek tükenmek bilmeyen...
Böyle bir his işte kendisi. Umarım buna inanan veya inanmayan herkesin başına gelir ve kalpleri sıcacık olur.