nazım hikmet ran


  • nazım hikmet ran, tanıdığım ilk şair, 10.yaş hediyem...

    kendisini annem gösterdi bana, doğum günümden bir süre önce açtı birkaç şiirini okumamı istedi. nedenini hatırlamıyorum, silik anılar arasında bir ayrılış hikayesi şiirini okuduğumu hatırlıyorum. pirayeye mektupları, hiroşimadaki çocuklara sıraladığı dizeler kalmış hatrımda.

    bilmiyorum bu sevginin, hatta sevgi de değil daha da yoğun , düşkünlüğün neden kaynaklandığını. annem bana kendisini öğrettiği zamanlarda babam yanımda değildi, belki bu sebepten sevdim nazımı, babam yerine koyarak.
    orta iki zamanları , ben senden önce ölmek isterim şiirini dilime pelesenk ettim, sonraki seneler hoşgeldin kadınım ve sonraki zamanlarda başka başka bir sürü şiir ile doldu.

    nazım bir mektupta olması lazım, pirayeye ismini yüzüğümün içine yazdım diyordu. vefatından uzun süre sonrasında eşyalarının sergilendiği yerde gidenler görmüş ki yüzüğünün içinde vera yazıyormuş. onu öyle sahiplenmiştim ki sanki annemi aldatmış gibi üzülmüştüm. tabi nazımı, yaşamını, düşününce gayet de olası bir şey de olsa kafamın içindekilere laf geçirememiştim.

    kendisi gönlünde bir çok kadını ağırlamış, yakışıklı, zeki, cesur, romantik, canımın içi manevi babamdır. ruhu şad olsun, varsa eğer öteki dünyada yüzü gülsün.

    zaman ötesi yazı olarak; http://aranizdakiyabanci.blogspot.com.tr/2014/01/nazm-hikmetle-tansnca.html