düşün ki o bunu okuyor
-
birkaç saat önce taksiyle giderken birini gördüm. kahverengi sweatshirt giymiş, şapkasını takmış üzerine de siyah bir ceket giymişti. biriyle konuşuyordu, eli kolu rahat durmuyordu. tanıdık geldi bu ellerin telaşlı anlatışı, sen sandım. sırtı dönük, yüzünü göremediğim biri.. öyle ısrarcıydı ki yüzünü göstermemekte, sırtını ezberletmekte...
bende yol boyu düşündüm ve seni sırtından bile tanıyabileceğimi anladım. işte bu yakınlığın içindeki uzaklık, imkansızlık bir cümleni getirdi aklıma.
"seni son gördüğümde ilk gördüğümden daha uzaktık"
belki de haklıydın.
kim bilir.