blog sözlük itiraf


  • "bu başlığa daha önce (15) entry girdiniz."
    bu başlığa bir şeyler yazmadan önce bu duruma bakmaz idim hiç, takılmazdım. şimdi niye ise takıldım. her neyse...
    neler olmadı -ki şu son 5 ayda hayatımda. çeşitli kararlar verdim. belki de verdiğim bu kararlarda başkaları tarafından zor'a* mahkûm bırakılarak iradem ve hâl'im dışında karar verdirildim. 'insanlara güvenmek gibi bir hata yaptım, akıllanmadım...' saf masumiyet anlarında insanların tabii suret ile diğer "insan kardeşlerini düşünecek", diye bir sahte-gerçekliğe kapılıyor idim.(yeni fark ettiğim...) terklere maruz kaldım, "aylak bey, ruh sağlığı hastanesinde bir süre kalmak ister misiniz?"e maruz kaldım, üniversiteyi bırakmaya karar kıldım, majör depresyon ve anksiyete bozukluğu tanılarına muvaffak kılındım. hiçbirini ben istemedim. 'karıncayı da ben incitmedim!'
    deliliğin sınırlarında dolaştığımın farkına vardım. bu çok gerçekçi ve korktucu anlarda kendi irademe hakim olamayışımın saf gölgesi üstünde renkler ve kokuların ne denli bunaltıcı ve baktığım her şeyin ne denli sahte olduğunun farkında vardım. -düzeldim zannediyorum, yaşadığım bir psikoz idi.-
    gene reçeteli ilaçlar kullanmaya başladım. "yas," sürecini tamamlayamam sebebi ile kendim ile aramı epeyce açtım. yusuf atılgan'ın, "aylak adam," romanını çok sever idim... hoş, halâ da sevmekteyim. ilk defa sözlük'e girer iken bu ismi almam tesadüfi bir anın temennisi değil de daha çok gerçekçi bir anın ortağı olmama katkı sağladığını şimdi görmekteyim.
    "aylak adam ismi sizin ne için ne ifade ediyor?" der iseniz, bu adam, yani 'aylak,' olan adam 'ben,' oluşumdan kendisini kendime çok yakın hissetmekteyim. şu an istanbul sokaklarında 'aylak aylak,' dolaşmaktayım. ah! ne hayaller ve ne de güzel bir hayatım var idi. evet! karadenizde gemilerim battı!
    "Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
    taşınacak suyu göster,kırılacak odunu
    kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
    bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
    tütmesi gereken ocak nerde?"
    yalnızlığın bu kadar canımı acıtması normal mi? çıkar peşinde koşan bunca insanın karşısına geçip, "sizler çıkarcısınız ve bu dünyada yaşamayı hak etmiyorsunuz!" desem, yeri midir? sıkılganlığım, 'kendilik,' halimin en olağan göstergesi midir? ölüm her şeyi alıp götürecek iken bu çaba n'içindir? yaşam bu kadar güzel iken 'ölüm fikrine,' fikrine kapılıp her şeye bir 'es' vermek niyedir? sahi, insan kendi hayatına n'için bir 'es' verir? tekrar geleceğim ve yazacağım. aklımda. tekrar sözlük'e geldiğimde 'mutluluk paragrafları' yazmak istiyorum. bunu çok yapmak istiyorum ve sizleri de bu mutluluğuma dahil etmek istiyorum... her ne ise. esen kalın efendim, kendinizi hiçbir yerde unutmayın, ışık ile...