bugünkü bilgi ile 1000 yıl önce yaşamak
-
Yanında götürülen cep telefonu çekmeyecek; internete girilemediğinden dolayı biliyor olunduğu farz edilen hiç bir şey hatırlanamaz olacak. Başka kıtalardan henüz getirilmemiş olduğu için patatesli, domatesli vs. yemekler yenilemeyecek; pizza, hamburger veya özel soslu tavuklar sadece rüyada görülebilecek. Ağız tadı 1000 yıl öncesine dönecek. Okunup hatmedilmiş hiç bir kitabın bir sayfası dahi ezberden bir kenara yazılamayacak. Biraz yetenek varsa kitapların yazarları öykünülerek bir şeyler karalansa bile henüz doğru zaman ve zemin oluşmadığından delini saçmalamaları olarak görülecek; pek tabii ki kitap olarak bastırılmayacak, el yazmaları da çöpe gidecek. Ya da Da Vinci öykünülerek resim veya Rodin öykünülerek heykel yapıldı diyelim; verilen esere “ucube“ denilecek, hatta “böyle sanatın içine tüküreyim” bile diyen olacak. Bulunulan coğrafyaya göre giyotine veya dar ağacına gitmek işten bile olmayacaktır. Gelelim mühendislik bilgisine; ev yapalım köprü yapalım vs. denilse çimento olmayacak. Motor yapalım; gücünden üretimde faydalanalım denilse bir cıvata bile bulunulamayacak; yerli milli olana ulaşmak için fabrika kurarım desen bile 3-5 babayiğit bulunamayacak. Bizim çağdan bilgi birikimi var ya oradan bir kuple felsefeden, dinden, imandan bahsedelim dedik diyelim; fikirler dile getirildiği dakikada kılıçla baş gövdeden ayrılacaktır, “durun bu adam meczuptur” diyen olsa bile en hafif ceza zindan olacaktır. Bin yıl öncesi nasılmış bakalım, seyyah olup bin yıl sonrasını insanlara anlatalım diyecek olsak yolda çetelerin saldırısına maruz kalır; hangi aileden, aşiret veya soy-sop’dan olduğumuzu ispat edemediğimizden köle olarak pazarda satılacağızdır. Henüz penisilin bulunmadığından bulaşıcı bir hastalıkla terk-i diyar edeceğizdir. Ya da belki şansımız yaver gidecek; allame-i cihan olarak cenneti dünyada yaşayacağızdır.