entropi


  • görünenin de görünmeyenin de pençesinde olduğu döngüdür.
    nitekim “yok etme” üzerine kurulu bir düzenin parçasıyız ve sancımız bu düzeni “kabul etmeme “ üzerindeki direncimizden kaynaklı.
    hırsımız, hezimetimiz, üzüntümüz, sevgimiz, aşkımız..
    beslediğimiz bu duygular aslında birşeyleri yaşatmanın, yok olmasını engellemenin peşinde olmamızdan. bu yüzden şuursuzca yorulan, yıpranan bir ruha sahip olmak kaçınılmaz oluyor.
    bir nevi direnç mekanizması..

    kaldı ki
    ne dünde ne yarında sadece an’da kalmaya çalışırken bile
    hükmetmek istediğimiz an’a da hunharca entropi uyguluyoruz...
    ve bu da varoluş mücadelesine dönüyor.
    kocaman bir bilinmezlik girdabı!
    bilinmezliğin o büyük halkasında dönüp duruyoruz.
    sonra bir bakmışın, bu halk’alar,
    kesişen koca bir insan yığınına(zincirine) dönüşüyor ve karşılıklı konuşuyor:
    “ biz bu zinciri nasıl kırarız?”