yılanı öldürseler


  • '*'
    Kaşlarını kaldırması işe yarasaydı köyün kocamışının ve Hasan dokunmasaydı anasına. Bütün köy inanmasaydı kendi yalanlarına, hayallerine, içlerinde yaşasalardı bütün heyecanı. Yada Esme bu kadar güzel olmasa mıydı; kendini düşman ettirecek kadar bütün köye. Halil kaçırmasaydı kızcağızı ve kıymasaydı namusuna. -Koca hikâye hiç yazılmamış olsaydı der gibisin karga!- Sanki öyle der gibiyim hatta daha da ötesi Hasan’ın uçurum kenarından düşüp ölmesini, başında uçuşan kartalları sevindirmesini dilerdim. -Tamam sakin ol efendi!-

    “Bu yazıya gözün değdiyse sevgili misafir, mantıklı cümleler olmayacaktır okuyacakların, bunu bilmelisin.” Der ve bu adam neden yedi yıl bekledi sorusuyla okumaya başladığım bir Yaşar Kemal öyküsünden bahsi açarım. Abbas gelip neden Halil Aga’yı öldürmek için yedi yıl bekledi diyerek ilk arayı verdim romanda. Olayların detayı için elbette okumaya devam etmek gerekiyordu ama bu soru üzerinde bir süre düşünüp bi şeyler oluşturmak zevkli bir uğraş oldu benim için. Fakat sonradan her bişiiiler (böyle yazıyorsak bi sebebi var) farklı imiş. Hikayeyi külliyen anlatmış olmak istemesem de adamcağız meğersem hapisteymiş. Şimdi dersen ki Abbas kim, Halil’i neden öldürdü ve neden bekledi yedi yıl: Bütün bu soruların cevabını okumanızla bulabilirsiniz.

    ( blog sayfamda kitap hakkında yazdığım yazıdan bir bölümdür ve devamı için şuraya tıklayabilirsiniz.)