küfür
-
toplum ahlakına göre yapılmaması gereken fakat her insanın zamanı gelince kullandığı, kimine göre ayıp kimine göre ihtiyaç kategorisine dahil kelimelere verilen ad.
açıkçası küfür etmeyen insanı yapmacık ve kasıntı buluyorum. çünkü türkiye şartlarında küfretmeden yaşayabilmek pek mümkün değil. bu demek değil ki; her dakika ağızlardan küfür eksik olmasın, muhabbet ederken bile nokta yerine küfür kullanalım. demek istediğim; yaradılış gereği içinde biriken öfkeyi bir müddet sonra, rahatlamak için dışarıya vurur insan. kaldı ki, bilimsel araştırmalara göre küfür etmek insanı bir nebze rahatlatıyor.
hiç mi ayak serçe parmağını sehpaya vurunca dolu dolu sövmedin? hiç mi trafikte kasti olarak rezalet kullanan birisinin validesini anmadın? hiç mi metroda inmeye çalışırken binenlerin mezardaki dedelerinin kulağını çınlatmadın? hiç mi yürüyen merdivende solda duranların görgü seviyesine sıçmadın?
yani iyi insan, ahlaklı insan küfür etmez gibi düşünceleri geçelim. asıl yeri geldiğinde küfür etmek gerekiyor ki, biriken öfkeyi bir nebze boşaltabilelim. yoksa birikiyor birikiyor ve istenmeyen durumlar yaşanabiliyor.
"hadi baba... küfredebilirsin."