engelleme seçenekleri



optamin kullanıcısı size özel mesaj gönderemez.


optamin kullanıcısının yazdığı hiçbir entryi görmezsiniz.


optamin kullanıcısının açtığı hiçbir başlığı görmezsiniz.
not: bu engelleme türü önerilmez (bkz: #46343)


entry akışı (yeni)
klasik görünüm
  • tanıtım yazısı yazamamak

    arkadaşlar seo uzmanı değilim ama blog ve seo için biraz mesai harcadım ve tanıtım yazıları için şöyle düşünüyorum:

    seo ile ilgilendiğim için özellikle tanıtım yazılarını okuduğum zamanlar haricinde herhangi bir blogu okurken rastladığım hiçbir tanıtım yazısını şimdiye kadar okumadım. yazılarını çok sevdiğim bloglardaki tanıtım yazılarını bile okumadım. çünkü bana tanıtım yazısı hiçbirşey katmıyor, neden okuyayım ki?

    ilk defa girdiğim bloglarda; ana sayfadaki son yazılar içinde birden fazla tanıtım yazısı varsa o blogu bir daha okumuyorum çünkü blogu gezme isteğim kalmıyor.

    ama bir konuyu anlatırken mesela vps hosting nasıl kurulur, nelere dikkat edilmeli gibi bir konuyu okurken yazarın birkaç cümleyle önerdiği vps hostingi satın almışlığım bile olmuştur. (belirli bir firmanın vpsini anlatan bir yazıysa değil satın almak çoğu zaman yazıyı bile okumam)

    eğer konuya uygun bir yazının içinde doğal ve kısa bir şekilde herhangi bir firmanın tanıtımı yapılırsa, o firma o yazıdan hit alır hatta satış da gerçekleşir. ama yazının tek bir firma ya da ürünle ilgili olmaması gerekiyor. (istisnaları var bu durumun. ilk aklıma gelenler moda bloglarındaki kreasyon tanıtımları, oyun bloglarındaki oyun tanıtımları gibi zaten kullanıcının aradığı şeyin tanıtım olduğu bloglar.)

    bir diğer alternatif şudur:

    çok iyi hazırlanmış bir tanıtım yazısı değilse, bence blogun yazarı tarafından yazılmalı. ayrıca konu hikayeleştirilmeli. mesela horoz çiftliği için bir civcivin hikayesi olabilir.. bir temizlik firması için evin savaştan çıkan görüntüsü yazıyla resmedildikten sonra gelecek olan misafirlerin evdeki bayana yaşattığı stres anlatılır. ve kahraman kocasının anlaştığı temizlik firmasından gelen yardımcılar o kadının hayatını kurtarır. (temizlik firmasından gelen kahramanları anlatan kısım 2 cümleyi geçmemeli. çünkü özellikle temizlik firmaları, su firmaları, böcek firmaları, tabelacılar her çöp blogda bolca bulunuyor.)

    yukarıdaki iki tür için de tanıtım adında bölüm açmaya gerek yok. çünkü siz bambaşka şeyler anlatıyorsunuz.. tanıtım kısmı iki cümleyi geçmiyor ve en önemlisi okuyucunuzun canını sıkmıyor. tabii google da çok okunan, belki paylaşılan ve linkleri tıklanan bir yazı içinde gördüğü bu linklere normalden fazla değer atfediyor.

    linki tıklanmayan ya da yazısı okunmayan backlink önemli olsa da diğeri kadar etkili olmadığını düşünüyorum. okunan yazılar ve tıklanan linkler hem blog yazarına hem de link sahibine katkı sağlar. ama okunsun diye de tanıtım yazısı sabitlenmez ya da son yayınlanan yazılar içinde gösterilerek okuyucunun gözüne sokulmaz. bunu çaktırmadan yapmak gerekiyor.

    eğer yukarıdaki gibi yazılamayacak bir tanıtım türüyse, blogunuza zarar vermemesi, blogunuzun çöp site gibi durmaması için şöyle yapılabilir:

    - tanıtım yazıları, ana sayfadaki son yayınlanan yazılar içinde kesinlikle görünmemeli ve ana sayfadaki kategorilendirme içinde sadece tanıtım bölümü içinde görünmeli (bir örneği için sezer üstadın bloguna bakabilirsiniz)

    - tanıtım yazıları google aramaları, site içi aramalar ve tarih arşivleri dışında bulunmamalı.. (sağdaki soldaki son yazılar, popüler yazılar, rastgele yazılar gibi bölümlerde çıkmamalı) ama en azından tarih arşivlerinde bulunmalı çünkü sitenizden bir yerlerden o yazıya link çıkışı vermelisiniz. yani kullanıcının sadece arama yaparak ulaşabileceği durumda olmamalı. çünkü bunun tanıtım yazısı için parasını aldığınız insana muhtemelen çok az faydası olur. (olsa bile kısıtlı olur çünkü site sahibinin bulunmamasını istediği yazıya google neden önem versin ki?)

    - kategori adı "tanıtım yazıları" olmasın ve adı ne olursa olsun o kategorinin linki ana menüye koyulmasın.

    - yazıdan kesinlikle tek ya da en fazla iki link çıkışı yapılsın. eğer okunuyorsa zaten tıklanır. eğer okunmuyorsa google zaten vereceği değeri tek linke de verir.
  • ateist

    ateistlerin çeşitleri vardır herhalde. hatta bir çeşidi aynaya baktığında tanrıyı gördüğünü söyleyen kesimi ki ben bu çeşidine şaşırıyorum. yani aramış, taramış, okumuş, sormuş ve sorgulamış en sonunda da kendisinin tanrı olduğuna karar vermiş.

    bu başlığa yazma sebebine gelince:

    ateistlerle ilgili eleştirilere verilen yukarıdaki iki cevabın da eleştirdikleri şeyleri yapması ilginç oldu şimdi.

    - üç-beş kendini bilmez ateistin yaptığıyla tüm ateistleri eleştiriyorsun teması çevresinde kurguladığı yazısında mesela oruç tutmuyor diye karşındakine dayak atıyorsun şeklinde genelleme yapmış.
    - diğeri de ateist olduğunuz fikrini açıklamayın yoksa sizle dalga geçerler demiş. sonra da dindarlara çomar diyerek hakaret etmiş.

    velhasıl bu, dindarlıkla ya da ateistlikle ilgili değil. biz böyleyiz. eleştirdiğimiz şeyi hem de aynı anda kendimiz karşı tarafa yapıyoruz. en azından bazılarımız öyle.
  • spacex

    nasa'nın yapamadığını yapmaya çalışan.. kurucusu Elon Musk = Steve jobs & nikola tesla gibi birşey. hem kafa zehir gibi üretken hem de para kazanmayı biliyor.
  • haksızlığa susmak

    haksızlığa müdahale etmenin 3 yolu olduğunu biliyorum: el ile, dil ile ve buğz ederek.

    duanın gücünü hafife almamak adına hiç olmazsa buğz etmek gerekiyor ki siz onu yapmışsınız.

    bunun yanısıra orada değil belki ama sonrasında fiili müdahale de yapabilirsiniz. çsgb, bimer'e şikayet etmek gibi. orada yapacağınız kahramanlık şanlı olurdu belki ama amaç problemin çözümüne elimizden gelen katkıyı sağlamaksa farklı yolları da var:
    - bimer gibi bir yere isimsiz şikayet etmek ki bunu hafife almayın. aksini gösteren münferit olaylar olsa da bimer, polis vb. şikayetleri işe yarıyor. yaramasaydı yukarıdaki kahvehane örneği heryerde görülürdü ama ben çok yerde sigara içilmediğini, içilemediğini ve insanların kahvenin açık kısmına çıkarak soğukta titreye titreye sigara içip içeri geçtiklerini görüyorum.
    - blog yazılarında bu konuyu işlemek (bizim yapabileceğimiz)
    - blog sözlük gibi platformlarda bunu işlemek ki siz yapmışsınız.

    ayrıca çocuk işçi konusuna farklı açıdan da bakmak istiyorum:

    - Avrupa'da öldürseniz çocuk işçi çalıştıramazsınız. Japonya'da zinhar bunun sözünü edemezsiniz belki.. ama gelişme döneminde ki bu dönem 20 yy. başıdır, çocukların işyerindeki ağır şartlar dolayısıyla hastalanarak veya kazayla öldüklerini okumuştum. evet bu durum avrupa'da oluyordu. ve belki şimdi bangladeş'te, çin'de oluyor. bizde ölümleri belki çok mümkün değil ama çocuk işi hala çalıştırılıyor maalesef.

    bunun da insanların ekonomik gücüyle çok ilgisi var. yani hangi zengin aile çocuğunu çalışmaya gönderir ki? belki paranın kıymetini anlasın diye yaz aylarında, uygun çalışma koşulları olan yerlere...

    hangi zengin ve gelişmiş ülkede çocuk işçi çalıştırılıyor ki? (her zaman için bazı ülkelerde istinai durumlar olabilir)

    yıllar geçip de biz de gelişmiş ülke olduğumuzda çocuk işçi kavramı da ortadan kalkacaktır. öncelikle buna talep kalmayacak sonrasında ise devlet ciddi yaptırımlar ortaya koyacaktır.

    ancak ileride olmayacak olması şimdi tepkimizi koymamıza mani değil. siz de, kahvehanedeki sigarayı şikayet eden de bunu yapıyorsunuz.