engelleme seçenekleri
entry akışı (yeni)
klasik görünüm
-
kemancı
bir tanju okan parçası.
"halime bak dertli çal
kemancı başımın tacı
gitme bu gece sen de kal
benim halim çok acı"
dinleyin develer
-
parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği
türk sinemasının en naif en güzel repliklerinden biri.
-
harvey
şu dünyada izlediğim en güzel filmlerden bir tanesidir kendileri.
güzel bir senaryonun yanında bir de james stewart varsa zaten o film olmuştur da bu filmde kendini bir aşmış ya hu. hiç bir sahnede sırıtmıyor kendileri. öyle doğal oynamış ki üstelik ne desem nasıl anlatsam boş kalır yani.
gözünü seveyim izleyin şu filmi de hem biraz keyiflenin hem de film nasıl olurmuş onu anlayın.
ha harvey mi? onun oyunculuğu daha bir güzel zaten.
-
cevapsız ağrı
umay umay'ın harikuladeye yakın şiir kitabı.
henüz ikimizi çeken şeyin ne olduğunu anlamış değilim.
aslında seksten de bir bok anlamam
aşk da acıklıdır, hükümdür çoğu zaman..
ne yaptığımı bilmiyorum
inan bilmiyorum.
yanına uzanmak istiyorum
yanına uzanayım ; "geçsin artık"
-
mavi gök orda mı
güzel mi güzel bir cahit zarifoğlu şiiri.
mavi gök orda mı
bakıyorsun kuşlar
hazır
sokak lambaları yanık unutulmuş
bir kadıköy vapuru hınca hınç insan
çok geçmeyecek
martılar beyhude turlar atacak
kıyılar lağım konserve kutuları
mısır koçanları
sevgi aranabilir yine
korkusuzca say koskoca kederlerini
bir kuyu bulunabilir
aklımdan çıkmıyorsun
sen hala dizüstü
bunca anıyı besleyerek
sokaklarda avaz avaz konuşarak kendi kendinle
mektupları öpebilirsin kırmızı dudaklarınla
görür gibi olarak açıp baktığımı
bense şöyle diyorum
buradan bir acı kanamış boyuna
kuşlar hazır
öncü havalanmak üzre
şehri gelen bir mevsime bırakıyorlar
o vapur hala hınca hınç
kimbilir herbiri hangi dünyaya sağır
çok geçmez aradan
kadınlar kapı önlerinde
ellerinde meşalelerle
aydınlatırlar gelip geçen erkek suratları
yorgun bir sarıyla ben de
geçeceğim önlerinden
aklımdan çıkmıyorsun dedim
başka türlüsünü yorgunum anlatmaya
telefonlar yan hücrede çalışıyor
bense kurşunî bir dere
ağaçlar hayvanlar bile kaygılı
onu bir mersedesten indirdi kalçasına kadar açılarak
mavi gök orda mı
yapayaşlı bir rum kadın
her şeyde yanıp sönen bir kıyamet algısı
haydi koşayım diyorum belki dağılır
koşuyorum
sancağımda kendi rüzgarımla ölgün kıpırtılar
hayır daha sevgili daha sevimli değil
ne başka bir gün ne başka bir zaman
çok geçmeyecek aradan
şöyle diyeceğim
bulutlar açmadı
mavi gök orda mı?
uğur arslandan dinlemek için lütfen tıklayın: link
-
sigara
mavi dumanından medet umduğum.
-
aşk
kahretsin aşk, bir buçuk kıymalı pidedir.
-
murathan mungan
kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyor olmasından kıskanıyorum kendisini.
ben onu da bilmiyorum, hatta yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler de yazamıyorum. gözyaşlarımı akıtmak istiyorum kağıda bazen, o da olmuyor.
ben bu kötülükler imparatorluğunda bir tek nefret etmeyi biliyorum. her geçen gün daha fazla. her geçen gün daha fazla şeye.
-
ne zaman gitti tren
hayatı boyunca treni kaçırmışların şarkısı. evet tren metafor burada cancağızlarım.
sürekli bir şeylere geç kalanları, sürekli yanlış zamanda yanlış yerde olanların, bir türlü zamanlamayı tutturamayanların şarkısı.
ve en son dönüp "ne zaman gitti tren, bir ben kaldım bir de gölgem" derken bulursunuz kendinizi.
saatiniz de geri kalmamıştır oysa ama her neyse.
- pek bir şey yok
- pek bir şey yok
- pek bir şey yok