engelleme seçenekleri



kızılbüyü kullanıcısı size özel mesaj gönderemez.


kızılbüyü kullanıcısının yazdığı hiçbir entryi görmezsiniz.


kızılbüyü kullanıcısının açtığı hiçbir başlığı görmezsiniz.
not: bu engelleme türü önerilmez (bkz: #46343)


335· 0· 0· 0· 1711 gün önce
hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
entry akışı (yeni)
klasik görünüm
  • blog sözlük itiraf

    birazdan hesabımı sileceğim. sanırım karantina sürecimin iyi zamanlarında anıları eskileri yad etmek iyi gelir diye açtığım o süreçte iyi gelse de biraz kötü bir sürece daldığım bir zamandayım. sizi tanımak güzeldi.

    “Günaydın! Olur ya belki sizi göremem; iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler !"
  • Anneler günü

    bir tek bana mı saçma geliyor bilmiyorum. kutlamayı sevmiyorum. sadece anneler günü değil, sevgililer günü, babalar günü hepsi. belki ileride anne olunca kutlanmasını isteyeceğim ki muhtemelen hayırsız evlat sahibi insanların beklentisi daha yüksek oluyor bu yönde. bari senede bir gün hatırlanalım dedirtiyor.

    kendi annemi geçtim herkes kutlama bekliyor ya. anneannem o büyüttüğü için yedi yaşıma kadar, dayımın eşi yengem, hiç çocuğu olmadığı için, kendi annem kutlamasam 7 yaşına kadar ben büyütmedim diye hala tam olarak anne gibi görmüyor beni tribine giriyor, kendi çocuğu olan ve asla sevmediğim halalarım bekliyor, hatta bir hastam var sonrasında görüşmeye de başladığım çok sevdiğim bir teyzem o da bekliyor, az önce mesaj atmış geleceğin annesi diye kutluyor benim anneler günümü.

    şu saçma günlerden yemin ederim nefret ediyorum.
  • işimbu

    bu kadar sorun teşkil eden biri olduğunu şahsen fark etmemiş düşünmemiştim de. ben şahsım adına burayı evet malesef blog gibi kullanıyorum. kötü olduğum veya iyi olduğum bir şeyleri yazmak şu kötü süreçte bir nebze de olsa iyi geliyor doğrusu.
    şahsi düşüncem ki sözlüğü sözlük gibi kullanmaya çalışan bir yazar profili çizdi bende. tabiki arada onun da form tadına dönem yazıları şikayetleri olmuş.

    öncelikle buradaki sözlüğün yaş ortalaması genç. gündem takibini ben buradaki başlıklardan yapamıyorum doğrusu. ama işimbu bunu yapmayı çalışmış gibi gözüküyor. siyasi ekonomik gündemin konularında başlıklar açmış. muhalefette olabilir hükümeti ama muhalefete de muhalefet olduğu da zaman zaman olmuş.

    yani insanlarla diyaloğu attığı mesajları söylemleri bilemediğim için ki kendimi bile savunmazken bu hayatta, şahsı savunduğum zannedilmesin ama uğraşmış sözlük için ki bunu diyen biri de asla sözlük formatına uymayan ben yani. neyse yolu açık olsun diyelim.
  • dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

    tavsiyelere bakmaya gelmiştim ama dipte miyim onu da anlamak belki de amacım şu an.

    karantina sürecinin etkisi zaten bu dibe vuruşta çok etkili. yaşadığım yere 5 ay oldu geleli. egede kendi çevremden, ailemden,arkadaşlarımdan çok uzaktayken onlarla yeterince diyaloğu kuramazken buraya zorunlu da olsa gelmişken, kışın tembellik ettim ve bütün planlarımı bahara, yaza erteledim. ve şu an hiç birini yapamıyorum. değil şehir dışına çıkmak, sahile bile gidemediğim yasağın halen geçerli olduğu bir şehirdeyim.

    sağlık sektöründe hastanede çalışmam dolayısıyla virüs muhabbetini duymadığım tek bir gün zaten mevcut değil. artık çok umursamıyorum dahi önlemleri. maske alerji yapmaya başladı suratımda sıcaktan, takamıyorum dahi.

    karantinanın başlangıcında bir hevesle bu süreci değerlendireceğim diye daldım her aktiviteye. yağlı boyalar, tablolar, balkona ekilen sebzeler, okunmak için alınan yirmiye yakın kitap, plak koleksiyonuma yenilerini eklemeler, arada oruç tutmalar, kuran okumalar, bol bol da dua etmeler, bu sözlüğe katılmam her şey yeni bir gün için yapılanlardı.

    oysa evde kala kala ben geçmişe gömüldüm. genelde komik o an ağlasam bile şimdi gülümseyerek bazen de kahkaha ile andığım günlere gömüldüm.

    5 ay sonra gelen eski sevgilinin mesajı ise tüm her şeyi darma duman etti.

    hep insanlara değer verme verme verme diye kafamı duvarlara vururken onun coronayı atlatma sürecini onunla yaşadım, özledim dedikçe o kendi özlemlerimi gün yüzüne çıkardım, kendi duygusal mastürbasyonunu yok evinin önünden geçtim seni andım, sevdiğin kafe kapanmış seni hatırladım diyerek o yaptı. hatta coronadan ölmedim üzüldün mü dediği an kalbim yumuşadı ve saçmalama sana kızgın değilim öyle olması gerekti ve oldu dedim.

    oysa haziran ayından ekime kadar egede evden çıkmadan ağlayarak içerek işe zor gittiğim, tayin istediğim ve nefret ettiğim memleketime onun yüzünden döndüğüm, iki yıl zorunlu burada kalmam tayin isteyemeyeceğimi öğrendiğim, bu lanet şehirde bir tane beni anlayan insan yokken bir başıma anıları unutmaya çalıştığım gecelerimi, benim babamı dahi arayıp beni düşüncesizce babama şikayet edip sonra pardon yanlış anlamışım ben dediği günleri ben unuttum ve affettim dedim geçtim.

    iki gün sabahlara kadar mesajlar atıp ki çok uzak bir mesafe var aramızda zaten, kendi karantina yalnızlığını giderdi ve sonra defoldu gitti. bense sadece ona vicdanını rahatlatacak hayatımı siktin ama ben seni affettim sana bir şey olmasın cümlesini bağışladım.

    onunla olduğum ilişki boyunca antidepresan kullanmıştım ve bu şehre geldiğimden beri asla kullanmazken iki gün önce yine buzdolabının başında ilaç kutumun içinde buldum kendimi.
    iki günlük diyalog bile yine antidepresana başlatabilmişti beni. bazı insanlar iyi veya kötü yer yüzünde yokmuş hiç olmamış muamelesi görmeli ve belkide kendine kızmamak adına o insanlar affedilmemeli.

    günlerdir uyumazken saatlerce uyudum bugün. sonunda başardı yine beni dibe çekmeyi. affetmek bir kelime, umarım ağzımızdan her çıkanı tanrı kaale almıyor ve insanlara yaşattıklarını yaşamadan ölme imkanı vermiyordur.
  • pek bir şey yok