engelleme seçenekleri



evdeyazar kullanıcısı size özel mesaj gönderemez.


evdeyazar kullanıcısının yazdığı hiçbir entryi görmezsiniz.


evdeyazar kullanıcısının açtığı hiçbir başlığı görmezsiniz.
not: bu engelleme türü önerilmez (bkz: #46343)


entry akışı (yeni)
klasik görünüm
  • istiklal caddesi

    Yok olan arnavut kaldırımları, yok olan ağaçlar, yok alan sinemalar, yok olan müdavimler, yok olan canlılık... Adı da değişir yakında, hepten unutulur.
    Neleri unutmuyoruz ki.
    Oysa o bizim şanzelizemiz değil miydi. Neden sahip çıkamıyoruz ki güzel şeylere, neden...
  • türkçe dublajlı film izlemek

    Diline göre değişir. Kulağımın alışık olmadığı Çince, Korece gibi Uzak Doğu filmlerinde dublajı tercih ederim. Ama İngilizce filmleri dublajlı izlemeyi sevmem. Hiç anlamasam da Fransızca filmleri orijinal dilinde izlemek keyifli gelir bana.
  • blog yazmak

    Blog yazmak, kimi zaman en güzel terapidir, kimi zaman yardımlaşmadır, kimi zaman birbirini tanımayan insanların birbirlerine destek olmasıdır. Gelen olumlu bir yorumla mutlu olmaktır. Kimi zaman da içinde kıskançlık, sevgisizlik, haset taşıyan nobran kişilerin saldırgan yorumlarıyla insanlık adına utanç duymaktır...
    Çocukken gizli gizli günlük tutan herkesin birgün mutlaka tanışacağı eylemdir blog yazmak. Önceleri utana sıkıla, sonraları haykırmaktan çekinmeyerek düşünceleri yazıya dökmektir blog yazmak.
    Blog yazmak, genel yayın yönetmeninin, baş yazarın, köşe yazarının, editörün, fotoğrafçının, halkla ilişkiler uzmanının sorumluluğunu tek başına alarak bir gazete çıkarmaya da benzer. Gazetede tiraj, blogda tıklanma sayısı olur, okundukça kendinizi iyi hissedersiniz.
    Blog yazmak kimi zaman yorar da insanı. Binlerce e-posta gelir, yazdığınız konuda sizden yardım isterler. Önceleri büyük bir iyi niyetle her bir e-postaya yanıt verirsiniz. Bir teşekkür bile edilmez genellikle bu çabanız karşılığında. Sonraları, yani insanları kullanma meyilli kolaycıların blog yazarlarından çıkar umduğunu fark ettiğinizde, insanlığınızdan bir kez daha utanırsınız...
    Aslında sosyolojik gözlem yapma yeridir de bloglar. Yaşadığımız dünyanın, yaşadığımz ülkenin yansımasıdır da blogosfer. Benciller mi dersiniz, arkadaşının reklam almasını kıskanıp ona çamur atmaya çalışan blog yazarları mı dersiniz, nezaket ölçüsünü kaçıranlar mı dersiniz, kendi aralarında gruplaşanlar mı dersiniz, blog arkadaşlığını realitede de sürdüren keyifli dostluklar mı dersiniz, kendini otorite olarak görenler mi dersiniz, duygu dünyasında yüzenler mi dersiniz, yani kimi ararsanız bulursunuz bloglar arasında. İşte bu yüzden blog yazmak, insanın kendisiyle ve yaşadığı toplumla yüzleşmesini de sağlar.
    blog yazmak size muhteşem olanaklar da sunar. Mesela blog yazdığınız için iş bulursunuz, ya da dizilerin filmlerin galalarına katılırsınız. en sevdiğiniz yazarla söyleşi imkanı bulursunuz. Ben çok katıldım bu tür etkinliklere Hürriyet Bumerang sayesinde, şanslı blog yazarlarındanım.
    Ben mi, ben artık blog yazmadan yaşayamam sanırım. Blog yazmak, kahvaltı etmeden dışarı çıkmamak gibi bir alışkanlık oldu bende. Dün akşam izlediğim Lila Lila filminde söylenen gibi,
    "yazmamak, yazmaktan daha zor!" benim için artık..
  • siyaset uyarısı butonu

    İlk başta okuduğumda "sansürlü sözlük mü olur" diyerek itiraz etmek istedim. Sonra düşündüm. Günümüzde siyaset deyince akıllara "benim partim senin partini döver, sen kimsin bre gafil..." cümlesi gibi yaklaşımlar geldiği için, ve herkes bir diğerine düşüncesini kabul ettirmeye uğraştığı için, bir de "kendi gibi düşünmeyeni yerin dibine batırmaya çalışmak" yükselen değer olduğu için, empati kurmanın "out" olduğu bir dönemde yaşadığımız için, ...vs vs. öneriye karşı çıkmamaya karar verdim... Karşı çıkmamak onaylamak anlamına gelmiyor elbette. Ama şöyle de bir gerçek var. Burası her ne kadar özgürce yazılacak bir yermiş gibi görünse de son tahlilde moderatörlerin dediği olacağı aşikar... Yani demem o ki biz ne dersek diyelim son sözü yöneticiler söylüyor. Sonuçta buton fiziksel olarak olsa ne olur, olmasa ne olur. Buton beyinlerde var zaten! Sonuçta demokrasi bir ilüzyondur, ifade özgürlüğü ise bir masal kahramanıdır...
    (bkz: mış gibi yapmak)
  • vpn servislerinin kapatılması

    Bu akşam Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından operatörlere gönderilen bir talimat ile 5651 sayılı kanunun 6cı maddesinin 1 fıkrasının ç bendi çerçesinde VPN servislerinin kapatılması istendi.

    Haberlere göre kapatılmak istenen servisler arasında; Tor Project, VPN Master, Hotspot Shield VPN, Psiphon, Zenmate VPN, TunnelBear, Zero VPN, VyprVPN, Private Internet Access VPN, Espress VPN, IPVanish VPN var.

    VPN servislerinin kapatılmasının en önemli nedeni, Twitter, Facebook gibi sosyal medya kanallarına dün itibariyle uygulanan erişim daraltmanın VPN ile bypass edilmesini engellemek olarak açıklandı.

    Bu durumda internet kullanıcıları için iki seçenek olacak. Ya internet kullanıcıları daha marjinal Vpn seçeneklerini değerlendirecekler, ya da İran'dakiler gibi yabancı uydu internet servis sağlayıcılarından internet almaya başlayacaklar. Ki umarım durum bu noktalara gelmez...
    Blog sözlük yazarlarını da yakından ilgilendiren bu güncel sorunla ilgili teknik bilgisi olan arkadaşların çözüm önerilerini paylaşmaları çok makbule geçer.

    Ata sözü not: kara gün kararıp kalmaz...
  • kişisel blogların en büyük sıkıntısı

    Bir konuda kendi düşüncenizi yazıp rahatlamak istersiniz. Ama dünyaya sizinle aynı pencereden bakmayan biri gelir:
    "Tek taraflı düşünüyorsun, tarafsız değilsin" diyerek sizi alaşağı etmek için elinden geleni yapar. Ve siz demoralize olursun.
    "Oysa ben tarafsız gazeteci olma iddiasında değilim ki, kendi düşüncelerimi yazan ir blog yazarıyım" deseniz de ikna edemezsiniz. Çünkü devir böyle bir devir. Kendi gibi düşünmeyenlere saldırma devri...