engelleme seçenekleri



bytslk kullanıcısı size özel mesaj gönderemez.


bytslk kullanıcısının yazdığı hiçbir entryi görmezsiniz.


bytslk kullanıcısının açtığı hiçbir başlığı görmezsiniz.
not: bu engelleme türü önerilmez (bkz: #46343)


32· 0· 0· 0· 1570 gün önce
entry akışı (yeni)
klasik görünüm
  • blog sözlük itiraf

    kendi üzerimde yaptığım bir deneyin daha sonuna geldim. bir yıldır herhangi bir kitap. Gazete. Köşe yazısı. Şiir. Deneme. Bilmem ne. Okumadım. Bunun gibi şeyler de yazmadım. Kısacası düşünmedim sanırım. Bir yıl böyle yaşarsam hayatım nasıl etkilenir diye merak ettim. Uzun süredir düşünmediğimden olsa gerek. Bu deneye başladığımı da unutmuştum. Hatırladığımda ise sanırım düşünmeye yeniden başladım. Düşünen insan ne yapar işte. Yazar. Yazmadan duramaz. Sabahın 5 inde. Mis gibi bir havada. Baharın ortasında bir vadiden geçtiğini düşün. İnce. Berrak. Sakin bir su akıyor ortasından. Düşünmek bunu yaşamaksa işte. Yazmak da bunun fotoğrafını çekmek. Bir yıl önceki bir fotoğrafınıza baktığınızda hissettikleriniz var ya. Bir de bir yıl önce yazdıklarınızı okuyun derim. Kitapları olan bir yazar olsaydım. Ölmeden önceki son isteğim. Yazdığım bütün kitapları okumak olurdu sanırım. Hisleri aktarmanın elli yolu varsa. Mesela. Kendi yazdığın bir şeyi okumak. Bu elli yolun kesişimi. Kendini kendine aktarabilmenin kestirmesi belki.

    Neyse. Bir yıl düşünmemek nasıl mümkün olabilir ki demeyin. Ben olsam derdim çünkü. Ve insanın en basiretsiz hali bu belki. Herkesi kendi düşünce yordamıyla algılayabilmek. Kim ne dersi desin. Ne anlatırsa anlatsın. Ne gösterirse göstersin. Ben. Sen. Ya da. O. Zihnimizdeki aynada yansıtabildiğimiz kadar algılayabiliriz. Bu iyi ya da kötü bir şey değil. Doğal bir şey. Kimisi çukur. Kimisi yassı ayna. Aynasız olan da vardır. Digital olacak olan da. Peki yıl nasıl düşünmez insan. Motor kaslarını kullanarak. Zihnin üreten kısmına değil de. Kopyalayan kısmına ağırlık vererek. Aslında fena bir şey değil düşünmemek. Bir yıl içerisinde. 4 farklı Zippo hareketini kusursuza yakın yapabilmeyi. Portekizceyi. Sadece küçücük bir çıra ile ateş yakabilmeyi. Araba kullanmayı. Ve piyano çalmayı öğrendim. Sanırım düşünseydim. Bunların hiçbirine yeteri kadar odaklanamayacaktım.

    Benim dışımdaki dünyada bu sürede neler olmuş. Pek de bir şey değişmemiş. Bir yıl sonra haber okudum. Ölüm var. Ahlaksızlık var. Kendini akıllı sananlar var. Kendini akıllı sananları kandıranlar var. Kısaca insan ile var olmaya devam edecek bir takım şeyler. İsmi değişmiş. Ki zaten. Tarih neden tekerrür eder. Çünkü insan hep aynı hataları yapar. Paylaşmaz. Yalan söyler. Gibi şeyler. Düşünmeye ara verince. Bu kadar düşünmek yetti şimdilik. Hatta düşünmeye alıştıkça zihin. Fotoğraf çekmektense resmini yapmak benzetmesinin daha iyi olacağını düşünmeye başladım. Ki bu durum da deneyin bir sonucunu daha gösteriyor. Fotoğraf çekmek daha mekanik. Resim yapmaksa üretici. İnsan neye alıştırılırsa fark etmeden o şekilde düşünmeye başlıyor. Ancak bu sadece zihnen alışmak değil. Bedenen de bu alışkanlığa ayak uydurmak gerek filan.

    İtiraf kısmı ise. Yazmayı değil de okumayı daha çok özlemişim. Bu biraz garip. Çünkü iş icabı okumak zorunda olan biri olsam da sırf kendi istediğim için bir şeyi yapmanın zevkini ayrı olduğunu tekrar anlıyorum. Yazın diyemem ama. Okuyun derim. Belki bir yıl. Belki on gün. Belki de hiç görüşmek üzere. Geleceğe dair bu belirsizliğin bizi delirtmiyor oluşunu. Neye borçluyuz. Kim bilir.
  • hiçbir şeyi unutmayan insan

    Öleceğini unutabildiğine göre insan. Her şeyi unutabilir gayet. Kendimizi ve başkalarını aksine ikna etmek için uğraşmayalım boşuna.

    Öleceğimizi unutamazsak ne mi olur. Dünya daha güzel. Güzel olmadığına göre unutuyoruz. Bunu unutuyorsak da hiçbir şeyi unutmuyor değiliz filan.
  • bir kadını etkilemenin yolu

    Abicim ablacım teyzecim halacım amcacım filan. Kuş musun balık mısın. Maymun musun gergedan mı. Sen insan ol. Hayatını paylaşacak kişi gelip sana eşlik edecek. Ne etkilemesi filan. Ot musun böcek misin. Sadece insan ol.

    Not: yunus emre değil.
  • blog sözlük itiraf


    bir gece yürüyorum. ama ne yürüme. zihnim geriye adımlıyor. beden ileri. ruh desen olduğu yere yığılmaya meyilli. sesler yankılanıyor iki kulağın arasında. bir teker sesi ne kadar süre yankılanabilir desem. aklınıza gelenden çok daha fazla süre. ben yürüyorsam işte bu şekilde. sesler koşuyor belki. ışık hızına yükselen ses hise dönüşüyor. ama sevilecek türden bir his sanmayın. sevmek bu kadar zorken hem de. rüzgar burna getirse mesela biraz da olsa hanımeli kokusu. belki daha kolay olabilirdi. ancak yürüdüğüm yolda hiç hanımeli yoktu. üç gece önce kokladığım fesleğenin hatırasından medet umuyorum. işe yarar mı sandınız. kokudan daha uçucu bir şey aslında. hatıra dedikleri. kokunun hatırası işte. uçuculuğun karesi. küpü. bilmem kaçıncı kuvveti.

    bir gece yürüyorum. önüme herhangi köşe çıksa da dönsem artık diyebileceğim raddeye gelene kadar. düz bir yolda yürüdüğümü bile fark edemeyecek şekilde. ışık çıksa da dursam. cisim çıksa da yönümü değiştirsem. yok. ki ne yok. simsiyah bir boşlukta. adımlarımı hissetmesem. yürüdüğüme inanmayacağım kadar karanlık.

    bir gece. yürümek iyi gelir umuduyla kendimi bilmediğim bir sokağa kadar sürüklüyorum. tam orada. artık bildiğim bir sokağa dönüşen yerde. attığım bütün adımlara aynı ehemmiyeti gösteriyor muyum diye hayıflanıyorum. fazla abartıyorum diyerek olayı kapatmaya çalışsam da. nafile biliyorum. akla kuruldu mu bir kere ehemmiyetsizlik. gaflete düşerse zihin. önemsememek konusunda. uğraş ki kurtulasın. acaba bu önemsememe hali önemsenmemeye dönüşür mü diye. ya herkes. fazla abarttığını düşünerek. öneme karşı mesafeli bir tutum takınırsa. kim kimi. kim neyi. ne zaman. ve nerede. hem de ne şekilde önemserdi sonra.

    bir gece. tanımadığım her adımla tanışmaya heves ederek. yürüyorum. gariptir. aynı bacaklar marifetiyle oluşan adımlar. birbirine hiç de tanıdık gelmiyor. yüzlerce adımla karşılaşıyorum. her birine katık edilmiş binlerce duygu sarıyor etrafı. biraz ağır geliyor. sanki yeterince yokmuşçasına yenilerini eklemek hayatıma. şuracıkta bıraksam ne olur sanki. tanışıklık yokluğundan ölürüz belki de. kim bilir.

    Yine de. Yürüyorum ben. Hemen her gece.
  • sözlük yazarlarının şiirleri

    kendime ait bir kelimem olsun istiyorum
    çok mu
    kimsenin daha önce kullanmadığını bırak
    kimsenin aklından dahi geçmemiş olmalı
    akıl işte, geçiş izni vermemiş olmalı
    anlıyor musun
    akıldan ses hızıyla geçerken mesela fikrin
    senkronizasyon probleminden
    kafayı yemeli insan
    nohutlar toplandıktan sonra tarlaları yakarlar hani, bilir misin
    bilsen de duyamazsın zaten
    yangının sesini ancak yaktıkları duyar
    hadi biliyorsun diyelim
    yani ne olacak, bildiğini var sayıyor olmak, yine de sana duyurmayacak
    yangını diyorum yangını
    hiçbir zaman duyamayacak olman, aslında fena olan
    kokusu gelir burnuna yakılmış nohut tarlasının
    bilmiyorsan zaten nohut tarlalarının, nohutlar toplandıktan sonra yakıldığını
    nohut tarlalarını yakanın
    ateş değil de hasat olduğunu, hiç bilmezsin
    anlıyor musun sahiden, boşa anlatmış olmayayım
    boş yere anlatılacak bir şey değil çünkü nohut ve tarlası
    işte akıldan üç yüz küsür kilometre bölü saat ile geçerken fikrin
    foucault sarkacı dile gelir, ışığın hızına küfreder
    ve kokun gelir burnuma, kokun yayılır göğün ilk iki katına
    ve sen bilmezsin ama, ben hiç nohut yemedim
    ve nohut yemeyi bırak, nohut dahi görmedim
    ve ben hep, yanık nohut tarlaları gördüm
    ve ben hiç, yanan bir nohut tarlası görmedim
    ve ben hep, yandıktan sonra simsiyah halde nohut tarları gördüm
    ve ben hiç, kokusunu almadığım bir nohut tarlası da görmedim
    ve ben hissederken hep, aynı bağlacı kullanırım, mer
    ve nohut tarlaları kokar işte, anlıyor musun
    bak anlamıyorsan söyle artık, daha fazla günahına girmeyelim ateşin
    daha fazla ilişmesin karanlık, nohut tarlalarına
    daha fazla kirlenmesin gökyüzü
    nohut tarlaları yanarken çıkan, isli pisli dumandan
    kendime ait bir kelimem olsun istiyordum ya hani, halen istiyorum bu arada
    sarhoş bir kelime kabul ederse bana ait olduğunu
    ya da ele ayağa düşerse aidiyet duygusu
    kelimenin biri çıkıp da derse ki, lütfen daha fazla nohut ve tarlasından bahsetme
    yorma kendini, bak ben buradayım, senin olmaya hazırım, temizim, safım
    işte bir şekilde, kendime ait bir kelime var olursa bir gün
    kendime ait o kelime;
    senin anlamayacak olman olacak
    anlıyor musun.

  • blog sözlük itiraf

    Tüm ciddiyetimle ülke gündemini takip edeyim diyorum. Bi gülme geliyor. Ve herkes neden herkesi aptal sanıyor. Anlamıyorum.

    çok sayın meslektaşlarımın genel algısı şu şekilde. benim yaptığım iş çok önemli ve çok doğru ancak benim yaptığım işi başkaları çok yanlış yapıyor. en önemli işi en doğru şekilde ben yapıyorum. Bunu da anlamıyorum.

    Urfa sana küsmüş diye bi şarkı dinledim. Urfa'nın bana küstüğünün haber verilmesi nasıl bir fayda sağlayacak acaba. Bunu hiç ama hiç anlamıyorum.

    Neyse işte. dayımın küçük bir saatçi dükkanı var. mesela dört dakika saat tamir ederse üç dakika haber dinler. mesela amerikada olanı biteni. ya da ne bileyim. isveç kronunun son durumunu filan takip eder. geçen yanına uğradım. dayıların kralı nasılsın diyorum.bir de okumuş adamsın şu laflara bak diyor. ne var ne yok hayat nasıl gidiyor diyorum. bu cinayet var ya. kesin prensin işi diyor. ne cinayeti yahu ne olmuş diyorum. dış güç. oyun. küreselleşme filan dedikten sonra. gazeteci cinayeti diyor. kesin prensin işi.bilmiyorum dayı diyorum. inan hiç haberim yok. yahu nasıl olmaz diyor. haftalardır işimiz gücümüz bu bizim. bütün medya bunla dolu. ilgilenmiyorum dayı diyorum. ulan var ya diyor. yanlış adamlar okuyor. ben okuyacaktım var ya. şunun haline bak diyor. yani haklı da bence.çok geçmeden bir müşteri giriyor içeri. farklı bir tip. aşırı önemli şeyler bilip de içinde tutamıyor oluşun sıkıntısı var yüzünde. sürekli olarak tipiye karşı yürür vaziyette yüzünün gözünün dışında kalan kısmı. gözlerden hayat fışkırıyor. gözleri işte bildiğiniz gibi.benim ufak tefek saçlı sakallı eski püskü biri olmamdan cesaret bulmuş olacak ki. atıp tutma hevesine kapılıyor. mesela. cümlenin içerisinde görece önemli kişiler ile kendini bir arada geçiriyor ki etkilenelim. söylediklerinin ehemmiyeti artsın gözümüzde. ona da ses etmiyoruz.ölümsüz yapan civadan bahsederken bile telaşlı. ölümsüz yapan civanın gramına fiyat biçiyor. kendi hesabınca. ölümsüzlüğü matah bir şey sanma kargaşasını da alıp gider diye bekliyorum içten içe. oralı değil hiç. kesinlikle cevap vermiyorum. onay ya da red ifadesi bile yok gözde.bu tip insanlar ile karşılaşmış olma tecrübelerime dayanarak ki tecrübeden başka dayanak bulamıyor oluşumun hüznünü de buna katarak. içimden. diyorum ki konu ben paraya önem vermem noktasına ne zaman gelecek. para benim için hiç demeden duramaz bunlar.üç beş dakika konuyu oraya getirme gayretinde bulunduktan sonra. mucizevi cümleyi söylüyor. sanırım insanı sekiz on kat yüceltiyor filan olmalı. zaten canım da sıkkın. diyorum ki bu ne kadar genel ve basiretsiz bir düşünce. para nasıl hiç olabilir. aynı zamanda saçma da.ayarsız ya da ölçüsüz olabilir misiniz acaba. yahut ciddi manada bir riyakar. beklediğimden çok daha az içerledi bunlara. kardeşim diyor seni anlıyorum. yaşın daha genç. hayatı öğreneceksin. öyle tabii. neden öğrenmeyelim.az sonra. şakalarımdan bir rüzgar girdi kafatasımın arkasına doğru. benim denk gelmediğim zamanlarda. bu insanlar. bir arada. haber dinliyor. kendi fantezilerini karşısındakine onaylatıyor. akşam evine gidiyor. kendi fantezilerinin onaylanmasını bekliyor. haklı olarak.

    Son tahlilde. İcabında icaplar icbar eder. İcabında icabınıza icabet ederiz.