yunus emre
-
türkçenin , felsefenin, sosyolojinin, psikolojinin en büyük en güzel isimlerindendir....dönüp dönüp okunası, esin afşar'ın sesinden ağlaya ağlaya defalarca dinlenesi bir koca adam...bir yüce adam...bir büyük adam..." dünyaya gelen göçer / bir bir şerbetin içer / bu bir köprüdür geçer / cahiller onu bilmez..." https://www.youtube.com/watch?v=imt32cvwA6E" target="_blank" rel="external nofollow">esin afşar / yunus emre -
geçen hafta final yapan trt1 dizisi.
(bkz: yunus emre aşkın yolculuğu) -
türk şiirinin en önemli şairlerinden olmasının çok çok ötesindedir. varlığın sırrına ermiş bir bilge, bir aşıktır.
Gecenin bir yarısı kendinizi yalnız, anlamsız, anlaşılmamış hissettiğinizde açıp bir şiirini okursanız ilaç gibi geleceğine emin olabilirsiniz, tecrübeyle sabittir.
-
"Derdi dünya olanın,
Dünya kadar derdi vardır."
(bkz: yunus emre) -
malda yalan, mülkte yalan, gel birazda sen oyalan... dizlerinin sahibidir. -
bir rivayete göre;
Dervişlerin Taptuk Emre Dergahındaki Evliya zat Yunus Emre Hazretlerinin yüzü suyu hürmetine dua ettikleri alim kişilik. -
yunus gibi konuşmayı mevlana gibi düşünmeyi öğrenmek gerek.
(bkz: türkçe'nin süt dişleri) -
Anadolu türkçesiyle yazdığı eserleriyle halkın içinden çıkıp halkın kalabilmiş değer. -
Menkıbeye göre "Yunus, üç bin şiir söylemiş. Bunları bir divan hâline getirmiş. Molla Kasım isimli şeriat bilgini bir su kenarına oturup bu şiirleri okumaya başlamış. Bunlardan binini okumuş ve şeriata aykırı bularak yakmış. Kalan bin tanesini de aynı sebeple suya atmış. Üçüncü bine başlayınca şu beyitle karşılaşmış:
Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir
Bu beyti okur okumaz, Molla Kasım, Yunus'un kerametine inanmış. Divanı öpüp alnına koymuş. Fakat ne çare ki elde bin şiir kalmış. Şimdi Yunus'un o yakılan bin şiirini gökte kuşlar ve melekler, denize atılan bin tanesini balıklar, kalan bin şiirini de insanlar okumaktalarmış."
(bkz: od)
(bkz: iskender pala) -
düşünce ve aşk sanatkârıdır. dinciler de sevmez, nedeni de malum.
"bir kez gönül yıktın ise
bu kıldığın namaz değil
yetmiş iki millet dahi
elin yüzün yumaz değil
bir gönülü yaptın ise
er eteğin tuttun ise
bir kez hayır ettin ise
binde bir ise az değil..." -
ete kemiğe büründüm,
yunus olarak göründüm.
ile akıllarda yer etmiştir. -
Musa'nın çıktığı Tur'u, gökteki Beytülmamuru
İsrafil'deki Suru, cümle vücutta bulduk
Tevrat ile İncil'i, Furkan ile Zebur'u
Kur'andaki Ayeti nuru, cümle vücutta bulduk -
(bkz: yunus olmak)
Yûnus Emre, Tapduk Emre'nin hizmetinde bulunurken, mânevî âleminde bir ilerleme olmadığını zannederek, üzüntüsünden dağlara, kırlara düştü. Yolculuğunda bir gün iki kimseye rastladı. Onlarla arkadaş oldu. Her öğün bunlardan biri duâ eder, duâlarının bereketi ile bir sofra yemek gelirdi. Duâ sırası Yûnus Emre’ye geldi. O da duâ etti. Duâda, “Yâ Rabbî benim yüzümü kara çıkarma! Arkadaşlarım kimin hürmetine duâ ettiyse, onun hürmetine duâmı kabûl et!” dedi. Duâ bitince, iki sofra yemek geldi. Arkadaşları; “Kimin yüzü suyu hürmetine duâ ettin?” diye sordular. Yûnus Emre; “Önce siz söyleyin.” dedi. Arkadaşları da; “Biz, Tapduk Emre’nin kapısında hizmet eden Yûnus’un hürmetine diye duâ ettik.” dediler. Bunun üzerine Yûnus Emre durumunu anlayıp, tekrar Tapduk Emre’nin yanına döndü ve kapısının önüne yattı. Tapduk Emre’nin gözleri görmüyordu. Kapının önüne varıp, ayağı bir şeye takılınca; “Bu bizim Yûnus değil mi?” diye sordu ve onu kabûl etti. O andan îtibâren Yûnus Emre, halkın dillerinden düşüremediği ilâhileri söylemeye başladı.
Bütün hepsi mükemmellik abidesi olan şiirlerinden en sevdiğim
Milk-i bekadan gelmişem,
Fani cihanı neylerem
Ben dost cemalin görmüşem,
Huri cinanı neylerem
Eyyub gibi maşukunum
Cevrin tahammül eylerem
Cercis’leyin Hakk yoluna
Çıkmayan canı neylerem
İsmail’em Hakk yoluna,
Canımı kurban eylerem
Çünkü bu can kurban sana
Ben koç kurban neylerem
İsa gibi dünya koyub
Gökleri seyran eylerem
Musa’yı didar olmuşam,
Ben lenterani neylerem
Derviş Yunus maşukuna,
Vuslat edince mest olur
Ben şişeyi çaldım taşa
Namus ü arı neylerem. -
Maharet güzeli görebilmektir,
sevmenin sırrına erebilmektir.
Cihan, alem herkes bilsin ki şunu;
en büyük ibadet sevebilmektir.. -
Kendisini seviyordum kitabini okuduktan daha sonra sevdim . -
Sen doğru ol da varsın sanan eğri sansın. Lâkin sakın unutma ki; Sen kendini bir şey sanmadığın sürece doğru insansın.
(bkz: yunus emre) -
Bizlere selamını da eksik etmemiş, ermiş, Derviş, fikir insanı
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir asân vechile
Yuyanlara selam olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Selâ verile kastımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun
-
Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre, Ahmed Yesevî ile başlayan tekke şiiri geleneğini özgün bir söyleyişle Anadolu’da yeniden ortaya koymuştur. Yalnız halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkileyen Yunus Emre, tasavvufla beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle, Allah'la olan ilişkilerini işlemiştir, özellikle dostluk kavramını.
Ben dost ile dost olmuşum, kimseler dost olmaz bana,
Münkirler bakıp gülüşür, selam dahi vermez bana.
Ben dost ile dost olayım, canımı feda kılayım,
Ölmezden evvel öleyim, dünya baki kalmaz bana.
Terk eyledim cümle işi, Hak yoluna kodum başı,
Dost yüzünü göreliden sabır karar olmaz bana.
Bir aşığım, biçareyim, baştan ayağa yareyim,
Hem deli hem divaneyim, akıl da yar olmaz bana.
Aşk odu yaktı canımı, kimseler bilmez halimi,
Seçemem soldan sağımı, garet ve ar olmaz bana.
Sanmanız beni deliyim, dost bahçesi bülbülüyüm,
Mevla'nın kemter kuluyum, kimse kıymet vermez bana.
Ey biçare aşık senin kimden korkar acep canın?
Korktuğun da dost olacak, hayf ile kar olmaz bana.
Aşkın ile ben tüterim, dayim oturup ağlarım,
Dahi kime yalvarayım, hemen derman sensin bana.
Bülbül olup ben öterim, dost bahçesinde biterim,
Gül alırım, gül satarım, bağ ve bağban olmaz bana.
Miskin Yunus nice diyem, fani cihanı terk edem,
Yana yana Hakk'a gidem, perde hicap olmaz bana.
-
"Mal da yalan mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan" demiştir. -
"herkes ayna gibidir bakan da sen,
senin gözündür seni ihbar eden.
her neye bakarsan kendi yüzündür,
kimde ne görürsen kendi özündür."