yazarların ruh hali

  • Yalnız kalacağım galiba sözlük.

    Bugün kitaplarımı vs. alıp kartal espressolab a kaçayım ben...
  • Çok mu nazar çektim anlamıyorum; ama yoruldum be Sözlük. 2 gün önce, bir sabah uyanırken, bir de öğlen tekrar uyumuştum o zaman uyanırken epilepsi krizi geçirdim. Doktorum kullandığım ilacın sabah ve akşam dozunu yükseltti.

    O kadar tuhaf, yalnız ve garip hissediyorum ki anlatacam kelimelerim yok galiba. Saat 12 olunca da gidip uyumaya çalışacağım. Çünkü 2 gündür yemek yemek ve uyumak dışında bir şey yap(-a)mıyorum.
  • Bir şeyler için sona yaklaşıyorum galiba Sözlük. Emin değilim, aslında adım gibi eminim de işte ne elim ne beynim ne kalbim izin veriyor dile gelmesine.

    Bloguma yazıp rahatlayasım var; ama üşeniyorum. Ya da henüz o kadar darlanmadı kalbim.

    Havuçlu kek yapıp kitaplarımı alıp yarın kartal espressolab a gitme planım vardı; ama dedim şimdi koca bir kek yaparsam onu yerim ben her daralınca. İyisi mi kahvenin yanına al bir dilim. Ye gitsin arif.

    Eylül ayına böyle girmeyeceğim. Sonbahara bu halde girmeyeceğim sözlük.
  • Düzenli yazmak için kıvranan biriyim. Her gün en az 3 içerik üreterek sizlere sunmak istiyorum. Ancak aranılan dikkat ve odağa ulaşılamıyor. Nedense artık önemsenmediğini düşünüyorum. İnsanlar daha az okuyor gibi hissediyorum. Okunacağımı bilsem, her gün yazardım. Elbette, denemeden bilemem. Ancak ikilemdeyim.
  • 2 haftadır garip bir boğaz doluluğu, son 3 gündür kendini burun akıntısı ve bildiğin halsizliğe bırakmış durumda. Nasıl bir hastalık geçiriyorum acaba? Doktora gidip antibiyotik de almak istemiyorum.

    Bu arada ezan okunuyor. Dinlediği müziği kapatan ezan vakti kapatan kaç kişi kaldık acaba?.. :(

    Neyse gidip şekerimi ölçüp ona göre lantus vurayım.
  • Şu anda mesela, kuzenım meşgul, eski sevgilim zaten kaldı eskide, iki yakın arkadaşımdan biri regl olmuş ve başı felaket ağrıyor, diğerinin hiç keyfi yok...

    Lan benim bir tane arkadaşım yok! Benim yığınla arkadaşım vardı. Ne halt ettim ben de hiçbiri yok şu anda?

    Burası ve blogum olmasa bunu dile getirecek hiçbir ortamım ya da okunma olasılığı olan bir yer olmayacak. Şimdi ben çarşamba olacağım ameliyat için "Allah sen konuyu biliyorsun" diye içimden geçenleri umup dua etsem ve herkes kurtulsa günah mı işlemiş olurum?

    Neyse ya. Az daha Mabel Matiz dinleyeyim. Yapıştım Starbucks'a da. Sanki 2 sene çalışıp sıkılmamışım gibi.

    Bu arada sıkılmamışım demek ki. Ya da "bilgisayarınla ne halt ediyorsun burada arif" diye soran birileri yok diye rahatımdır.
  • kelebeklerin yanı başında uçası var
  • 1 saat boyunca iphone için en iyi kamera ayarları/pil performası vs. tavsiye videoları izledim. 2-3 gündür içimdeki keyifsizlik çok tuhaf bir halde. Gidip uyumaya çalışmalıyım sözlük.
  • muharebe alanını bırakıp gitmenin zamanıdır diye düşünüyor. hoş emin de olamıyor ama... kazanılamayacak savaştan çıkmanın da bir çeşit zafer olduğunu sanıyor!
  • Bugün ilişkim bitti sözlük. Yani o kadar yoruldum ki çocuk gibi birinin "bitiriyorum" deyip bitirmesinden 4-5 kere. Bu sefer gerçekten bitti.

    Ha arif sanma ki bundan sonra tekrar birine şans verir. Sanma ki tekrar birinin mükemmel ilk ciddi ilişkisi olur.

    2 günlük ömrüm kalmış, yeter da.
  • su an biraz heyecanlıyım ramazan ayı geldiği için. ramazanda yediğim yemeğin tadı hep başka oluyo ya. bide agora avm de ramazan menüsü hediye ediyolarmış.ben koşarak gidicem çünkü neden olmasın
  • zor. "ne demek şimdi bu yâ hu?" belki de anlamaktasın içerimdekiyi sızıyı. sen doktor musun -ki? elinde neşter ile ur deşmeye çabalarsın. zor değil midir hayat şimdi pespaye ortamlardan doğar iken gökyüzü?
    her şeyini kaybet-miş bir adama kim yaklaşabilir? "dokunamadım sana, ellerim neşter idi çünkü..."
    bana yazar mısın? dertleşmek istiyorum.
  • Artık ilacımdan mıdır bilmiyorum, şu anda aklımda 3 şey var:

    1- Dün Hakmar'dan aldığım haşhaşlı ve acılı mısır cipsi tam bir f/p ürünü idi. Markası adios idi sanırım.
    2- Burnum kapalı olduğu için, ki 3-4 gün önce üşüttüm, tat iptal sözlük.
    3- Kimse farkında mı bilmiyorum ama son 1 haftadır sanırım, her geçen gün dolar'a karşı türk liramız 0,01₺ gibi bir değer kaybı yaşıyor.

    Diğer dertlerimi vs. yazmaya halim yok. Teşekkürler selectra.
    Bloguma yazasım var mesela, ama yazasım da yok aynı zamanda. Neyse dur gece moduma geçmeyeyim iyice.'*'
  • öyle tuhaf ki zamanlar hep. artık tuhaflık bile normalleşti!
  • Yani nasıl bir dibi gördüysem bilemiyorum, geçen hafta cumartesi sabahına bir epilepsi krizi ile uyandım/uyandırdım. Nöbet esnasında sanırım ki, bilemiyoruz hala, gözüme mi vurdum yoksa gözümü mü yastığa sürttüm; sol gözüm şiş şekilde kendime geldim. 1 hafta içinde tam 6 doktor gördüm. 1 tane acil, 3 tane göz, 1 tane nöroloji, 1 tane psikiyatri doktoru.

    Onca şey var aklımda. Tek bildiğim ve en çok şükrettiğimse, gözlerimin görüyor olması. Çünkü 1 hafta tek gözümün bandajlı haliyle dolaşmam, bilmem kaç solüsyonla acısa da gözümü takip etmeye çalışmam, dilimi ısırmamdan gelen klasik dil ısırma acısı... say say bitmez. Daha içmeye başladığım minik koyu çimen yeşili antidepresanımdan bahsetmiyorum bile.

    En iyisi ekrandan uzaklaşayım. Çünkü kriz gecesi hatırladığım dışarıdan geç geldiğim, 2 gibi uyuduğum, iki gözümün de ekrana bakmaktan çok ağrıdığıydı. Yani bana "ekran ve stres/sıkıntı yasak"

    Başka ne yasaklar var da yazmayacağım sözlük.
  • sözlüğe ilk girdiğim zamanlarda olduğu gibi yine okulum kapatıldı ve ben bu yüzden yine eve sıkıştım, kurtulmak için aylarca üniversite sınavına çalışıp gecemi gündüzüme katmıştım. üzgünüm
  • bir şeyler yapıyorum,
    yürüyorum,
    koşuyorum,
    yemek yiyorum,
    yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum
    ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde.
    sanki içimde derin bir hiçlik var.

    (bkz: zülfü livaneli )
  • donmuş bir anda sanki...
  • yardımlarımıza istanbuldan devam etme kararı aldık. aldırıldık da diyebiliriz. burada insan gücünün fayda edemediği çok ana şahit olduk. ölümle yaşam arasındaki o ince çizgiyi çok yakından gördük. öyle kırgınım ki bu düzene. öyle kırgınım ki ses yok diye bakmadıkları evlere. arabada gözümü 5 dakika kapatmaya utanıyorum ve tüm herkes bu durumda biliyorum. haberlerde neler var çok bakamadım ama twitterdan takip etmeye çalıştım. Oğuzhan Uğur, Haluk Levent ve arkasındaki türk milletine helal olsun. siyaseti bir kenara bırakıp el ele veren herkese helal olsun.

    şimdi neredeyse 13-14 saatlik bir yol var. hatay'a gitmek uzundu ama bu durumda dönmek, dönmek "zorunda" bırakılmak yolu daha da uzatıyor.
  • Cuma akşamı arkadaşların evine gittim. Cumartesi sabahı da kahvaltı yaptık birlikte. Elimiz boş gitmedik tabi. Bir adet çok sevdiğimiz prosecco'dan götürdük. Ona da zam gelmiş malum, 260₺ olmuş. Yani bir şişe köpüklü beyaz şarap...

    Şimdi çalışmadığım için, öyle eli bol da olamıyorum; ama bizim arif yani ben, durur mu? Durmaz. Arkadaşım Akbank'dan yeni hesap açtığı için ona tam 5 bin ₺ chip para kazanma yöntemini anlattım. Üstelik bir 100₺ chip daha kazandırdım. Hatta bunları yaparken bir 200₺ de ben kazandım onun üzerinden.

    Sonra bana arkadaşım "ya arif sen işe girme bence, böyle bankaları sömürerek epey kazanıyorsun valla" dedi. Güldüm, güldük.

    Güldüm sözlük.
    Aslında ağladım da güldüm gibi gözüktü.
    O şaraptan o akşam içmedim bile.
    1 bilemedin, 2 kadeh şarap düşecekti bana. 2 kadeh değil, 2 şişe içsem o anda anca bütün melankolik halimi paklardı. Ama hiç içmedim. Erkek arkadaşıma bıraktım payımı.

    Pek alkol kullanan biri değilim. Ama son 3 aydır 3-4 kere Taksim'de Kulp isminde bir mekana cümbür cemaat gidip eğlenmiş(!) ve gözyaşlarımı içime atmış hallerim oldu. Ondan önceleri ağzıma sürmemeye özen gösterirdim.

    Depresyon kötü bir şey sözlük.
    Ben gidip bloguma bir şeyler karalayayım en iyisi.
/ 5