yazarların nickinin nereden geldiğinin hikayesi

15 entry daha

  • Daha öncede söylemiştim. Suratım köy ekmeğine benziyor
  • öldüm işte oradan geliyor
    rürü öldü
  • benim nickim alamanyalardan geldi. :)

    (bkz: blog sözlük yazarlarının nick hikayeleri)
  • Burada çok ilginç nickler ile karşılaşıyorum. Haydi anlatın da gece gece, 'vay be, ufkumuz açıldı' diyelim.
    Benimkisi Türk mitolojisine olan merakımdan geliyor. Eski Türkçede Aspan gökyüzü, erlik ise şeytana verilen isim. Kendime birkaç sene önce böyle bir isim takmıştım, hastalık derecesinde artık her yerde kullanıyorum.
  • Efendim beyaz ten rengimi ifade eder, milady demek de; my Lady yani hanımım demektir daha sonra milady'e dönüşüp asilzade kadınlar için kullanılan bir sözcük olmuştur. Ben de beyaz tenli asil kadın olmak istedim blog sözlükte :)
  • (bkz: blog sözlük yazarlarının nick hikayeleri)
    (bkz: aramaya inanmak)
    (bkz: iki kardesin adi ahmet olur mu, olmaz. o yuzden does varken fiile -s takisi gelmez)'*'
  • Ekşideki nickimin Türkçe harfler bulunan versiyonu. Bu nicki nasıl aldığıma gelirsek gecenin bir vakti ekşi hesabı açmaya karar verdim bir kaç nick denedikten sonra hepsinin kulanımda olduğunu gördüm sonrada bu nick aklıma geldi ve kullanmaya başladım.
  • burcuma kanser diye lakap takmışlar. E doğru tabi. Ben de olur mu lan bundan iyi nick, yer miyiz ekmeğini diye uygun şeyler aradım. oldu gibi :)
  • yaratıcılıktan uzak, ilhamsız bir anımdan geldi. boşamak istiyorum kendilerini efendim. şiddetli geçimsiziz. ben de herkes gibi güzel, alımlı bir nickim olsum istiyorum.
  • yarı urfalıyım patlıcan kebabını çok severim o yüzden balcanisot :)
  • (bkz: Null)
  • pek hikaye gibi değil ama annem gamzi derdi, lise zamanında da arkadaşlarım bunu gamzişe çevirdiler. Sonra baktım herkes bana gamziş demeye başlamış. Yıllar boyunca gamziş adını duyduğum için sosyal medyada hep nickim gamzişli bir şeylerdi. Alışkanlık işte, burda da gamziş yaptım. Aman ne uzattım ya:d
  • Charles dickens'ın büyük umutlar kitabındaki estella karakterinden geliyor.Karakter olarak tam zıttım da olsa hem beni en çok etkileyen karakter olduğu için hem de ismi hep hoşuma gittiği için bunu nickim olarak kullanmak istedim.
  • Günlük tutmaya başladığımda yazdığım ilk yazı tavuk hakları hakkındaydı, buraya girdiğim ilk enrty de bu yazı olduğu için.
  • Şöyledir ki, gecenin 3'ünde beyin çok çalışmıyor ve bu nicki koyuyorum.
  • aklıma gelen ilk nick bu oldu ve beğendim.
  • Sümbül benim çocukluğumun çiçeği, o yaşlarıma dair anımsadığım en güzel şey. En önemlisi de annemin bana bakmam için aldığı ilk canlı ama hikayesinin de payı çok büyük. Eşcinsel bir birey olduğum için efsanesinin iki erkeğin aşkını anlatması çok ilgimi çekmişti ve koyma sebeplerimden de biri.

    Bu hikayeye göre sümbül; yani botanikteki adıyla Hyacinthus, Sparta kralının tek oğlu ve uygarlığın tek prensiymiş. O kadar yakışıklı ve duru bir yüzü varmış ki bu genç delikanlıya sadece kızlar değil, erkekler de vuruluyormuş. Güneş tanrısı Apollon da bunlardan biriymiş. Bu iki erkeğin arasında çok özel bir dostluk varmış ve arada duygular olsa da bu, dile gelen bir durum değilmiş. İkisinin de boş oldukları vakitler dağlara disk atmaca oynamaya giderlermiş. Yine disk atmaca oynadıkları bir gün, Apollon’un attığı disk Hyacinth’in başına gelmiş ve genç delikanlı oracıkta kafasından oluk oluk kanlar akarak can vermiş.

    Burada efsane ikiye ayrılıyor. İlk hikayeye göre prensin ölümüne sebep olan dolaylı yoldan da olsa güneş tanrısı ancak; ikinci hikayeye göre Hyacinth’e aşık olan tek kişi Apollon değil, sarışın rüzgar tanrısı Zephyros da takıntılı bir derecede ilgi duruyormuş çocuğa. Oyun sırasında onları uzaktan izliyormuş ve buna daha fazla dayanamadığı için kıskançlıktan olsa gerek, rüzgarın yönünü değiştirerek diskin çocuğun kafasına çarpmasını ve delikanlının kanlar içinde oracıkta ölmesini sağlamış. Prensin başındaki Tanrı “Ey güzel çocuk! Senin taze ve güzel bedenini kendi ellerimle yıktım, yok ettim. Madem ki seninle, toprağın altına gelemiyorum; o vakit isterim ki her bahar gelip de ışıklarımla dağları okşadığımda seni de beni karşılarken göreyim. O yüzden seni bir çiçeğe dönüştüreceğim.” demiş ve çocuğun kanının döküldüğü yerden çok güzel, kırmızı bir sümbül çıkmış ve gerçekten de her ilkbahar geldiğinde Apollon söz verdiği gibi, ışıkları dağlara vurduğu zaman çiçeği orada açmış vaziyette bulmuş. Efsaneye göre sümbüllerin yaprak kenarları ve uçlarının koyu olması da tanrının çiçeğin başında döktüğü gözyaşları yüzündenmiş.

    Hikayedeki ince detaysa Apollon’un tanrı olmasının da verdiği bir özellikle sevdiği hiç kimseye sadık olmaması. Defne ağacının hikayesinde bile Daphne ondan kurtulamayacağını anladığı için çareyi ağaca dönüşmekte bulmuştu, sevdiği herkese zarar veriyor kendisi.

    Ben de bir adam sevdim. Belki Hyacinth ya da Daphne gibi bedenimle ödemedim bunu ama karşılığında ruhumu verdim ona. İlk bahar geldiğinde sümbülün açarak Tanrıyı beklemesi gibi ben de gelmeyeceğini bile bile onu bekledim ve ona olan duygularım o kadar yoğundu ki bu uğurda hayatımda onarılamaz, her baktığımda göreceğim oyuklar açtım. Prensin aşkı uğruna heba olmasını da kendime benzettiğim için kayıt olurken bu nicki uygun gördüm kendime.

    Saçma bir şekilde uzun oldu ama umarım yarıda bırakmadan okuyan birisi varsa fazla bunalmasına sebep olmamışımdır.
  • (bkz: napoleon on the bellerophon)
  • en yakın arkadaşımın bana taktığı 'bergen' lakabına istinaden değiştirdiğim nickim. ( eski nickim (bkz: ahudankelamlar) )
    esasında sadece 'bergen' nickini alacaktım ama başka bir yazar arkadaşımız almış, sağlık olsun.

    bilindiği üzere bergen; arabeskin kraliçesi ve acıların kadınıdır ülkemizde. yakın arkadaşımın bu lakabı takma sebebi , benim bergen'i çok sevmeme ilaveten şarkı söylemeyi de sevmemden kaynaklanıyor. ha bir de hayatın gerçekleri olan acılar var ama onu çok şey yapmayalım şimdi. bergen'e kısmen benzeyen bir hayatım oluşundan 'yan çarı' dedim. twitter kullanırken de bu nick vardı tabii sosyal medya hesaplarım kapalı uzun zamandır ama ordan geliyor yani.
  • Harry potter kitaplarını okurken sirius black karakteri en sevdiğim karakter olmuştu. Filmlerinde de Gary Oldman canlandırdı. Gary Oldman benim en sevdiğim oyunculardan olmasından dolayı da pek bi hoşuma gitti. Nick ararken değişik versiyonlardan en çok aklıma yatan siryuzbilek oldu ve kullanmaya başladım
15 entry daha
/ 2