üretim araçlarını ele geçiriyoruz kampanyası
-
uzun zamandır aklımda olan kampanyadır.
amacımız küçük ürünlerden başlayarak, üretim araçlarını satın alıp maliyetine ürünleri dağıtıyoruz.
mesela hikaye kitabı basabilecek bir matbaa makinesini 50-100 bin tl'ye alıp, çocuklar için hikaye kitabı üretip kargo üzerinden satıyoruz. pezevenkler 10 sayfa kitabı maliyetinin 5 katına satıyor.
sermaye toplamak için dernek yada özel bir şirkete ortak olma şeklinde ortaklık modeli geliştirmek mümkün.
üreteceğimiz ürünleri seçerken bazı kriterlerimiz var ;
1) ürün toplumda geniş halk kitleleri tarafından zaten satın alınıyor olmalı
2) ürünü üreten makinenin maliyeti ve kullanım kolaylığı makul olmalı
3) ürün tüketiciye kargo ile gönderilebilir olmalı. böylece satış ağı kurmakla ve satıcıya para kazandırmakla uğraşmayacağız.
4) ürünün teknik servis ve bakım derdi olmamalı. servis ağı ilk etapda kuramayız.
5) o ürün çinden bulunuyorsa önce çinden getirmenin daha ucuz olup olmayacağı araştırmasını yapıyoruz.
bazı durumlarda türkiyede üretip maliyetine satmaktansa çinden getirip, gümrük vergisini ödemek daha ucuza mal edilebiliyor.
6) ürün gıda gibi bozulabilir ve stok ömrü olan ürün olmamalı.
bu kriterleri taşıyan ilk ürün kitap. özellikle çocuklar için hikaye ve okuma kitapları.
başka ürün mesela kağıda fotoğraf baskısı olabilir. zaten internetten fotoğraf baskısı yapan onlarca türk site var. bizim dernek maliyetine yapacak.
fikir ve önerilerinizi bekleriz efendim.
edit-1: işcilik maliyetide üretim maliyet kalemlerinden birisidir. piyasa koşullarına göre işcilere ücret ödenecek. yani matbaa sektöründne herkes asgari ücret alıyorsa asgari ücret ödenecek, daha fazla alnınıyorsa daha fazla ödenecek. işci-patron ilişkisi aynen korunacak. sadece vatandaşa satarken kar edilmeyecek. firmanın işleyiş açısından herhangi bir kar amaçlı firmadan farkı kalmayacak. amacımız üretim araçlarını işcilerin eline geçirmek değil. idealist patron olup, sadece satarken kar etmemek. işciler bizim firmada çalışmakla bir avantaj elde etmeyecek.
edit-2:üretime katılma diye bir kavram yok. işciler maaş karşılığı üretime katılacak sadece. maaşı beğenmezse gidecek. işcilerin hakkını koruma gibi bir idealizm yok burada. kapitalist prensipler dahilinde üretim yapıp, satarken karımızı sıfır tutuyoruz sadece. -
Üretim araçlarını ele geçirdikten sonra işçilik maliyetlerini de çinden mi getirtecegiz? Sorusunu akıllara getiren kampanyadır.
Kim neye göre üretime katılacak? Zamanlama nasıl olacak? Çalışanların ücretleri neye gore belirlenecek? Sistem kendi kendine yürür hale geldikten sonra, kendisini bir rant kapısına ve torpil ortamına dönüşmekten kurtaracak olan güç nasıl var edilecek?
Kötümser bir giriş olduğunun farkındayım ama konyada; biz al deyince, mundar olur derler. O acıdan sordum. -
(bkz: adım adım proletarya)