üniversitede yazarları çok şaşırtan şeyler
-
Çayın 50 kuruş olması, yemekhane (3 çeşit yemek + içecek + meyve + tatlı) 2 tl olması -
Dersin başladığını ya da bittiğini işaret eden herhangi bir zilin çalmıyor olması. Halbuki lisede pavlovun iti gibi olmustuk zil duya duya. -
Direkt resmi bir ortama geçmemiz lisede hocalarla kanka gibiydik. Bir şey isterken sürekli dilekçe yazma izin alma gibi bir durum yoktu.
Bir de asistanların profesörlerden daha ciddi ve sınavları okurken daha ketum olması.
Edit: direk yazmışım düzeltme için teşekkür ederim :) -
Blok ders. O güne kadar sürekli saati saatine derse girip çıkan bir insanın ders takviminde 2.30 saat gördüğü dersi hocanın 1 saatte anlatıp çıkması beni gerçekten şaşırtmıştı. Bir de vize ve finallerden sonra birer hafta tatil yapmak. Zaten vize ve final haftasında ders yapılmıyor. Bir dönemde ikişer haftadan hesapladığında 4 haftanın vize ve finale gitmesi 2 haftanın da kafa tatili olmasıyla dönemde 6 haftanın ders işlemeden geçirilmesi de şaşırtmıştı. Zira lisede aynı gün iki sınavın bile olsa çoğu hoca dersini çalışman için vermezken ve ders anlatmaya devam ederken üniversitede bol kepçeden tatiller biraz garip doğrusu -
Abla abi yok herkese ismiyle hitap ediliyor -
Orda kızlar teklif ediyor olması -
Bitmiyor olması .
Sen kazan elbet biter , bitirmek sorun değil gibi lafları okadar çok duydum ama bitmiyor .. -
bilmem kaç yaşına gelmiş eşek kadar heriflerin/herifelerin (hocalar) öğrenciye kafa tutması, kinlenmesi ve inadına dersten geçirmemesi. -
Amfinin konforunun görünüşü gibi güzel olmaması -
civar fotokopicilerde çıktının sayfasının 25+ kuruş olması. -
O cooook eleyici sinavlari gecip Universiteyi kazanmis hala "sarj" yerine "sarz", "yalnız" yerine "yanlız", "herkes" yerine "herkez" diyor kafasına ucup patlattigimin domuzu.
Hadi bunlar yine konusmayi deneyenler.
Kimisi var, konusamiyor. Yuce rabbimin bir lutfu olan o beynini kullanip da agzindan iki kelimeyi cikaramiyor. Hayret etmemek elde degil. '*' -
Milletin okumaya değil evlenmeye gelmiş gibi davranması. -
Bunca zaman kızlar teklif ediyor denildi aksine kızlar teklif etmeyi bırak teklif ihtimal olasılıklarını düşürmek için herkese "kanka,kardeş..." gibi şeyler ile sesleniyorlar. -
ATATÜRKün ülkeyi emanet ettiği gençliğin vasıfsızlığı. -
Edebiyat fakültesine gelen öğrencilerin kitap okumuyor olmalarının dışında bu eylemi zaman kaybı olarak görmeleri. -
Erkek arkadaşının despot halleri yüzünden benimle olan dostluğunu bitiren kadın arkadaşlarımın olmasıydı.
Vardı yani bu kafada olan. Bir tanesi dini sebeplere sığınmıştı, bir tanesinin hiç alakası bile yokken, yok efendim "onunla görüşmeyeceksin! Söyle ona Eiffel'in önünde çektiğiniz fotoğrafı silsin profilinden!'*'" Hem üniversiteden hem de Erasmus'dan arkadaşım, 3 ülke gezmişim onunla, çoğu fotoğrafımda çıkmış bir arkadaşım... Eyvallah deyip bitirdim dostluğumu.
Böyle kadınlar olmaz olsun. Erkeklere boyun eğen kadınlar olmaz olsun. Böyle despot hemcinslerime diyecek sözüm bile yok. O tip erkekler emin olun başka kadınlara aynı gözle bakarlar, bakmışlardır, bakacaklardır da. Hiç öyle kıskanmaya, dini sebeplere, bilmem nelere girmesinler. Namuslu kadın kendini korumayı bilir, başkasına kalmaz. Bak yine nefret ettim insanlardan durduk yere. -
insanların mezun olunca, eline diploma alınca hayatta level atlayacağını sanıyor olması.
belki maaşı 300-500 lira etkiler ama götürülerini kimse görmek istemez. çünkü o 4-5 yıl, okulda harcanmıştır ve o zaman elden gitmiştir. pişman olup hayatı kendine zehir etmektense insanlar kendilerini iyi bir şey yaptığına inandırmaya çalışırlar. -
Hoca gelince ayağa kalkmamak. Alışmam bir ay sürmüştü. -
kızların teklif etmemesi. 21. yydayız be kardeş -
Yeni okulumun dış görünüş olarak eski lisemden daha kötü olması. Çok büyük bir beklentide değildim ama bu kadarını beklemiyordum (bkz: hendek)