umberto eco

2016 yılında aramızdan ayrılmış olan ortaçağ uzmanı, araştırmacı, yazar.
Devasa bir kütüphanesi vardı rahmetlinin.
(bkz: gülün adı) isimli kitabini zevkle okuyarak hıristiyan ortaçağının içinde bulunduğu durumu çok net şekilde idrak edebilirsiniz.
Yanlış hatırlamıyorsam 3 ciltlik ortaçağ isimli bir çalışması yakin zamanda yayınlanmıştı. Devasa bir bilgi kaynağı ama azıcık tuzlu.

elimde prag mezarlığı romanı olan yazar, saklıyorum kötü günlere birikim yapar gibi.

"şükür ki açılmış" dediğim başlıktır. umberto eco kelimenin tam anlamıyla "aşık olduğum" yazardır.

KEndisi yazara, metnin altını üstüne dilediği gibi getirebilme ruhsatını vermiş. Okura da metni -arada özdeşim kurmak şartıyla- dilediği gibi okuma özgürlüğü tanımıştır.

eco'ya göre aslolan bilgi değil etkileşimdir; yazar-okur etkileşimi. yazınsa bir bilgi aktarım aracı değil zevkle yapılan düşünüş pratiğidir.

iki kitabını (bkz: art arda) okumuştum;
(bkz: günlük yaşamdan sanata)
(bkz: anlatı ormanlarında gezinti)

Eco kitaplarını illa ki okuyun demiyorum ama onun yazmış olduğu herhangi bir metni, elinize geçerse muhakkak okuyun, analiz edin arkadaşlar. insana okuduğunu anlamada bambaşka yeni bir perspektif sunuyor.

bu arada (bkz: gülün adı) kitabı vesilesiyle 2017'de debiyat alanında nobel ödülü almıştır.

(bkz: gülün adını sonuna kadar okuyan yazarlar veritabanı) » ben okuyamadım. yanlış hatırlamıyorsam 700 küsur sayfa idi. tapınak şövalyelerinin maceralarını anlatıyor. dan brown'ın romanları gibi komplo teorileri içeriyordu. yine de yanlış bir şey söylememek adına meydanı kitabı bitirenlere bırakalım. Blog sözlükte en az 5 tane sonuna kadar okuyan vardır bu kitabı diye tahmin ediyorum.

(bkz: where to applaude)