türk kanı

  • Türik qanı
    Qаytа orаlsın ŭlı künder Ğŭnnıñ Аllа ğŭmırın ber Bölіngendі börі jeydі Bіrіgіñder, bіrіgіñder

    Ömіr de ozıp bаrа jаtır Аrmаn ozıp bаrа jаtır Bolаşаqtı qoldа tŭrğаn Bolmаu üşіn zаmаnаqır Kіmge kerek jŭmır bаsıñ Jŭrtıñ üşіn tuılğаsın Tŭrаn ŭlı qаlğımаsın Tŭrаn tuı jığılmаsın

    Qаytа orаlsın ŭlı künder Ğŭnnıñ Аllа ğŭmırın ber Bölіngendі börі jeydі Bіrіgіñder, bіrіgіñder

    Kіmder senі qŭrıqtаdı Er Edіldіñ ŭrıqtаrı Qаytа tuğаn qаysаr ŭlаn Qаytа tulа türіk qаnı Türіk qаnı tulаğаndа Tün qаlmаydı bŭl ğаlаmdа Künnіñ közі külіm qаğıp Nŭr şаşаdı küllі аdаmğа Türіk qаnı qаynаğаndа Tün qаlmаydı аynаlаñdа Küllі dünie dür sіlkіner Künnіñ közі jаynаğаndа

    Jŭrttıñ qаnı elge qаytsа Qаydа qаlmаs meñden bаtsа Esіneme esіñdі ji Ey Tŭrаnnıñ keñ dаlаsı Körіnbese el dаnаsı Körіngenge jem bolаsıñ Esіneme esіñdі ji Ey Tŭrаnnıñ bel bаlаsı

    Ot pen sudаn jаrаtılğаn Dаlа Tŭrаn, bаlа Tŭrаn Qŭtqаrıñdаr dünienі Qаrа tünnіñ qаnаtınаn Şırqın bŭzıp qаrа bŭlttıñ Şıñınа şığаr şırmаuıqtıñ İesі qаydа Kökbörіnіñ Qosşı qаydа dаlаlıqtıñ Jelbіregen tuıñ qаydа Jelkіldegen ŭlıñ qаydа Tŭmаn qаytа seyіlmey me?! Tŭrаn qаytа tuılmаy mа?!

    Qаytа orаlsın ŭlı künder Ğŭnnıñ Аllа ğŭmırın ber Tіlden qаlğаn äruаqtаr Tіrіlіñder, tіrіlіñder Аldıñdа älі ŭlı künder Qаytа orаlıp türіgіmder Bölіngendі börі jeydі Bіrіgіñder, bіrіgіñder
  • Sadece Savaşta dökülen kutsal kan.
  • Diyelim ki Müslüman değilim niye mavi akmıyor lan bu kan? Niye kırmızı? Türk , Kürt , ermeni, Yahudi, hrıstiyan ne fark eder? Ilk önce insan olmak? Bence insan olmak. Bıraksınlar onu bunu şunu.
  • (bkz: insan kanı)
  • akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiştir. atardamar toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar yapısının içinde dolaşır.
    (bkz: kürt kanı) ile aralarında bir fark yoktur. kan kandır.
  • Kırmızıdır.
  • A rh+, b rh+, ab rh+, 0 rh+, a rh -, b rh -, ab rh -, 0 rh - olmak üzere 8 gruba ayrılır.
  • "türk olduğuna şükretmek" çok düşündürücü... bu ve bunun gibi ifadeler, sanki karşımda türk olmak için yıllarını vermiş bir insan varmış gibi bir hissetmeme sebep olmuştur hep. (türk kelimesi opsiyonel yerine her türlü ırk ismi gelebilir.)
    nasıl varolduğumuzu hakkında pek objektif bilgilere yada hiç bir bilgiye sahip olmayan insanların sarf edeceği bir cümledir bence.
    şimdi kendi açımdan bakıyorum eğer mantıklı olup düşünmeye başlarsam ve kendime "nasıl varolduk?" sorusunu sorarsam mantığım doğrultusunda yapacağım ilk iş kendime dayanak olarak bilimin yolunu seçmek olur. bilim bu sorunun cevabını evrimle verir ve insaların düşünmeye başladıklarından beri kendilerine sordukları, çok basit ama bir o kadar da derin sorunun en realist cevabıdır.
    ve bu cevabı çok kısa özet geçmek gerekirse; dünyada yaşayan tüm canlı varlıklar tek bir hücreden medana gelmiştir, belli adaptasyon ve mutasyonlarla şimdiki hallerini almışlardır. az önce okududğunuz cümle, nasıl var olduğumuzun en kısa ve mantıklı açıklamalasıdır ve aynı zamanda evrim hakkında genel bilgiye sahip olan herhangi bir insana evrimin ne olduğunu soracağınızda alacağınız cevaptır da. bu tanımdan başlarayarak kendimize bir yol çizecek olursak; evrimimizin günümüzde son aşaması olan homo sapiensler olarak biz de bundan yaklaşık 4 milyon yıl önce o küçük hücrenin bir parçasıydık ve her canlı olan şey gibi bizde yaşamak zorundaydık, bizi buna zorunlu kılan bir yapımız vardı ve doğada yaşamaya devam etmek için belli stratejiler geliştirmeye mecbur kaldık, bundan 200 bin yıl önce bu stratejilere bir yenisini ekleyip iki ayağımızın üstüne kaltık, insan denen varlığın tarihindeki en büyük adaptasyonlardan birsiydi doğaya karşı kazanılmış basit ama etkili bir yetenkti. bu yetenek saysinde etrafımızda olup bitenleri daha kolay keşfedebilmeye başladık kendi türümüzden olanlarlar guruplar oluşturmaya başladık ve yaşamaya devam etmenin kaygısından kurtulan insanlar olarak bir nebze olsun etrafımızı sorgulamayı başarabildik ve daha iyi yaşamak için daha yaşanabilir ve zengin topraklara doğru gitmeye başladık yani insanlar dünyanın küçük bir bölgesinde (mezopotamya) dağınık guruplar halinde yaşamaya başladık. bu küçük bölge dışında yeni ufuklar keşfeden insanlarsa daha uzak ve daha yeni topralara doğru göç ettiler ve bu arada insalar hala yaşama iç güdüsüne en derinden sahiplerdi ve hız kesmeden gelişmeye, adapte olmaya devam ediyorduk daha sosyal varlıklar olmaya başladık. o zaman için dünya hakkında hiçte azımsanmayacak kadar bilgiye sahiptik. daha yeni yetenekler edinen insan doğaya hükmetmeye başladı ve daha zeki bir varlık haline geldi, doğaya karşı en büyük silahı olan beynini daha çok kullanmaya başladı ve bu doğrultuda adaptasyonların bir sonucu olarak edinilen yaşam konforuna dayalı olarak genel sorgulamalar başaldı ve nerenden geldiği ve nasıl varolduğu hakkında sorgulamaya başladı, yani malum soruyu sordu "nasıl varoldum?" cevabını tabiki de en basitinden kendinden daha üstün olarak gördüğü şeylerde buldu, kendinden üstün bir şey bulamadığında ise kendinden üstün birşeyler hayal edip onun kendisini var ettiğine inandı ve ona karşı korkudan beslenen bir saygı duymaya başladı çoğu zaman o yüce varlığa ihtiyaç duyan insan başı dara düştüğünde artık onu düşünmeye başladı, o yüce varlıktan bir şeyler istedi ve istediği şeyin ona bahşedildiğini düşündüğünde kendini o yüce güce borçlu hisseti. teşekkür olarak bir kaç eylemde bulunmaya başladı bunu geören diğer insanlar da onu sorgulamadan taklit etti ve o küçük toplumlarda ilahi kaynaklı tabular oluşmaya başladı.
    diğer yandan ise insanlar dünyanın daha uzak noklarına erişmeye çalışıyorlardı ve kendileri için en yaşanabilir yeri arıyorlardı. birbirinden tamamen izlole bir şekilde dünyanın belli yerlerine guruplar halinde dağılmış ilk insan topluklukarı düşünün ve insanın her türlü davranış ve düşüncesini şekillediren şeyin de doğa olduğunu unutmayın ayrıca küçük bir şey daha dünyanın farklı bölgelilerinde yaşamak demek birbirinden çok farklı adaptasyonlar geliştirmek; dünya, doğa ve evren için çok farklı bakış açılarına sahip olmak demktir. gerekli hatırlatmaları yaptıktan sonra konumuza dönecek olursak; dünyanın farkılı yerlerinde yaşan bu ilk insan toplulukları yukarıdaki sebepler nedeniyle farklı dünya görüşlerine sahip toplukluklar olmaya başladı ve çok uzun bir süre birbirlerinden haberleri olmadı bu süre içerisinde birbirinden çok farklı külütürlere sahip olmuşlardı. bazı guruplar diğerlerinden daha üstün özelliklere sahipti ve hepsi bulunduğu bölgeye bağlı olarak farklı konularda gelişmişlerdi. ilerleyen zamanlarda dünyadaki insanlığın biraz daha gelişmesiyle belli bir coğrafyada yaşayan insalar artık farklı coğrafyalarda yaşayan insalarında olduğundan haberdardı. bu duruma biraz alışan toplumlar bir diğer toplum hakkında edindikleri çıkarımlar doğrultusunda o guruplar için daha genel geçer ve şimidi ön yargı dediğimiz o zaman için ne olduğunu blmediğim ama temelinde aynı şeylerin yattığını bildiğim kavramlar ile o topluluk arasında kafalarında bir bağ oluşturdular ve bu bağı harekete geçirmek içinde belli seslerden olşan şimdi kelime değimiz şeyler kullanmaya başladılar ve yaşam için bir kolaylık daha sağlanmıştı kendilerinde uzakta olan başka bir insan topluğunu anlatmak ve hangi topluluk olduğu, nerde yaşadıkları, nsaıl yaşadıkların, nsıl insanlar olduklarını uzun uzun anlarmak yerine bir kaç ses çıkartarak o toplumu karşısındakine aktarabiliyordu. şimdi ırk dediğimiz kelimelerin ilk haliydi bu sesler.
    özetle aynı yerden gelen, bir yapbozun parçaları olan insanlar artık birbirlerini tek bir kelimeyle ötekileştirebiliyordu. başka toplumların onlara taktıkları isim ile de gurur duymaya çalışıyorlardı. böylece bireyde başlayan megolaman dürtüler toplulukta vücut bulup kendini daha büyük ve güçlü bir şekilde göstrebiliyordu. artık bir insan için kendisi seçip haketmediği hiç bir çaba sarf etmediği halde ırkıyla gururduyabiliyor yada sırf o ırktan olduğu için çok basit bir şekilde ötekileştirilebiliyordu. o zamanlar bu çok saçmaydı ve hala saçma. öyle ki büyüyüp nüfusu artan toplumlarda kendi içinde bölgelere ayrılmışlardı. bir topluluğa ait olup daha geniş topraklara yayılmaya başlayan insanlar kendi aralarında bölgelere bölünmüşlerdi ve o aynı toplumun insaları yine bu bölgelere de isimler vermişlerdi artık aynı toplumun insanlar arasında bir ötekileştirme sebebi vardı "bölgeler". bu bölgelerin de bölgeleri ve o bölgelerin sınıflandırmaları diye uzatabiliriz. burada önemli olan ötekiliştirmenin genelden ne kadar özele indirgenebiliceği değil. böyle saçma ve mantıksız bir akımın insanların düşünmeye vakit ayırmaya başladığından beri varolaması ve bin yıllar sonra bunun hala aynı şehvetle devam ediyor olmasıdır.

    ekşici mod on
    edit: başlık başa
    ekşici mod off