travesti

  • öncelikle sözlük anlamı kadın kılığında görünümünde dolaşan erkek diye geçiyor. ama derine inince bambaşka hikayeleri olan insanlar bunlar.

    üniversitede bir erkek arkadaşımız vardı. çok da sevdiğim bir kız arkadaşımın aslında ev arkadaşı.

    o zamanlar erkek kadın aynı evde nasıl ya diyerek evlerine gitmiştim. ben direk gay bu diye anlamıştım ama arkadaşım hayır değil diye ısrar etmişti.

    bir zaman sonra gay olduğunu bize açıkladı. tamam okey dedik ve sohbete devam ettik. sonra bu okulu bitiremedi ve bıraktı gitti ankaradan istanbula.

    muhabbetim de o şekilde bitti benim.

    geçen haftalarda istanbula gittim karantina biter bitmez. kız arkadaşım direk canı arayayım mı dedi. üniversitedeki gay olan arkadaşımız.

    ara dedim. kadıköyde buluştuk. bir afeti devran geldi. erkek haliyle görmek normal gelirken o haline biraz temkinliydim. kafamızdaki travesti imajı çünkü tv lerde hep bağıran çağıran, sayan söven belalı tiplerdi.

    öncelikle biz hayvan gibi bira ve patates kızartmasına iki diyetisyen gömülmüş iken diyetteyim dedi. neyse zar zor bira içirdik.

    sohbet muhabbet temkinli ama güzel gitti. temkinli olma sebebim yanlış anlar ağzımdan çıkan bir şeyi, alınır kırılır diyeydi de aslında. misal biri için orospu dedim bahsederken, sonra döndüm ona " özür dilerim ben başka anlamda dedim." diye açıklama yaptım.

    kahkahayı bastı "ne var kız orospuyum. en azından parayla yapıyorum bu işi, bir çok insan gibi karakterim orospu değil, mesleğim bu" dedi.

    sonra kalkarken ben gizliden hesabı ödedim. bunlar hesap falan deyince, ödediğimi öğrendi, ki üniversitede de çok samimi değildik bunla biz, arkadaşımın evine gittikçe selam verir geçerdim.

    şaşkınlıkla nasıl ya benim hesabımı da mı ödedin dedi. şaşırdı. evet ne var ya deyince ben " o kadar uzun zaman olduki ilk defa biri karşılıksız bana bir şey ısmarladı" dedi.

    kız kardeşi bile ne zaman görüşmek istese buna kendine bir şeyler aldırtıyormuş misal. şaşırdı, şaşırdık.

    sonra sahilde akşam rakı içelim mi dedi. hiç içesim olmamasına rağmen kırmak istemedim olur dedim.

    içtik sohbet ettik. tanıdığım en iyi insanlardan birisi herhalde.

    anlattı da anlattı. gecenin başında eğlenceli şeyler anlattı. misal gelenlerin kendini becerttirmeye geldiğini, en ilginç fantezileri (bana en ilginç gelen adamın biri kendini çöp olarak hissediyormuş ve çöp poşetine girip içine bir şeyler attırıyormuş, muz kabuğu, çekirdek kabuğu, sigara külü gibi. ve evli, karısı bunu bilmiyor bile), sonra evinde kalp krizi geçiren yaşlı adamı dinledik, sürekli komik şeyler.

    sonra ailevi meseleleri, annesini çok özlediğini görüşmediğin falan dinledik hüzünlendik.

    ne farklı hayatlar, farklı hikayeler var be dedim dinledikçe.

    ona üzüldüm, hala sağlam psikolojide olup bize bile akıl vermesine hayran kaldım (2 kadehten sonra kıbrısa gidip sperm bankasından hamile kalacaz diye tutturunca biz, olur mu bencil olmayın, babasız çocuk olmaz, hoş değil, aileleriniz diye akıl veriyordu), hala kendini geliştirmesine kitaplar, filmler, hobiler edinmesini taktir ettim. tek başına hayat mücadelesi gerçekten takdire şayan. ne dersek diyelim.

    bizden bile yaşça küçük ve ben 29 yaşımda ayağım taşa takılsa, hiç bir şey yapamayacağını bile bilsem, annemi ailemi ararken, 10 senedir ailesiz yaşaması gerçekten sağlam güç gerektirir.

    bir şey olur başına bir şey gelir, konuşmak istersin her zaman dinlerim dedim ama muhtemelen bu ergen irisi hallerimle o beni teselli eder çoğu zaman.




























  • Hikaye deki travesti ile adaş olmamız.