tek başına hasta olmak

  • söz konusu vücut ise kişiyi yoran durumdur.
    ama kişinin ruhu hastalanmasın. hele tek başına. çünkü belki de fark etmez bile hastalandığını. kendisini uyaracak, yardım edecek kimseyi bulamaz. ona değil, çevresine yazık.
  • en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna gidip, ilaçları aldıktan sonra götü devirip yatmaktır. biraz ayılır gibi olursanız bol acılı ezo gelin patlatın. hadi geçmiş olsun.
  • (bkz: tek başına iyileşmek) diye serinin devamı gelir.
  • zor bir durumdur. hasta olduğun için biraz bakıma ilgiye belki de şefkate ihtiyacın olduğu halde yalnızsındır ve yapılması gereken şeylerin hiçbirini yapmak istemezsin ne yemek yemek istersin ne de doktora gitmek öyle yatarsın sadece yatağa uzanıp yatar ve yarın kalktığında iyileşmiş olmayı umarsın
  • ne acile gitmesi, ne de kalkıp kendine bir şeyler hazırlaması en zor kısmıdır. bana kalırsa en zor kısmı gece alınan ilaçların da etkisiyle yatakta sırılsıklam terlemişken kalkıp üstündekileri değiştirmektir. o an gece 9898799 kez sizi kontrole gelip terlediğinizde kendi kendine üstünüzü değiştiren annenizin değeri daha bir anlaşılır olur.
  • genelde benim başıma gelen şeydir.
    ha grip falan olunursa ailecenek oluyoz o ayrı.
    eyer bide sevgiliniz varsa oda grip olabilir.(bkz: swh)
  • toplu hâlde hasta olmaktan ziyade daha havalı bir durumdur. "bak eşref ben hasta oldum, sen turp gibisin maşallah" diyerek hastalığı bir statü göstergesi hâline getirebilirsiniz.
  • acile gitmeniz gerekince zorluklarıyla yüzleşirsiniz. bir başınıza sıra beklerken, bir de ağrınız size eşlik ediyorsa, o 6 kişilik sıra 600 kişi gibi gelmeye başlayacaktır.
    çok da durumdan yakınmaya lüzum yok, siz zor günlerinde insanların yanında da olsanız, zor gününüzde birisinden bunu bekleyemezsiniz.
    en azından kötü günlerini tek başına geçiren insan, güçlü insandır.

    sözlerimi bitirirken can bozok'tan alıntı yapmak isterim yüksek müsaadenizle:
    "tek başına hasta olmak zor ne de olsa
    bari intihar korkusu gibi ara sıra yokla."