tanrı nasıl oldu

1 entry daha

  • Bu soru en dindar insanın bile aklına gelmiştir. Bu soruyu cevaplamak için her ne kadar bir sürü dinler uydurulsada bir türlü doğru cevap bulunamadı. Kutsal kitaplarda sadece insanlığın öyküsü anlatılıyor tanrıdan öncesine hiç deginilmemiş. Bu konu açıklanmaya çalışıldığında genelikle insan beyni bunu anlayamaz denilmekte. Bu cevap beni hiç tatmin etmemekte.


    Not: deistim
  • islam felsefesinde üç çeşit temel görüş mevcut bu konuda. aslında islam felsefesi diyorum ama zaten bu görüşler esasen o bölge halkının islamiyeti eski inancıyla harmanlaması olduğu için avrupadan çine kadar geniş bir coğrafyadaki tanrı görüşlerini de yansıtıyor diyebiliriz.

    bunun ilki klasik benim ana akım kadızadeci islam dediğim sufizme bulaşmayan, tanrıyı anlamakta sadece kuranı ve sünneti baz alanların inancı olan vahdeti şühud inancıdır. vahdeti şühud inancı kolaydır, tanrı daima vardır ve olacaktır. ve evreni de kendisi zaman kavramıyla beraber yaratmıştır. bu nedenle zaman evrenin bir öznesidir. tanrı zamandan münezzeh olduğu için başlangıcı sorgulanmaz.

    ikincisi vahdeti vücud inancıdır. bu görüşte insan biraz daha ön plandadır. tanrı mutlak birdir. bunun islam kültüründeki en büyük temsilcilerinden biri farabi'dir ve farabi'nin görüşleri aslında yeni eflatuncuların ve plotin'in izlerini taşır. tanrı bilinç öznesinde kendisinin farkındadır ve bu bilinç taşarak biz bilinçli varlıkları oluşturmuş, varlıkların sınırlı bilinci de cisimler dünyasını yaratmıştır.

    bu ikisi islam metafiziğine ilgi duyanlar için tanıdık kavramlar. zaten otoriteler devamlı vahdeti şühudu savunmuş, vahdeti vücudçular da bir yerde islamın tek tanrı inancıyla bağdaştırılabildiği için ana görüş için tehdit oluşturmadıkları sürece izin verilmiş.

    fakat üçüncü görüş, vahdeti mevcud pek bilinmez. sebebi paganist öğeler taşıması nedeniyle islamın tek tanrı inacıyla bağdaşmadığı için otoriteler tarafından bu görüş mensupları nadir istisnalar haricinde itlaf edilmişlerdir. bu nedenle bu görüş büyük ölçüde sözlü kültürle taşınmış ve vahdeti mevcud fıkıh kitaplarında mülhidlerin yolu deyip geçiştirilmiştir.

    vahdetle çatışmasının nedeni vahdeti mevcud batıda çok sonraları ortaya çıkan materyalist panteizme yakın bir şekilde bilinen evrenin dışında bir tanrı inancını reddeder. tanrı ister bilinçli ister bilinçsiz tüm cisimlerin özü ve toplamıdır. dolayısıyla evren bir bütün olarak tanrı olduğu için evren de ezeli ve ebedidir.

    islamiyeti seviyorum ben. suriyede panteist sabiiler mi var, katmışlar inançlarını. iran'da zerdüştler, türk şamanlar hep bir ekleme yapmışlar. bu müthiş bir kültürel birikim demek. bunun tasavvuf boyutu çok daha muhteşem.

    ben punkçılara falan takılırım ara sıra. siz bizden daha fazla buralısınız diye. şaşırırlar ama gerçekten bir kalenderi dervişiyle bir punkçı arasında çok da fark bulamazsınız. kalenderilerden önce de diyojenciler vardı bu topraklarda. neredeyse aynı kültürel kodların 3 bin yıl taşınması, işte bu toprakları bu kadar mükemmel yapan bu.

    birileri anarşistim deyince soruyorum, bakunin kropotkin okunmuş hep. hacı bektaş mı bakunin mi daha fazla anarşist, tartışılmaz bile. bektaşiler bugün bile yönetimin karşısındadır. yarın da öyle olacaklar. çünkü yönetimin kendisine karşılar. iktidarlara değil.

    konu çok saptı ama ana bilgiyi yukarıda verdik zaten. okuyan varsa da kusuruma bakmayın. başlayınca yardırıp gidiyoruz öyle.
  • “İdrâk-i maâlî bu küçük akla gerekmez / Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.”
  • Tanrı kendisinin nasıl olduğunu bizlere anlatıyor aslında.

    Kuran ayetinden bakılırsa;
    Doğurmadı ve doğurulmadı (İHLAS/3)

    ol dediğinde dilediğini olduran Allah, kendisinin hep varolduğunu ve varolacağını söylüyor.

    Yaratıcıya inanıyorsan söylediğine de inanman gerekiyor.

    Yaratılanlardan bakılırsa;
    Öyle bir düzen içinde hiç bozulmadan, duraksamadan çalışan evren bize bu sırrı veriyor. Tesadüfen ve kendiliğinden bu düzenin var olmadığına kanaat getirdiysek, bir yaratıcının her şeyi yarattığını kabul ediyoruzdur. Hala sırlarını çözemediğimiz yaratılanların bazılarının nasıl olduğunu bilmemizin mümkünü yokken, imkansızlığı yaratan bir yaratıcının, bizim nazarımızda öncesizliği ve sonsuzluğu da apaçık ortadadır.
    (bkz: Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun)






  • Ek yeri olmayan bir halka düşünün, işte bu dairenin başlangıç noktasını aramak gibidir.
    (bkz: ezel kavramı)
  • insanlar yarattı.

  • tefsirlerden: gerçek ma'dub, en yüce ve mukaddes varlığın, başkasının ortak olamayacağı özel adı. "tanrısal niteliklerin tümünü kendinde bulunduran, -varlığı kendinden olan,- tek gerçek varlığın, tek tanrı'nın adı.
    allah'ın varlığı nasıl kanıtlanabilir?*
    1-sonradanlık (hudus) yolu
    2-olabilirlik-olmayabilirlik (imkan) yolu
    3-başka yollar
    islam düşünürlerince genellikle benimsenen bölünmeye göre:
    -"varlığı zorunlu" olan (VÂCİBÜ’l-VÜCÛD)** vardır.
    -"varlığı olsa da olur olmasa da olur" olan (MÜMKİNu'l-VÜCÛD)*** vardır.
    -"varlığı hiç olamaz olan" (MÜMTEN'i'u'l-VÜCÛD)**** vardır.
    birinciye örnek: allah
    ikinciye örnek: allah'ın dışındaki her şey
    üçüncüye örnek: allah'ın tersi ya da bir başka allah (yani allah'ın karşıtı da, bir başka başka allah da hiçbir zaman olamaz).
    şunlar ortaya çıkıyor:
    ille de olmak, zorunluluk -vücub
    olabilirlik-olmayabilirlik -imkan
    hiç olamazlık -imtina
    bir de
    -sonradanlık (hudus) var.
    islam kelam'cılarına göre: "allah'ın dışındaki her şey" -ki, buna "masiva" ve "alem" de deniyor- hem MÜMKİNu'l-VÜCÛD'dur yani "varlığı olsa da olur olmasa da olur" türdendir hem de "sonradan"dır. çünkü "olmayabilirdi", olması "ille de gerekli, zorunlu" değildi, ama "olmuş", "yokken" ve "sonradan" olmuştur. allah yaratmıştır. allah'ın bir hikmetinden dolayı varlık kazanmıştır. allah istemeseydi yaratmazdı. yani allah için bir zorunluluk değildir bu.
    işte allah'ın varlığı kanıtlanırken islam felsefe ve tanrıbiliminde (kelam'ında) en çok, "alem"in (tanrı'nın dışındaki her şeyin) özelliğine dayanılır. başvurulan iki yol:
    -alem'in "sonradanlığı" yolu ile allah'ın varlığını kanıtlamak.
    -alem'ın olmasının da olmamasının da olabilirliği ele alınarak allah'ın varlığını kanıtlamak.
    *-allah'ın varlığını kanıtlama bab'ı, tanrı'nın nasıl olduğu ile ilişikli bir yapı mevzu ettiği münasabeti ile paylaşmak istedim.
    **-VÂCİBÜ’l-VÜCÛD
    ***-MÜMKİN
    ****-mümteni'
    kelam notlarına bakamam sebebi ile ve kelam ile antikite'yi şu an için bir arada yazamayacağım için, turan dursun'un, "allah, kur'an, dua, iman" adlı kitabından alıntı yapılarak yazılmıştır. zannımda ali şeriati ne kadar aydın ise turan dursun'da o minvalde aydındır. "bizleri rahatsız etmeye gelen" şeriati'nin sonu nasıl olmuş ise dursun'un da sonu aynı olmuştur. muadilleri kazanamamıştır.
    edit: bir mutlak'ın varlığı veyahut yokluğu konusunda zart zurt diye sallanmaz.
  • Yanlış bir soru. Üçgenin dördüncü köşesi nerede? Demek gibi bir şey. Üzerinde boşuna felsefe yapıp aforizma kastınız evet.
  • Bilinmek istedi.
  • ol dedi oldu diyecem ama öyle de olmaz ki.
  • Suyu ıslatan nedir demek gibi bir şeydir bu... Su zaten ıslaktır, tanrı zaten yaratıcıdır. Zaman kavramı bile sonradan yaratıldığı için önce ve sonra diye bir şey bile yoktur. Gereksiz felsefe kasmaya gerek yok gerçekten, soru hatalı. Nasıl bir şeyle karşılaşağımızı bilmiyoruz, ancak ölünce daha net anlayacağız.
  • tanrı kelimesinin anlamı zaman ve mekandan bağımsız olup maddeye hükmeden demektir.
    bu yüzden tanrıyı kim yarattı sorusu mantıklı değildir.
    zamana hükmeden bir varlığın yaratılma imkanı yoktur. çünkü o hep vardır.
  • bu tür şeyler hep sorgulanır ve tatmin edici bir cevap aranır. herkesin kendine göre bir argümanı ve teorisi vardır. çok dindar biri değilim ama şu söylemek istiyorum. insanlar bir şeye inanmadan yaşayamaz ve kendini boşlukta, amaçsız hisseder. inanmayarak bir şey kazanamayız veya hayatımızda çok büyük bir değişiklik olmaz. inanırsak ve birazda inandıklarımıza göre yaşarsak belki de her şey bittikten sonra huzur bulabiliriz. annem vefat ettikten sonra çok boşlukta kaldım ve onunda karanlıkta olduğunu düşünmek benim acımı katladı. inanıyorum, çünkü en azından bir kez daha yanında bulunmak, onunla olmak istiyorum.
1 entry daha