sözlükçülerin hayalindeki ev

(bkz: müstakil ev)

Mümkünse iki katlı olmalı. Evimin ön bölgesinde güzel bir bahçe olsun. Bahçenin ön bölümü güllerle kaplı olacak. Sabahları beni güllerin kokusu beni uyandıracak. Denizi gören ancak kumsalı olmayan bir ev tercihim olurdu. Malumunuz kumsal olunca insanlar denize girmek isteyecek ve kalabalıklaşacak. Bu yüzden kumsal olmamalı.

Çevremde başka müstakil evler olabilir ancak kesinlikle evler birbirine yakın olmayacak. Gürültü patırtı istemiyorum. Evimin içinde bir odamın komple kütüphane olmasını istiyorum. Bir de havası temiz bir bölgede olacak evim. Mümkünse şehir hayatından biraz uzak ancak ihtiyaçlarımı karşılamak için merkeze gidebileceğim kadar yakın olmalı. (Bu nasıl olacak bilmiyorum ama hayal işte, bozmayın.)

Evimin önündeki yaya yolu büyük olacak. Araçların zorbalıklarını çekmek istemiyorum. Bir de güzel bir balkon olsun istiyorum. Balkona hasretim. Evimin önünde 3 şeritli otoban olduğundan balkon keyfini hiç tatmadım. Balkon şart.

Kış geldi malumunuz. Şömine de olmalı. Şömine ile oynarken, karşısında kitap okuyup kahvemi yudumlayabileceğim bir alan olsa fena olmaz. Bir de yakınlarda market olsun, yeterli.

İçerisinde huzur ve mutluluğun olduğu herhangi bi yer olabilir..

404 not found

Beni en hüzünlendiren hayaldir. Halbuki hayal dediğin mutlu eder, umut verir.

Önünde küçük arkasında ondan birazcık daha büyük bir bahçe olsun. Normal ebatlar bir havuzu olsun. (Çok sevdiğimden değil havuz, ilerde çoluk çocuk olursa girsin diye) bahçe biraz çimli, bir kaç ağaçlı, benim ektiğim üç beş (bkz: domates biber patlıcan) (bkz: barış manço) (birden rahmetli geldi aklıma) olsun, ufak bir masa sandalye hesabı, ha en önemlisi güzel bir mangalım olsun. Bir de yaptığım yerden gelirim olsun yeter be usta. (Ulan çok şey istedik be!)
Sanırım bunların bir kısmını california da hayata geçirebiliriz. (bkz: Green card) çıkarsa belki olur.