sözlük yazarlarının şiirleri

23 entry daha

  • gönül bahçesinde gül olsan
    iki dakkada solardın
    gözünün üstüne bi vursam
    yumruk neymiş anlardın.
  • Bir ihtimal daha var, o da yemek mi dersin
    Paket mi olsun, burada mı yersin?
    (bkz: açken yazılan şiirler)
  • Bembeyazsın, bir gelin misali
    Hafif toplucasın, balık etli
    Söndürürsün yangınımı, su gibi
    Sen olmasan n'apardım canımın içi

    İlk siirimi midemin efendisi olan lahmacunun yaninda ictigim 330 ml'lik ikinci ayrana ithaf ediyorum.
  • Dönüş
    Çürümüş tahta penceremin pervazında
    kurumuş ekmek kırıntıları
    umutla beklediğim güvecin
    yine yok

    Aç artık perdelerini
    iki sahnelik bu oyunda,
    sende sıra...
    pencerendeki beyaz güvercini yolla
    benden çaldıklarınla...
    sonra dans et yalnızlığınla,
    öldüresiye.

    iki seçeneğim kaldı
    boşluklarını dolduramadığım hayatımda.
    az kullanılmış olanını seçeceğim.
    ve neden ölümü her düşündüğümde
    aklıma gelişini,
    kimseye söylemeyeceğim

    11.03.2002
  • Ilkokul 1. sınıfta annesine yazmış olduğu şiirin
    "Evimizin meleği
    Uçan kanatlı kelebeği" dizelerini henüz okumaya başlamışken babası tarafından hunharca makaraya alınan yazarın başkaca eseri bulunmamaktadır.
  • Bir zaman olmuş "o"nu dilime pelesenk edeli
    "O"na hazırlıyormuş gibi çay demleyip
    "O" varmış gibi içiyorum.
    Beğenmediysem o gün kendimi
    "O" beni öpmüş gibi hayal edip güzelleşiyorum.
    Beceriksizce gitarı elime alıp
    "O"nu içeren şiirlere besteler yapıyorum
    Şarkılar söylüyorum.
    Saatlerim hep "o"nu vuruyor
    Ya buluşmaya çeyrek var
    Ya buluşalı çeyrek geçmiş
    Kaşım, gözüm, ağzım, burnum
    Sağım, solum "o"
    Nefes diye aldığım bile "o"
    Bence güneş bile "o"nun yanında
    Daha parlak
    Daha büyük
    Hatta güneş
    "O"nunla yarışmaya niyetli gibi gösterişli
    Günler "o"
    Esen rüzgar "o"
    Yaşamaya dair umutlarımın yükünü çeken "o"
    Ilgıt ılgıt esen yel de burnuma dolan koku "o"
    Sizin toprak rengi dediğiniz
    "O"nun gözleri benim için
    Tan yeri kızıllığı
    "O"nun aşkının ateşi
    Gelin iki hasbihal edelim
    "O"nlu cümleler kurayım size
    Başka birini duyurmayacaksanız kulaklarıma
    Sır tarifli "o"nun sevdiği şeyler ikram ederim size
    Kırk yıllık hatırlı kahveler içelim sizinle
    Ben size "o"nu anlatırım
    Hatta siz de sevebilirsiniz "o"nu
    Gelin baştan anlaşalım
    "O" benim kimseye vermem
    Alın en bi sevdiğim rujumu
    Toplamak uğruna ayağımda izleri olan kabuklarımı da
    Ve hatta paramı bile veririm size
    Daha isterseniz
    El örmesi hırkam da sizin olsun
    Kalbim, ruhum "o"nunla yanarken ben üşümem
    "O"nun adını ezber ederken dilim
    Karnım doyuverir
    Bunlar da bir şey mi?
    Ölmek bile kötü değil
    "O" varken
    Kötü olan "o"nsuzluk
    Bir kere "o"nsuz kaldım sanmışım
    Yanlış anlayıp
    Aklım, kalbim, beynim çıldırdı hep
    Kirpiklerim, saçlarım ve hatta
    Akciğerlerim bile isyan etti
    "O"nun sesini duydular da inandılar
    "O"nsuz kalmadıklarına
    Süt liman kesildi ortalık








  • yok
    yoklar sardı dört yanımı
    duvarlar dahi çekildi hayatımdan
    yok
    yoklar, kalbimden sevgiyi çekip çıkaran
    yoklar kalbimi kaldı mı bir tek kırıntı diye
    yok olsalar ne değişir
    yok değilken de mutsuzdum ben
    ağlıyorum,
    kalbimden çıkan sevgiden sonra
    kalan boşlukları doldurmak için yaşlarla
    yoklar, yok oldu hatıralar
    geriye kalan sadece ağrı sızı
    ve iç acıtan duyumlar
    (bkz: 2012)
  • Neden bilmiyorum, seni seviyorum.
    Gece hayalinle yatıp, gündüz o hayalin burukluğuyla uyanıyorum her güne.
    Neden bilmiyorum, seni seviyorum.
    Her yerde seni arıyorum.
    Çünkü ne zaman kokunu hissetsem kalbime bakıyorum ve sen geliyorsun aklıma.


    Neden bilmiyorum, seni seviyorum.
    Biliyorum farkında mısın hep seni, bir seni, tek seni düşünüyorum.
    Sana demiyorum belki ama seni hep düşündükçe ağlıyorum.


    Neden bilmiyorum, seni seviyorum.
    Geldin hayatıma ve geldiğin gibi kalmanı istiyorum.
    Masum gülüşünü, gözlerinin parıltısını, ellerinin sıcaklığını ve kalbinin sevgisini istiyorum.


    Neden bilmiyorum seni seviyorum.
    Hevesim hep sen kokuyor her mevsimde.
    Ne yanıyorum ne de üşüyorum.
    Mevsimler sen oldun artık bana.
    İlkbaharım da tanıdım seni masum gözlerini, yaz günüydü sıcaklığın şiddeti, sonbaharda döktün hayallerimi ve kış günü ise soğuttun beni.
    Neden bilmiyorum Seni Seviyorum….


    detay
  • kendime ait bir kelimem olsun istiyorum
    çok mu
    kimsenin daha önce kullanmadığını bırak
    kimsenin aklından dahi geçmemiş olmalı
    akıl işte, geçiş izni vermemiş olmalı
    anlıyor musun
    akıldan ses hızıyla geçerken mesela fikrin
    senkronizasyon probleminden
    kafayı yemeli insan
    nohutlar toplandıktan sonra tarlaları yakarlar hani, bilir misin
    bilsen de duyamazsın zaten
    yangının sesini ancak yaktıkları duyar
    hadi biliyorsun diyelim
    yani ne olacak, bildiğini var sayıyor olmak, yine de sana duyurmayacak
    yangını diyorum yangını
    hiçbir zaman duyamayacak olman, aslında fena olan
    kokusu gelir burnuna yakılmış nohut tarlasının
    bilmiyorsan zaten nohut tarlalarının, nohutlar toplandıktan sonra yakıldığını
    nohut tarlalarını yakanın
    ateş değil de hasat olduğunu, hiç bilmezsin
    anlıyor musun sahiden, boşa anlatmış olmayayım
    boş yere anlatılacak bir şey değil çünkü nohut ve tarlası
    işte akıldan üç yüz küsür kilometre bölü saat ile geçerken fikrin
    foucault sarkacı dile gelir, ışığın hızına küfreder
    ve kokun gelir burnuma, kokun yayılır göğün ilk iki katına
    ve sen bilmezsin ama, ben hiç nohut yemedim
    ve nohut yemeyi bırak, nohut dahi görmedim
    ve ben hep, yanık nohut tarlaları gördüm
    ve ben hiç, yanan bir nohut tarlası görmedim
    ve ben hep, yandıktan sonra simsiyah halde nohut tarları gördüm
    ve ben hiç, kokusunu almadığım bir nohut tarlası da görmedim
    ve ben hissederken hep, aynı bağlacı kullanırım, mer
    ve nohut tarlaları kokar işte, anlıyor musun
    bak anlamıyorsan söyle artık, daha fazla günahına girmeyelim ateşin
    daha fazla ilişmesin karanlık, nohut tarlalarına
    daha fazla kirlenmesin gökyüzü
    nohut tarlaları yanarken çıkan, isli pisli dumandan
    kendime ait bir kelimem olsun istiyordum ya hani, halen istiyorum bu arada
    sarhoş bir kelime kabul ederse bana ait olduğunu
    ya da ele ayağa düşerse aidiyet duygusu
    kelimenin biri çıkıp da derse ki, lütfen daha fazla nohut ve tarlasından bahsetme
    yorma kendini, bak ben buradayım, senin olmaya hazırım, temizim, safım
    işte bir şekilde, kendime ait bir kelime var olursa bir gün
    kendime ait o kelime;
    senin anlamayacak olman olacak
    anlıyor musun.

  • Âh, şimdi ben..
    bir ülkeyi
    özgür kılabilir miyim?
    ellerimle
    kanatlarını incitmişken
    iç baharımdaki
    o narin kelebeğin?
    Âh, şimdi ben….

    kibritçi kız
  • boktan günlerimden birinde vazgeçmenin eşiğinde yazılıp çizilmiş ne varsa sildim bir gece. sildiğimi sandığım bi satırı kalmış aklımda, benim yazdığım şiir değil ama bana yazılmış şiir, benim şiirim neticede. altında yatan anlamı bir o bir ben... ama yine de;
    --- spoiler ---
    "mucizem" diyeceğim kızaran elmacık kemiklerine
    --- spoiler ---
  • Bir kadın ölüyor diyorum, bir kentin orta yerinde,
    Ve bir kent ölüyor diyorum, bir kadının göğsünde....

    kibritçi kız
  • nasıl oldu başladı her şey aniden,
    daha ben seni, sen beni tanımaz iken,
    ansızın gelip giriverdin hayatıma,
    sanki cevap verip, soru alan aşkıma.

    sen bana geliyordun özlediğinde,
    öyle bir yara açtın ki yüreğimde,
    seni unutmaya çalışıp denediğimde,
    ağlayıp düşündüm yapamadım.

    Aşık oldum birden ben de anlayamadım.
  • kelimelerin hepsi söylendiyse yeryüzünde,
    farklı zamanlarda ve farklı yüzlere
    o zaman söylendi diye kabul edilmez ki bence.
    her sözü herkes söylese
    her sözü herkes duysa, görse
    vazgeçmek gerekir mi?
    kelimeler tükenmedi ya söylenince,
    zaten yaratılmış değil miydi hepsi
    kullanıp atılmadı ki, kirlenmediler bile.

    (bkz: kelimelerim)
  • Gökyüzünü gardırop yaptım
    Seneye içerim diye, sigaralar astım yıldızlara
    Önceki bayramların yeni kıyafetlerine benziyor hepsi, hepsi;
    Ne demek ulan,
    Planlı mutlulukların bedeni mi olur?
    Küçülmüş.

    Karşıya geçmek üzereydim, yukarı baktım
    Hava kararmıyor, imkansız
    Yıldızların mı üstüne bastım, bu ne aydınlık
    Her yer kül olmuş, kim giydi sigaralarımı?

    Tamam, -lütfen bekliyorum, beni durduran ışık
    Sen saydın, altı beş dört
    Ben de kontrol ettim yolu
    Önce geriye sonra geriye sonra bir daha geriye baktım
    Bana güven, ölmek farketmez yaşamamışsan.
    Çarparsa otomobiller yandan çarpsın
    Burnum düzelir, fena mı?
  • Gökyüzünün her bir karesi
    uzaklığın, uzaktakilerin her biri
    yıldızlar güzel bu gece
    farz et ki yeryüzü gökyüzüne karışmış
    farz et ki sırılsıklam geçmişim karşıya
    ve birlikte çıkmışız Galata'ya
    Beyoğlu'nda sahipsiz ezgi
    'nedensiz' gramafona
    'nedensiz' bir plak koymuşlar şimdi
    göğe bak
    çünkü her karesi çok güzel bu gece
    aynı yıldızı mı izliyoruz?
    sahiplenilebilir mi gökyüzü?
    ben, sahiplenebilir miyim seni?
    sen, sevebilir misin nedensiz?

    nedensiz hiçbir şeyin olmayacağına inanan hatta ve hatta sevginin bile nedensiz olamayacağına inanan sevgili için yazılmıştır zamanında. şiir olduğu bile söylenemez
  • Şiir yazmaya yeni başlamış biri olarak sizlerle ilk şiire benzeyen eserimi bu platformda paylaşmaktan gurur ve onur duyarım efendiler.

    Alevler içinde yürüyen yürek
    Ölüm ağzında çalan ıslık
    elinde telleri gönlümün
    gider ayak çarpan göz
    bilinmez sessizliğin içinde çark
    volta atan akıl
    kimsesiz kalan çocuk
    kara duman tüten yürek
    keskin bir sırtı bıçak
    suskun, gece karası sokak.

    adı: sövgü

  • Gecelerden biri
    yalnızlığın manzarasında üşüyorum
    geceden de kara içim
    yıldızlar parlamıyor ayrıca
    gök taşı düştü yine hayallerime
    hayalsiz ve hayatsız ben
    yaşama tutunan bağlarımı düğümlerken

    yalnızlığın manzarasında üşüyorum
    insanlar açmıyor artık kapılarımı
    kilitlerim yıllandı
    ellere uzanmıyor ellerim, ellerdeyken
    çatıları olmasa bu şehrin
    yüzleşemezdim gök yüzümle
    karanlıklar içinde kaldığım aydınlığı,
    keşfedemezdim..
  • aramızdaki cevherleri ortaya çıkartacak şiirlerdir.
  • Şimdi, hemen, sıcağı sıcağına yazayım bi tanecik

    Senin acın bazen sonsuz bir yara içimde
    Geçerken köşesine vurdum hem de
    Ah ile vah etsen de geçmez hemen acısı
    Ayak küçük parmağımın varoluşsal sızısı

    -Acılı ruşen-
23 entry daha
/ 3