sözlük yazarlarının sevdiği şiirler
30 entry daha
-
anna - (bkz: tarık tufan) -
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin! -
Orhan veli şiirlerinin tamamı diyebilirim ama Yalnızlık Şiiri bir başkadır. Bilmezler...
Müşfik Kenter'in sesinden Orhan Veli -
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir sarı saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir
Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada
Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi
Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, nerdesin diye
Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım
-
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
Kar yağmış dağlara , bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum ,geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Beklesen de olur , beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
ıhlamurlar çiçek açtığı zaman
Bak işte notalar karıştı ,ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik ,ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım ,sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Bahaeddin Karakoç -
Deli gönül, neyi özler durursun?
Acınacak dostun, cananın mı var?
Dünya yansa yorganın yok içinde,
Harap olmuş evin, dükkânın mı var?
Hatır, gönül bulamazsın birinde,
Dama dedi dişisinde, erinde,
Vatan dedikleri yangın yerinde,
İnsanlığa hâlâ imanın mı var?
Nene yetmez senin şu kuru kaval?
Pir aşkına sıkıldıkça durma, çal.
Malta'daki kurnazlardan ibret al,
Paran mı var, bağın, bostanın mı var?
Sana giren, çıkan nedir, be dürzü?
Be Allah'ın numunelik öküzü!
Ben mi yuttum on dört bin okka düzü,
Bekri Mustafa'dan fermanın mı var?
Ne uymazsın zamaneye be domuz?
Kırk senedir.... ne verdin omuz.
Nâzır olmuş desem sana ıstakoz,
Reddedecek kılıç, kalkanın mı var?
Çünkü neden? Dalyanın yok, ağın yok,
Bir tek hamsi kızartacak yağm yok.
Ocağın yok, dalın yok, budağın yok,
Yoksa Gökalp gibi Turan'ın mı var?
Uyanmadın gitti, dalgın uykudan,
Sana ne be âlemdeki kaygudan?
Dem vurursun siyasetten duygudan,
Beynelmilel bir imtihanın mı var?
Feylesofum dedi herif, pap çıktı,
Nâzır oldu, saman sattı sap çıktı.
Reçetede şurup yazdı, hap çıktı,
Yutmayacak yoksa, âyanın mı var?
İspermeçet-zade, Kirpi, Pehlivan
Yanaşması, o bayraklı Kahraman.
Sadrazamlar içinde en düztaban”
İmzacılar başı Mervan'ın mı yar?
Çal nayını, ferahnakte ver karar.
...n nazır...rın müsteşar.
Kumda oyna çöp batmasın aşikâr
Düşünecek senin zamanın mı var?
Kendi cihanında bak sen keyfine,
Kulak asma halkın hayfa-hayfine.
Tanburuna, kemanına, define
Sen de katıl, neyde noksanın mı var?
Şu kırk yıldır senin daran alındı,
Suratına yüz bin kara çalındı,
Nasıl olsa şu bokluğa dalındı
Neyzen’den de büyük isyanın mı yar?
(bkz: çok şükür) (bkz: birazcık sansürledim) -
Seni bekliyorum,
İftarı bekler gibi,
Öyle aç, öyle susuz...
Seni bekliyorum,
Bayramı bekler gibi,
Öyle şekerli, öyle hevesli...
-
ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
Güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim
güneşi evime sokan kim
Asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp da kıran kim
Asaf halet çelebi
30 entry daha