sözlük yazarlarının ilk aşk hikayeleri

1 entry daha

  • Hic asik olmayan biri olarak size ask hikayesi anlatamam ama ask sandigim seyi anlatabilirim. 6 yasindayken anasinifina gidiyordum iste sinifta bir cocuk vardi yuzunu hatirlamiyorum ama ona asik oldum sanmıştım. Ben de sinifin en irisiydim bu arada. Bakin kizlarin en irisi degil, sinifin en irisi. Ve cocuk muhtemelen benden bir karis falan kisaydi. Sonra bir gun ben yerde oturmus oyun hamurlariyla oynuyordum ki cocuk geldi sag elimin ustune basti hem de ayakkabiyla. Yuzuk (!) parmağımin derisi siyrilmisti. Kosarak gittim öğretmene söyledim, sikayet etmek icin değil elim gerçekten cok acidigi icin. Koca elimde yuzuk parmağımin derisinin siyrilmasi bize kaderin bir işaretiydi belki ama benim askim o an bitti. Anasinifinda ayakkabiyla eline basan, evlenince oooooo
  • Küçücüktüm. O da Küçücüktü. Belki 3.sınıf falan.
    Gözünün önüne üçüncü sınıf çocuğu getir. Ama şimdikiler gibi hormonlu çocuklardan değil. Erkek zayıf, çelimsiz, gözlüklü, tipsiz ama sınıfın çalışkanı. Kız çıtı pıtı, kıvırcık saçlı, kara kaşlı kara gözlü tatlı bir şey.

    Aşk demek tabii ki saçma. O zamanlar adini koyamadığımız bir şey hissediyoruz. Ama öyle derin, tuhaf bir his ki anlatamam. Hiç konuşmazdık. Öyle yanyana durmak, gevreğimizi paylaşmak falan çok mutlu ederdi. Hani pazar sabahı herkes uykudayken gözünün capagiyla en sevdiğin çizgi filmi izlerken hissedersin ya bir şeyler. Bu onun gibi. Mutluluk. Belki biraz da üşürsün hani yorganin altına da kivrilmissinsir.

    İste bu mahrem bir duygulanım olduğu için kelimelere tam dökemiyorum. Belki martin heidegger şuan yanımda olsa bu cümleyi kurduğum için alnimdan öperdi.

    Birgün bizi sınıf öğretmenimiz müze ve botanik bahçesine geziye götürdü. İkişerli sıra halinde yanımızda eşimiz olan arkadaşımızla müze geziyoruz. Hem birbirimizden uzaklaşmamak hem de nizami bozmamak adına hepimiz eşimizin elinden tutuyoruz. Bakın, o gün o kizin elini tuttuğum anda hissettiğim şey her ne idiyse, 24 yaşındayım, bugüne kadar ikinci kez o duyguyu kimse hissettiremedi. Birbirimize bakıyoruz, ya küçücük iki çocuk. Ne hissediyor olabiliriz? Ama dediğim gibi hala o an aklıma geldiğinde içimden bir şey kopuyor. Ya o tek seferlik bir hisse ve ben onu 8 yaşındayken harcamışsam?

    O kız yıllar sonra iki gün önce beni instagramdan buldu. Karşılıklı takiplestik. Mesaj atıp sormayı çok isterdim o günü hatırlayıp hatırlamadığını. Benim için bu kadar unutulmaz bir ani, onun için ne ifade ediyor acaba...
    Tabii ki yapmayacağım. Belki hicbir zaman öğrenemeyeceğim. Tek tesellim o duyguyu unutamayacak kadar benliğime kazimayi başarmış olmak.

    Edit: yazım
  • karşı komşumuzun oğlundan hoşlanıyordum. birkez olsun konuşmak nasip olmadı ama ben duygularımı tam üç sene korumayı başardım. şimdi bakıyorum o yıllarıma, ne kadar masummuşum.

    kankam çocuğa cotanjant diyordu (bkz: komşunun karşıya oranı) (bkz: trigonometri) (bkz: dik üçgen)(bkz: geometri)
  • şu şiiri ezberleten hikayedir :
    Seviyorum ama kimi
    En tatlı birisini
    Nasıl anlatsam sana
    İlk harflere baksana
  • Daha küçüğüm bir film oynuyor yakışıklı bir adam otobüsün üzerine çıkmış bir kadına kendini affettirmeye çalışıyor falan ha işte benim ilk aşkım o adamdı kendisi ünlüydü bi' münasebetimiz olmadı maalesef. sonra uçtu gitti.

    Sevgiyle ve aşkla anıyoruz kadınlar olarak.
  • Sözlük yazarlarının hayatlarında ilk olarak yaşadıkları aşk hikayeleridir.

    (bkz: haydi bakalım)
  • genelde kötü biten hikayelerdir. yazılacak çok şey var ama insan üşeniyor :d
  • hangi aşk?'*'
1 entry daha