simon adebisi

  • yerçekimine meydan okuyan, newton'un kemiklerini sızlatan şapkasının duruşuyla bizleri meraka sevkeden lider gibi lider. yeri geldiğinde düşmanlarını saf dışı bırakmak için en bok yolları bile kullanır. (bkz: peter schibetta)

    bizi niye buralarda kodun gittin de oz'umuzu adebisisiz bıraktın.
  • televizyon için yaratılmış en orijinal karakterlerden biridir.
    başlarda arka planda kalan adebisi zamanla yükselerek bir dönem oz'un en güçlü karakterlerinden olmayı başarmıştı. tavırları, kıyafetleri, başından düşürmediği tuhaf beresi, dansı, kocaman kulaklıklı walkman'i, beyaz donu ile dizi tarihinin özgün birkaç karakterinden biridir adebisi. gözlerini şişirerek öfkeli bakışlarıyla tane tane konuşması çok kişiyi ürkütmüştür. üslubu da kendi gibi sıra dışıdır. kareem said ile terso düşmeleri iyi olmamıştı.
    genellikle yüzünde hiçbir şeyi umursamaz bir ifade olurdu.
    giydiği çorapların eşi de genellikle farklı renkte olurdu.
    keyfine çok düşkündür. kafası genellikle dumanlıdır. em city'i çinçin'e çevirmişliği de vardır.
    bir ara kafayı üşütmüştü, sonradan toparlayıp eski günlerine döndü.
    kötü biridir fakat asla schillinger gibi salt kötü, aşağılık değildir.
    her şeye rağmen dizide en sevdiğim kötü karakterdir.
    adewale akinnuoye-agbaje'nin bu rolüyle saygıyı hak ediyor. bundan sonraki hiçbir rolü de bu kadar iyi olmamıştır.
    dizi boyunca en büyük soru işareti ise ''o bere kafasında nasıl öyle duruyor?'' olmuştur. takdire şayandır. bu durum fizikçileri bile şaşırtmıştır.
    oz'daki en büyük iki amacından biri yemekhaneyi ele geçirmekti.
    kafayı bulunca(çoğunlukla bulurdu) atalarının ülkesi olan nijerya için şiir yazmaya kalkışır fakat kelime dağarcığı sınırlı olduğu için bunu başaramazdı.
    nadir de olsa duygusal ve iyi olduğu anlar vardır.
    örnek:
    Kenny 'Bricks' Wangler : That's fucking what i heard. Rebadow collected like 3 G's. And that money's gone tomorrow. Know what? I'm thinking we go to Rebadow, we take the dough, and so these other fucks don't get mad, we make Rebadow swear he sent it.
    Simon Adebisi : No.
    Kenny 'Bricks' Wangler : What do you mean, no? it's $3,000.
    Simon Adebisi : i said no.
    Kenny 'Bricks' Wangler : Why?
    Simon Adebisi : 'Cause sometimes it's good to be human.

    adebisi'nin şu sahnesi de unutulmazlar arasındadır..

    Nino Schibetta : Adebisi, that ends with an "i". You sure you're not Italian?

    Simon Adebisi : Schibetta, that ends with an "a". You sure you're not African?

    kevaşe Shirley'in adebisi'ye ettiği ıkçı ''ama sen zencisin'' hakareti sonrası adebisi'nin yüz ifadesine ben dahil birçok kişi üzülmüştür. o günden sonra adebisi girdiği bunalımlardan çıkamamıştı.
    bence oz'u oz yapan en önemli karakter adebisi'dir. özetlemek gerekirse adebisi anlatılmaz izlenir.
    adebisi'siz bir oswald maximum security penitentiary tahayyül edemiyorum.
    meşhur sözünü de şuraya bırakayım..

    ''i have everything. Everything i need. Every love satisfied. But it's not enough.''

    hücreden çıkınca saçlarının arasına plastik çatal sokup gezdiği sahneleri unutmak mümkün mü?
    her zaman efsane olarak anacağım seni adebisi..