sevmeyi öğrenmek

  • belki de bu dünya da en hafife alınmış öğrenim, sevgi. üniversitesi açılsa zibilyon tane alt dersiyle 4 senede bitiremeyiz. hakkında cilt cilt ansiklopediler yazılsa dahi her daim eksik kalır bir şeyler.

    sevmenin bir bilgi ve duygu birikimi olduğunu kabul etmemiz lazım. 15'*' yaşındaki çocuğun sevmesiyle, senin sevmen bir olabilir mi? daha dünkü çocuk kendini tanımadan, sevmeden kendisinden zerre şüphe duymadan atlıyor ilk önüne gelene. daha 4 işlem bilmeden, termodinamiğin yasalarını çözmeye çalışıyor. kırıyor, kırılıyor, çatlatıyor, paramparça ediyor, yeri geliyor kezzap atıyor, hatta öldürüyor. biz başardık diyenler de çıkacaktır elbet ama kaç tane savaş yarası vardır düşünmek lazım.

    -Sevgi ektiğimiz yerde, sevinç büyür. (William Shakespeare)
    sadece yaşta, tecrübede değil mevzu tabi; iyi bir insan olacaksın; olabildiğince, elinden geldiğince en iyisi olacaksın. içinde neyi biriktirirsen onu çıkarır verebilirsin ancak. nefretle dolu kalbi al bir tarafına... kim ne yapsın o kalbi canım hayret bir şey.
    tabi iyinin ne olduğunu bilmek bile başlı başına bir yolculuk. sevmeyelim mi bunca süre he? söyle kajra sevmeyelim mi? '*' Erich Fromm ne demiş okuyalım.
    'Sevgi yalnız bir insana bağlılık değildir. Bir tutumdur. Kişinin yalnız bir sevgi nesnesine değil, bütünüyle dünyaya bağlılığını gösteren bir kişilik yapısıdır. Kişi yalnız bir tek kimseyi seviyor başka her şeye karşı ilgisiz kalıyorsa sevgisi sevgi değil, genişletilmiş bencilliktir.'

    'kendinizi sevmek' üniversitemizin diğer derslerinden. tanımakla başlayıp, kabullenmekle devam ettiğimiz dersler kendimizi sevmekle bitmek zorunda. sizi seven kişinin, sevdiği insanı; sevmemiş olmak istemezsiniz. '*'
    '*'yanlışlıkla narsist olmayınız.'*'

    özgürlük konusuna gelelim. türk kadınının da erkeğinin de sınıfta kaldığı derse... işte burada örf anane gelenek kültür din'*' artık adına ne derseniz, bir çok ön yargısal olguların içimize, iliklerimize, hücrelerimize kadar işlediği vücudumuzu arındırmamız gerekiyor. saygısızlık çatısı altında toplaşan namus, sahiplenme, kabullenme, '*'karışma ve bilumum özgürlük ihlallerinden bahsediyorum'*'. peki nedir bunun çözümü. aslında bunun kökten çözümü başka ülkeleri gezmek, insanları tanımak ve anlamaktan geçiyor. ama tabi bunu yapabilecek zenginlik ve zaman bir çoğumuzda yok. lakin insanlık tarihinin belki de bize bıraktığı en güzel mirasa sahibiz. sanat.
    edebiyattan başlayıp, filmden, diziye; tiyatrodan operaya; müzikalden şarkılara; resimden fotoğrafa, heykele, dansa, envai çeşit görsel sanatlar, el sanatları hatta tat sanatları... sayesinde kültürlerin aynalarına bakmış'*' olacaksınız. ne kadar çok hayat görürseniz o kadar özgürlük toplayacaksınız'*' sayın sözlük sakinleri.
    -Sevgi, bilgi ve çalışmanın; ne vatanı olur, ne gümrük duvarları, ne de üniforması.(Sigmund Freud)
    iyi olmak dersinin sınavlarında da buradaki notlardan faydalanabilirsiniz. bir tüyo daha vereyim. bir sanat dalına ciddi ciddi el atınız.

    nasıl okula, işe giderken üniforman, saçın sakalın tırnağın vs düzgün olması gerekiyorsa; bu öğrenimin de kendine has ön şartları bulunmakta.
    kişisel bakım. bu konuda ki en geniş parantezi açıyor sanırım.
    'kitabın kapağı değil içeriği önemlidir.' çok doğru söz. kitap toz içinde de olsa, yırtık pırtık da olsa rutubet koksa, kahve dökülse, çizik içinde de olsa'*' okumaktan yıldırmaz bizi. ama biz neyiz? insanız. insanın içi de dışı da önemlidir. ne kadar entelektüel, sapyoseksüel olursan ol çirkin bir bedeni sevmek ya da sevdirmek zordur. saçından ayak tırnağına kadar; giyiminden, diyetine, sağlığına, postürüne, düzgün ve ideal olmak... anarşistim ben modaya, popüler olana uymam beni seven böyle sevsin! tembelliğinize kılıf uydurmayın kardeşim ya da uydurun banane.
    şimdiye kadar yazdıklarımı bir çoğunuz yapmakta aslında ama devamlılığımız yok. kimisi sevdiğini bulunca, kimisi evlenince, kimisi evlendikten 3-5 sene sonra salıyor kendini. o fevkaladenin fevkinde şahane koskocaman dünyalar kadar olan kitabını yazdığınız sevginiz, saygınız, aşkınız bu kadarcık mı sürdü. içinizi de dışınızı da'*' bir ömür güzel tutmak hatta güzelleştirmeniz sizce de önemli değil mi? ama biz seviyoruz birbirimizi! sadece karın doyurmak için yemek yemeye benziyor bu. ne sunumun önemi var, ne çeşitliliğin ne de adabın.
    -Sevgi, yalnızca büyümesi durduğunda ölür. (Pearl S. Buck)
    -Aşkın trajedisi ilgisizliktir. (W. Somerset Maugham)

    iyi ve düzgün bir insan olduk nispeten, kendimizi tanıdık, sevdik. sonra özgürlükleri de topladık, kurtulduk zincirlerimizden olabildiğince şimdi nereye?
    cinsellik. hayır hayır redtube açmıyoruz, sakin olun. yukarı da yazdığım sanatlara bir örnektir aslında cinsellik dediğimiz konu. iki ruhun birbirine karıştığı, sayısız değişkenin nüfuz ettiği bir doğa olayı. cinselliği sadece penetrasyondan ibaret sanıp bir ömür geçiren milyonlar hayır milyarlar var arkadaşlar. neden bilim veya matematikle örneklendirmedim de sanat dedim peki? çünkü monoton değil değişime ihtiyaç duyuyor. bir formülle, teknik çizimle halledebileceğiniz bir mühendislik değil bu. bitmek bilmeyen bir keşiften; sonu olmayan bir müzikle dans edip sürekli yeni figürler bulmaktan bahsediyorum. bir dipsiz kuyu da ne yazık ki bu. yaz yaz bitmez. özetle, baştan sona tanıyın onu. ön sevişmenin 1-2 dakika öpüşmekten ibaret olmadığını bilin. vücutlarınızı tanıyın, ne ister, nasıl mutlu olur bilin, ne istemekten vazgeçti fark edin ve yaratıcı olun.

    3-5 cümleyle anlattığım bu derin mevzuları öğrenmek yıllar alır arkadaşlar. hani kitapların ilk sayfalarındaki 'içindekiler' başlığı vardır ya; işte anca oraya girer bu söylediklerim. sevdiğinizi üzmek istemiyorsanız, bu ve dahilindeki bir çok konuda emek harcamak zorundasınız canlar.

    Aşk, öyle engin bir denizdir ki,
    ne başlangıcı vardır ne de sonu.
    Mevlana
  • sevmek için önce kendini sevmelisin bunu öğrendiğinde sevebilirsin
  • Doğru iddiadır. Sevgi ögrenilebilen bir şeydir. Sevmiyorsanız da "mış gibi" yapın. Hatta hiç hissetmeseniz de cümlelerinize "sizi/seni aslında çok seviyorum....." ile başlayın. Olumlu etkisine siz de şahit olacaksınız.

    Bu kendini ezdirmek-eziklik anlamına gelmiyor. Eğer haklarınızı bilmiyor ve karşı tarafın bunları istismar etmesine göz yumuyorsanız budur eziklik. Aptal da olmamak lazım.