şeker portakalı
-
Ortaokulda türkçe öğretmenimizin hergün bir bölümünü bizlere okuduğu aklimda bu sebepten hep yer etmis bir kitap.
Deprem senesiydi gölcüklüyüz biz yikilmis zihinlerimizi onarmak icin normalinden aylar sonra acilan okulumuza yeni atanmis sıkıcı ders programi disinda bize biseyler katmak isteyen genc yastaki adem hocamiz bizle sohbet edip seker portakali okurdu. Her zaman saygiyla anarim -
okuyalı baya olsa da hatırladığım kadarıyla ile hoşuma giden kitaplardandi -
okuyalı 5 yıl gibi bir süre olmasına rağmen aklımdan çıkmayan kitaptır. José Mauro de Vasconcelos'un kaleminin ne kadar güçlü olduğunu göstermiştir ve beni derinden etkilemiştir. kitabın devamı niteliğinde olan güneşi uyandıralım ve delifişek'i hala okuyamadım. zeze benim gözümde hala beş yaşında bir çocuk... -
orijinal adı "o meu pe de laranja lima"
zeze'nin temiz kalbini yani vasconcelos'un temiz kalbini anlatan kitap. duygu yüklü anda okunursa gözünüzde belki yaş bile biriktirebilir. vasconcelos'un çok kısa bir süreçte yazması kendi hayatından baya kattığını kanıtlıyor.
--- spoiler ---
yıllar geçti sevgili manuel valaderes. şimdi kırk sekiz yaşındayım ve zaman zaman, özlemimde, hep bir çocuk olduğum izlenimine kapılıyorum. birden ortaya çıkıverecekmişsin, bana artist resimleri ve bilyeler getirecekmişsin gibi geliyor. hayatın sevilecek yanlarını bana sen öğrettin sevgili portuga'm. şimdi bilye ve artist resimleri dağıtma sırası bende, çünkü sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok. ara sıra sevgimle mutluyum, ara sıra da yanılıyorum; bu daha sık oluyor.
o çağlarda, bizim çağımızda yani, yıllar önce bir budala prens'in mihrabın önünde diz çökmüş 'budala'nın, gözleri yaşlarla dolarak ikonlara şunu sorduğunu bilmiyordum:
"olup bitenleri çocuklara niçin anlatmalı?"
gerçek, sevgili portugam; bunları bana çok erken anlatmış olmalarıdır.
hoşçakal!
ubatuba, 1967
--- spoiler --- -
--- spoiler ---
En az Bir kere çocuklukta okuyup bir kerede büyükten sonra okunması gereken kitap.
Cesaretimi toplayıp bir daha okudum ve hayvan gibi ağladım. İçim acıyor şuan.
O ufacık çocuğun büsbüyük kalbi, yaramazlıklarından vazgeçmeyişi, dayak yediğinde ölmek isteyişi, portugaya ve xururucaya olan sevgisi, insana okurken her duyguyu yaşattırıyor.
"Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum."
"...onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... ve bir gün büsbütün ölecek."
--- spoiler --- -
Kız arkadaşımın bana hitap şekli. Doğum günüm de kitabını da hediye etmişti. Onun yaralarını sarıyorum.