neşet ertaş

  • 1938 yılında Kırşehir'de doğmuş, bozkırın tezenesi ünvanlı halk ozanı. bağlamanın yanında tambur ve keman da çalardı. 2012 yılında, 74 yaşında hayatını kaybetmiş büyük üstad. Şener şen ile arasında geçen şu konuşma gözleri doldurur
  • neşet ertaş diye yazılır.

    neşe dert aşk diye okunur.

    saygıyla, mekanın cennet olsun halkın büyük ozanı.
  • özü gülmeyenin yüzü güler mi hiç
  • kırşehir'in güzide sanatçıdır: adam gibi adamdır: gençlerden konser parası almayın, sigara paralarına dokunmayın diyebilecek kadar koca yürekli bir insandır. ayrıca şuradaki videoya göre istiklal marşının şairidir.
  • 'cahildim dünyanın rengine kandım' kelime grubuna, olunmadık manalar yüklememi sağlayan zat-ı şahane.
  • hakkında leyla ile mecnunun hidayet'i "ya ben adam kaçıracak olsan mehmet erdem'i kaçırmam, şahsen neşet ertaşı kaçırırım. ee o da kalender adam sonuçta rica etsen kendi gelir çalar söyler dinleriz." demiştir.

    en doğru yorum da hakkında söylenebilecek bu galiba.

    ruhu şad olsun.
  • Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyo
    Hiç bir tabip bu yarama melhem olmuyo
    Boynu bükük bir Garibim yüzüm gülmüyo
    Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen...

    sözlerini sesiyle yüreğime eken mükemmel kişilik.
  • "Eskiden düğünlerde cin işi, şeytan işi derlerdi, kimse elini uzatmazdı saza, kemaneye, davula, zurnaya. Okula giden gençler baktılar ki cinin de, şeytanın da fotoğrafı yok, aldılar davul-zurnayı, sazı ellerine." sözlerinin sahibi, büyük usta.
  • hala arabamda bilgisayarımda dinlediğim güzel insan. sazı konuşturan nadir ozanlardan biri.
  • Nar satıcısına benzetirim ustayı, türkü tezgahında bize sunduğu his tanecikli narlarını gönül evimize götürmemizi ister..
  • " Güneşi bir kuvvet karartır mı hiç, Allah sevmediğini yaratır mı hiç "
  • Kâh çıkarım gökyüzüne, seyrederim âlemi. Kâh inerim yeryüzüne, seyreder âlem beni.
  • her ah yalan dünya deyişinde gönlünüze dokunur.büyük sanatçıdır.
  • zahidem
  • bir güzel garip.
    kendi el yazısıyla şöyle anlatır hayatını;
    --- spoiler ---
    Babam Kırşehir’den çıkmış, Keskin’e gelmiş. Anamınan evlenmiş. Çiçekdağı’nın Gırtıllar eski adıyla Abdallar Köyü denilen küçük bir köy, 20 haneli bir yere gelmiş. Ben o Abdallar yeni adıyla Gırtıllar Köyü’nde dünyaya gelmişim. 5-6 yaşımda babam beni yanına aldı. Gittiği yerlere beni de götürürdü. Bazı türkü söyletirdi. Babam saz çalardı, bana da Kemanı verdi. Gülik’de sekiz yıl, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Keskin, Yerköy köyleriyle beraber gezdik. Düğün çalardık. Babamı bilenler, çağırırlardı. Geçimimiz verilen bahşişlerden olurdu. 14 yaşımda aldım sazımı, İstanbul’a gittim. Aç kaldım, karın tokluğuna iş bulamadım. Günlerce iş aradım bulamadım. Şençalar Plak diye bir yazı okudum. Sazımı aldım gittim. Behiye Aksoy’un ilk plağını dinliyorlardı. Beni dinlediler. Kabul ettiler. Kadri Şençalar benimle çok yakından ilgilendi. Plak okuttular. Beni Beyoğlu Saz’a götürdü. Bana program aldı Kadri Şençalar. Böylece sahne hayatım başlamış oldu. İki yıl İstanbul’da kaldım. Ordan Ankara’ya geldim. Ankara’da bir gazinoya başladım. Orada Leyla isimli bir kızla tanıştım. Hemen evlendim. İki kız, bir oğlumuz oldu. Mutlu olamadık. Askere gittim geldim. Daha sonra ayrıldık. 7 yıl bir arada kalmıştık. Aralıksız plaklar okuyordum. Türkiye’yi vilayet, kaza, nahiye altı-yedi kere konserlerimle gezdim. 1979’da bildiğiniz gibi Almanya’ya geldim. Çocuklarım anasındalardı. Onlar da yanıma geldiler. Oğlum evlendi. Hanımı ve kendisi üniversitedeler. Kızımın evi alındı. Eşi ve kendisi üniversitedeler. Ben okula gidemediğim için çocuklarımın okumalarından mutluluk duyuyorum. Ben de burada müzisyen olarak kalıyorum. Aciz becerimle soru merakınızı giderebildimse mutluluk duyarım, efendim…

    6 Nisan, 1996

    Not: Zahmet edip çizdiğiniz resmim için teşekkür ederim…
    --- spoiler ---

    el yazısının orjinal metni için
  • daha ''cahildim dünyanın rengine kandım'' dediği anda yüreğimi titreten büyük usta. mekanı cennet olsun.
  • bir kez babasını dinlemeyen bir oğuldur. o da leyla'sı için. leyla'sına öyle gönül kaptırır ki garip, babasının "bu kız bize göre değil oğul" sözünü dinlemez ve evlenilir leyla ile. üç de çocukları olur. ama olmayan bir şeyler vardır, bir müddet sonra ayrılırlar. sonra yanar içi, yakacak bir yer arar, karagümrüğü yakmaz ama, türküler yakar, öyle dinleyenleri yakan.

    --- spoiler ---
    Yazımı kışa çevirdin
    Karlar yağdı başa Leyla’m
    Viran oldu evim yurdum
    Ne söylesem boşa Leyla’m

    Her an gözümde perdesin
    Nere baksam sen ordasın
    Mevlam ayrılık vermesin
    Göğde uçan kuşa Leyla’m

    Yardan ayrı kalmak ölüm
    Söyle ne olacak halim
    Böyle kader böyle zulüm
    Gelir ''Garip'' başa Leyla’m
    --- spoiler ---
  • şener şen'e olan sevgisini öğrendiğimde pek mutlu olduğum insan.
    şener şen ile tanışmaları

    (bkz: sevilen iki kişinin birbirini sevmesi)
  • 3 dakika 17 saniye şarkıya girmesini beklerdik. aydost dedi mi yeri göğü inletir, tüyler diken diken olurdu...
  • Resimli sozluk de sanatci, adam yazsan cikacak buyuk usta.
/ 2