milliyetçilik akımı

  • Fransız İhtilali ile beraber ortaya çıkan ve Osmanlı'nın çok milleti bir arada tuttuğu için en çok Osmanlı Devleti'ni etkileyen akım. Her millete bir devlet sloganıyla milletlerin bağımsızlık talebinde bulunması Osmanlı'yı zor duruma düşürmüştür. İlk bağımsızlık isteyen Sırplar'dır. Bağımsızlığını ilk kazanan ise Yunanlar'dır.
  • imparatorlukların dağılmasına sebep olduğu savunulan akım. dönemin imparatorlukları olan avusturya-macaristan ve osmanlı devleti'nin yıkılışına sebep olmuştur. (bu devletlerden ayrılan devletler ile imparatorlukların toprak bütünlükleri, ekonomik güçleri ve merkezi otoriteleri zayıflamıştır. bu durum da devletlerin yıkılışlarına zemin hazırlamıştır.)
  • uydurma bilgilerle bezenmiş lise tarih kitaplarında yazılan basmakalıp 2-3 cümleyle geçiştirilen, bunların dışında bir şeyler karalamak gerekirse hiçbir zaman olmayan akımdır. yine o beş para etmez tarih kitaplarının çok kıymetli yazarlarına göre de koskoca devlet-i aliyye adına "milliyetçilik akımı" dedikleri şey olmasaydı asla yıkılmayacaktı da fransız ihtilali sonucu azınlıkların oyuna gelip harala gürele ayaklanıp devlete ihanet ettiler. azınlıklar da ne menem şeymişler ki 7 kıtaya hükmettiği söylenen imparatorluğu en fazla 100 sene içinde parça pinçik edip padişahları diğer ülke krallarına avuç açar duruma sokmuşlar.

    arz etmeye çalışayım, nuh nebi'den beridir milliyetçilik devleti yönetenlerin daha fazla toprak, zenginlik ve nüfuz elde etmek için suistimal ettikleri bir kavramdır. bunun neticesinde dünyada hiçbir manası olmayan savaşlarda geçmişten günümüze milyon belki milyarlarca insan birbirini tavuk gibi kesmiş, bunun sonucunda kral ve saray taifesi parsayı toplayıp dünyalığını yapmış ve muzaffer komutanlar olarak halk nezdinde bir tanrı-kral kültü içinde yer almışlardır. bir kimse de dememiştir ki aga bu nedir. aslında demiştir, demiştir demesine de bunu dillendirdiği an kafasının uçacağını bildiği için susmak zorunda kalmıştır. bizim o anlı şanlı tarih kitaplarımızda şarap ve kadın için ülke fethettiğini bildiğimiz padişahlar mazbut birer aile babası rolündedir. kuşkusuz ki, bu da günümüzdeki milliyetçilik trendi olan neo-osmanlıcılığın bir sonucudur.

    yine yaygın kanının aksine osmanlı halkının yapılan fetihlerde sokağa dökülüp kutlama falan yapılmıyordu. her sefer ek vergi, asker toplanması ve insanların zorla çalıştırılması demekti. bu insanları da bir ölçüye kadar kanalize etmenin tek yolu osmanlı dışında hiçbir meşruiyeti bulunmayan, o zamanki milliyetçilik olan halifelik şemsiyesi etrafında toplamaya çalışmaktı. haliyle halkının en çok sevdiği padişah kesinlikle fatih veya kanuni değil, i. ahmet veya cumhuriyet devrimlerinin temel dayanaklarını oluşturan ii. mahmut idiler. özellikle ii. mahmut ülkesini hesapsız maceralara sokmamış, batılı kurumların ülkeye yerleşmesini sağlamaya çalışmış, ilkel ve çağdışı şalvar, çarık, kavuk ve sarığı atıp yerine ceket ve pantolon giymişti. kahramanlık hikayeleri yaratmaya bayılan lise tarihçilerine göre de -vizyonuna ve zekasına saygı duyduğum- fatih sultan mehmet çağ kapatıp çağ açan padişah olarak anlatılırken-ki bu da kendimizin çalıp kendimizin oynadığı bir iddiadır- ii. mahmut gavur padişah olarak anlatılır.