leyla gencer
3 entry daha
-
ismini çok geç duyduğum için utandığım, üzüldüğüm insan.
1928 doğumlu güzel insan, çocuk yaşlarda sanata ilgi duymuş ve aralarından kendine en uygun olanı başarıyla seçmiştir. bu dünya'ya sahne almak için gelmiştir ve görevini mükemmeliyetçi ruhla son anına kadar yapmıştır.
içinde bir çok alıntı da bulunan, yavan bir özetini geçeyim merak edenler için.
son anına kadar Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı olarak kalan sanatçımız; 20.yy'nin en iyi sopranolarından kabul edilmiştir.
istanbul polonezköy doğumlu, ayşe leyla gencer'in babası Hasanzade İbrahim Bey'*', annesi polonya uyruklu Lexanda Angela Minakovska'dır. Fransız dadısının çok kültürlülüğü ve evde piyano çalan annesinin söylediği Lehçe şarkılar aracılığıyla henüz hayatının ilk yıllarında müzikle tanışmıştır. müzik eğitimlerini her biri birbirinden değerli Cemal Reşit Rey, muhittin sadak ve Reine Gelenbevi'den almıştır. eğitiminin başarısını, opera eserlerini icra edişinden anlamak mümkündür; zira hangi klasik dönemin eseri olursa olsun, dönemin tekniklerini, ruhunu, havasını yansıtabilmiştir.
zamanında türkiye'ye gelen Giannina Arangi-Lombardi'*' ile tanışıp ona Giuseppe Verdi'nin aida'sını seslendirmesi çok önemli bir dönüm noktası olmuştur. bu sayede hırslı kızımız italya'ya bir ayağını atmıştır.
italya’nın ortasında kendini ispat etmek için tam yirmi beş yıl boyunca verdiği mücadelelerle, operanın mabedi sayılan La Scala’nın prima donna’sı olmuştur. La Diva Turca, La Gencer, La Regina adlarıyla namını salmıştır.
hayatının ve kariyerinin büyük bir kısmını geçirdiği italya başta olmak üzere; abd, rusya, almanya, ispanya, arjantin ve brezilya da sahne almıştır.
Donizetti'nin eserleri gibi bir çok unutulmuş operaları tozlu raflardan çıkarıp, tekrar sahnelenmesine yol açmış, rejileri utandırmıştır.
ses gücünü ve hakimiyetini yitirmeye başladığını düşünür düşünmez mükemmeliyetçiliğinden ödün vermeyip, tabiri caizse sahneleri zirvede bırakmıştır ama müziği bırakmamıştır.
iksv'nin de leyla gencer'e desteğiyle 1995'ten bugüne, leyla gencer şan yarışması adı altında yürütülen organizasyon; istekli türk gençlerinin opera dünyasına girmesinde köprü işlevi görmüştür.
bir çok sanatçıya ilham veren, yön gösteren sanatçımız hakkında fazıl say'cığım ne demiş bakalım.
''Müzisyenler, en çok büyük şancılardan bir şeyler öğrenir. Şarkılama sanatını içselleştirmek, bir piyanist için mühim bir aşamadır ve bu konuda 20. yüzyılın en büyük sopranolarından biri olan Gencer bana hayatım boyunca yol gösterici bir kutup yıldızı olmuştur.
O, en zor tizlikteki sesleri muhteşem bir hassasiyet ile donatır, müziğe çevirir, renkten renge sokardı. Çok detay severdi, her nota müzik olmalıydı. Her ses, o sırada gerçekleştirdiği roldeki kahramanın duygularını en doğal ve çarpıcı haliyle yansıtmalıydı. Bütün bunları Gencer'in kayıtlarında çok iyi hissederiz de zaten. Çok fazla plak kaydı yapmamıştı ama günümüzde eski, radyo ve korsan kayıtlarla birlikte 30'a yakın opera yorumu canlı performansıyla bulunmaktadır. Donizetti ve Verdi operalarında Leyla Gencer yorumları, bütün dünyaca kabul edilmiş bir örnek teşkil etmişti. Yıllarca adı en büyük divalarla ve Maria Callas ile anılmıştı. Onu her zaman örnek almalıyız. Bir Türk sanatçısı olarak dünyanın ilk parlayan yıldızıdır. Bu zorlu yolda en çok onun emeği vardır.''
fazıl abimizin de dediği gibi, sanatçımızın resmi kayıtları yok denecek kadar azdır. bir çok oyunu: bootleg sayılan, kalitesi düşük amatöre yakın kayıtlardır ne yazık ki.
2008 yılında Milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak 80 yaşında hayatını kaybetmiştir. vasiyeti gereği krematoryumda yakılarak, Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına dökülmüştür.Leyla Gencer, öldükten sonra yakılıp külleri denize dökülen ilk Türk vatandaşı olmuştur aynı zamanda. Törende, Mozart'ın Requiem'inden Lacrimosa ile Ahmed Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'nun 5, 12 ve 13. bölümleri istanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu tarafından seslendirilmiştir.
doymadınız mı buyurun belgeselini izleyin.
https://www.youtube.com/watch?v=AHZRICOZM-8
--- spoiler ---
annesinin vefat haberinin hemen üzerine sahne aldığı opera oyununda olmak, sarılmak istedim kadıncağıza. belgesel izlerken yapılır mı insana bu? koskoca adamlar evde oturup ağladık yahu.
--- spoiler --- -
'tükürürüm ben böyle sanatın içine ' denilen Türkiyenin bir türlü öğrenemediği, evrilemediği, gereken değeri vermediği
'Sanat ' temsilcilerinden biri ..
Edit :
--- spoiler ---
bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olurlar. Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz.” Charles Darwin
--- spoiler ---
3 entry daha