kral çıplak

  • kralın biri bir gün emir vermiş, ''bugün halkı selamlayacağım, bütün terzilere gidin, bana bir kıyafet diksinler! içlerinden en çok beğendiğimi giyeceğim, dikmeyenin kellesini alırım'' demiş.

    emir yayılmış. bütün terziler dikmişler dikebildikleri kadar... ama içlerinden ''cool'' bi abimiz dikmemiş. ''amaan boşver, bi günde ben öyle elbise dikemem, zaten yetiştiremem... sorarlarsa da bi bahanesini bulurum'' diye düşünmüş. kralın elemanlar bunun dükkana gelmişler... bakmışlar elbise yok, sormuşlar ''senin elbise nerede?'' diye. bizimki de o sırada bahane bulamayınca, -üzerlerinde elbise varmışçasına- iki kolunu uzatmış ''işte burada, en güzel elbiseyi ben diktim! ancak bu elbiseyi aptallar göremez, sadece çok zeki insanlar görebilir '' demiş.

    elemanlar önce birbirlerine bakmışlar, sonra ''ulan işin ucunda kelle varken bu herif bu kadar da yapmaz herhalde'' düşüncesiyle, ''hımm.. güzelmiş demişler, aptal olmadıklarını da tescilletmişler birbirlerine... almış götürmüşler bunu saraya...

    saraya gidince sıra bizim terziye gelmiş. o da iki kolunu uzatmış, terzi söze başlamadan kralın adamları başlamış ''efendim elbise yok şöyle, efendim elbise yok böyle, zekiler görüyor, aptallar göremiyor...'' onlar anlattıkça kral da aptal durumuna düşmemek için ''hımm güzel'' diyerek bu elbiseyi beğenmiş hemen giymiş. terziyi de altınlara boğup göndermiş.

    tabi elbisenin ünü yayılmış, kral saray'da turladıkça kimse aptal durumuna düşmemek için, anlayanlar da korktukları için ''efendim harikasınız, efendim mükemmelsiniz, şahanesiniz..'' iltifatlar havada uçuyormuş.

    tabi elbisenin ünü saray dışına taşmış. halk kral'dan çok kralın elbisesini merak ediyormuş. ayrıca bu, onlar için bir sınav olacağından, herkes elbiseyi görüp göremeyeceğini merak ediyormuş. ya aptal çıkacaklar ya da zeki...

    neyse kral çıkmış meydana üzerinde olmayan elbisesiyle... büyük bir sessizlik... kimseden çıt yok. kral ''benim zeki halkım! işte görüyorsunuz, bir tane bile aptal insan yok! herkes gördü kıyafetimi'' derken aralardan küçük bir çocuk ''kral çıplak'' diye bağırmış ve kahkaha atmaya başlamış. kral da ''görüyorsunuz, aptal çocuk göremedi kıyafetimi'' demiş. ardından aptal olduğu için elbiseyi göremediğini düşünen ancak, bu kadar da aptal olmayı yediremeyin kalabalıktan ufak ufak kikirdemeler yerini uğultulu kahkalarla birlikte ''kral çıplak, kral çıplak'' nidalarına bırakmış. bu duruma dayanamayan kralın arkasındakiler de gülüşmeye başlamış... onlar da gülünce kral gerçeği geç de olsa fark etmiş.

    adet oldu, bunun da şarkısını bırakalım; haluk levent - kral çıplak

    edit:
    şarkının sözleri;

    Fermanlar verildi
    Perdeler gerildi
    Halılar serildi
    Dediler kral bugün görünecek
    Dediler gören herkes sevinecek

    Haberler salındı
    Tedbirler alındı
    Davullar çalındı
    Dediler kral bugün görünecek
    Dediler gören herkes sevinecek

    Anne bak kral çıplak...

    Kral çıplak göründü
    Saray dehşete büründü
    Ağlar gibi gülündü
    Dediler kral meğer çıplakmış
    Dediler tören değil tuzakmış

    Hikaye tutmadı
    Ahali yutmadı
    Çocuklar kutlandı
    Dediler kral meğer çıplakmış
    Dediler tören değil tuzakmış

    Anne bak kral çıplak, anne bak...

    Şiir (Haluk Levent):

    uzun kısa bir öykü bu
    sıradan sesiz bir film gibi
    görevim anlatmak oldu
    akıtmak bendeki zehri

    yıllar önce bir genç vardı
    yüreğini yakan bir sevda
    ışıltılar sönük kaldı
    her şey böyle başladı

    tutulmuştu köşe başı
    kalmamıştı açık kapı
    var olmaktı tek sorunu
    kaçtı durdu yıllar boyu

    sonra bakmış dünya yokmuş
    umutları göçmüş gitmiş
    parasızlık, yalan salmış
    çareyi kaçmakta bulmuş

    gördü bunu hayra yordu
    güzel şeyler istiyordu
    oysa güzel, artık vardı
    çok paraya satılırdı

    çürük çarklar büyük çarklar
    birbirinden ne anlar
    döner durur zevke dalar
    yeni dişliler arar

    kendi oldu kendi dişli
    bilmediği yola girdi
    gördü bütün gerçekleri
    sustu durdu herkes gibi

    şehir heyecan!
    onu da kendinden yaptı
    beyaz saçlar, gözler söndü
    düşündeki düşte kaldı

    haluk uzak kendine
    kalmamış derman derdine
    yok sorunum, mükemmelim
    dese de inanma sözüne

    kral nerede diye sorma
    sende, bende bizde onda
    çıplak diyen kral olur
    taç giyer oturur tahtına

    patron burada
    köyde ağa
    evde koca
    okulda hoca

    dayı baba
    abi ana
    kral vardır her tarafta
    krallıklar ülkesinde

    doldurur seven kesesini
    haluk görür kaybedini
    ne zaman baksa aynaya
    itiaat et biz kralız

    toz kondurma kendimize
    aslında yok terzi bile
    giysileri biz yaparız!!!
    giysileri biz yaparız!!!

    giysileri biz yaparız!!!
    giysileri biz yaparız!!!
    giysileri biz yaparız!!!
    giysileri biz yaparız!!!

    şeklindedir.