komünist manifesto

  • karl marx ve friedrich engels tarafından yazılan kitap.
    Sıradaki okunacak kitabım.
  • marx ve engels'in fikirlerini derleyen (bkz: manifest der kommunistischen partei), idealizmin sınırlarını zorlayan bir devlet yapısı haline getirdikleri kitap. bu manifestodaki "asiller ve göçmenlerin mülklerine el konulacak", "miras hakları bütünüyle yasaklanacak", "toprak mülkiyeti kaldırılarak devletin tekelinde çorak topraklar verimli hale getirilecek", "herkes için eşit iş taahhüdünde bulunulacak", "krediler devlet tekelinde ve devlet sermayesiyle kurulan sadece bir ulusal banka aracılığıyla dağıtılacak", "çiftçi ve işçi orduları kolhozlarda çalışarak üretime katkılar yapacak" gibi bugünün dünyasında ütopik hatta bir ölçüde distopik görünen, uygulanmış ve başarısız olmuş fikirler küçük bir azınlıkça bugün bile tartışılagelmeye devam etmiştir, bunda da hiçbir mahsur yoktur. kitap, komünist ideolojinin anlaşılması adına çok değerlidir. okunmalı, okutulmalıdır. bolşevik devrimi ile bu fikirler harfi harfine uygulamaya sokulmuş, fakat vadedilenin aksine, insanları mobilize etme ve tek bir fikre kanalize etme yoluna sokmuş, komünist parti'ye yakın isimlerin "daha eşit" olarak ihya olmasının karşısında gerçekten "halkların eşitliği" ilkesi uygulanmış, bütün ülke ayrım yapılmaksızın kendini kıt kanaat geçindirir halde bulmuştur. bireysel hakları oldukça sınırlayan bu manifestonun uygulanabilmesi için de elbette politbüro gibi bir ofis kurulmuş, ve ülke için alternatif, çağdaş fikirleri olan muhalif insanları gizli servis aracılığı ile ortadan kaldırılmış veya ülkeyi terk etmeye zorlanmıştı.

    edit: düzeltme önerisi kitabın orijinal ismi "komünist parti manifestosu" olduğu için verilmiştir. modlara saygıyla duyurulur.
  • "Zincirlerinden başka yitirecekleri bir şey yoktur… Bütün işçiler, birleşin!

    Kelimenin tam manasıyla bir Manifesto."

    kitapla ilgili tanıtıcı bir yazı
  • ekonomi tarihini anlamak isteyen her telden insanın bir kere okuması gereken ya da en azından bir göz atması gereken kitaptır.

    kitaba ve ideolojiye tamamen katılmamakla birlikte devrim cümlelerle doludur içi.

    64. sayfadan bir alıntı yapayım

    --- spoiler ---
    maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda zihinsel üretim araçlarınıda elinde emrinde bulundurur. bunlar o kadar birbirinin içine geçmiş durumdadırlar ki, kendilerine zihinsel üretim araçları verilmeyenlerin düşünceleri de aynı zamanda bu egemen sınıfa bağlıdır.
    --- spoiler ---

    üşenmeden bu yukarıda ki cümleyi iyice analiz ederseniz çıkarımın ne kadar yerinde olduğunu anlayabilirsiniz

    ikincisi için (bkz: milletlerin zenginliği - adam smith)
  • Atara atar gidere gider tarzı yazılmış bir şey bu bence. Bize şöyle bÖyle diyormuşsunuz, öyleyiz anasını satim. Ağa babasıyız hem de. Bunun gibi ifadeler mevcut kitapta. Proleterya yönetimi ele geçirdiğinde burjuvaziye dönüşmeyeceğini nereden biliyorlar bunu anlamış değilim.
  • Yeni bitirdiğim ve hayranı olduğum bir kitaptır. Marx bey onlar nasıl tespitler... Ama kitap için kesinlikle katılmadığim görüşler oldu. Uzun uzun da tartışıp haklı çıkacağımı düşünüyorum. Mesela kitapta açıkça söylemesede işçilerin birleşmesini tüm dünya işçileri olarak adlandırsa da aslında sürekli bu işçi devrimini avrupadaki burjuvaya karşı yapılacağını hissettirir. Ama gelin görün ki tarih marxı haksız çıkarır ve SSCB ekim devrimi ile yarı proleter bir hâl alır.
    Ya da marx dünya savaş tarihini sınıfların savaşı olarak niteler bir yanda ezen diğer yanda ezilenler birbirleriyle savaşır der. Fakat bakınca savaşın sınıf değil toplumların savaşı olduğunu görürüz. Yani bir toplumda ezen ve ezilenler birleşip diğer bir toplumdaki ezen ve ezilenlerle savaşmıştır.. Bunun gibi birçok eleştiri daha getirebilirim. Ama yine diyorum tespit açısından kitap burjuvazi ve proleterler hatta komünistler üzere o kadar mükemmel tespitler yapmıştırki gönlümde taht kurmuştur. Fikri açıdan leviathan ve toplum sözleşmesi daha doyurucu olmuştu benim için..

    Not: aşağıdaki edit kısmı azıcık spoiler içerir.

    Edit: entry girdikten sonra diğer entryleri okudum ki genelde de öyle yaparım... Bir üstteki fikre de ayrı katıldığımı belirtmek isterim. Biraz daha açacak olursak, marxın genel ideolojisi sosyalist bir ülke kurup eşitlik sağlamak ve bunun için şu an tüm üretim araçlarıni elinde bulunduran sınıf yani burjuvazi yıkılmali ve bunu ezilen sınıf olan işçi sınıfı yapmalı ve iktidarı ele geçirmeli... Fakat gerçekten de proleter diktatörlük kurulduktan sonra proleterya "aaaa biz zamanında işçiydik hadi sosyalizm için şu an bulunduğumuz iktidar mevkini kendi çıkarlarımiya kullanmayip herkese eşitlik iş, üretim vs verelim mi diyecek..." yoksa yıllarca ezilmiş olmanın verdiği hırs ile onlar da burjuvayi mi ezecek.. Ki dikkatinizi çekerim proleterya için biz diktatörlük diyoruz bunu burjuvaziyi yıkmak ancak zorbalıkla olacaktır. Ve diktatörlük kurmuş bir sınıftan böylesine iyimser hamleler beklemek... Bana mantıklı gelmiyor.
  • Yeni başladığım ve anlamlarını bilmediğim kavramları üstüne önce tahminlerimi not aldığım ve de sonra anlamlarını yazdığım kitap. ondan sonraki hedef

    (bkz: gerçekçi ol imkansızı iste)