janis joplin
-
'Kendinizden taviz vermeyin, sahip olduğunuz tek şey yine sizsiniz.'
'blues söylerken, ilk aşkı yaşamak gibi hissederim. Seksten de öte. Tek aşkına ilk kez dokunmak gibi. muazzam birşey.'
Brian Jones, Jimi Hendrix, Jim Morrison ve kurt cobain'in de içinde olduğu 27 yaşında ölenler klubünün esaslı üyelerinden. kulak tırmalayan ve zor alışılan bir sesi vardır doğru, ama severseniz bu kadını, benzerlerini arayacaksınız ve bulamayacaksınız güzel dostlarım. belki janis joplin'in reenkarnasyonu manyak kız veya karise eden size hatırlatabilir o sesi ama asla janis'in tavrını, aykırılığını ve özgürlüğünü yansıtamaz. amma da yaptın 27 yaşında ölmüş altı üstü, nedir yani! dersiniz diye, hayatının özetini geçeyim sayın sanatçımızın.
little girl blue
1943 yılında, Ku Klux Klan'*' üyeleriyle dolu bir kasabada dünyaya gelen janis, kendi inandığı doğruların peşinden gitmeye çok küçük yaşta başlamış. küçük faşistlerden oluşan bir çevrede yapayalnız kalmış lise yıllarına kadar. her fırsatta birleştirici ve yapıcı taraftan yana olması, haksızlığa karşı çıkması ona kazandırmamış, kaybettirmiştir. sivrildiği çevrede alay konusu olup, yıllarca taciz edilmiştir.
a woman left lonely
içindeki öfkenin anarşist bir ruha evrildiği gençlik yıllarında; iyimserliğinden eser kalmayan janis artık tabiri caizse serseri'*' bir hayat sürmeye başlar. kafa dengi arkadaşlarıyla, civar barlarda olay çıkarır, ufaktan uyuşturucuya başlar, her şeyi bırakır kısa seyahatlere çıkar, hippiliğe adım atar. '*'
odetta'nın careless love
şarkısına, o seyahatlerden birinde eşlik edince; etraftakilerden oh my god '*' nidaları yükselmiş, hayran kalmışlar bu çılgının sesine.
müziğe çocukluğundan beri tutkundu janis ve kendisini en iyi blues ile anlatabildiğini düşünüyordu. zira blues da ezilen bir halkın sesiydi. liseden sonra sanat okumak için teksas'a gitti. üniversite öğrenimi sırasında, Waller Creek Boys adlı grupta şarkı söylemeye, sahne almaya başladı. üniversitede sevilmeyen, aykırı bir kişilik oluverdi kısa zamanda, yine. okulun en çirkin erkek yarışmasında '*' birinciliği kazanan janis artık eyaletten çıkmalıydı, uzaklaşmalıydı buralardan.
move over
teksastan nefret eden çirkin '*' şarkıcımız, san francisco' ya otostop çekerek gitti. gittiği yerlerde yine sesini kullanarak geçimini sağladı. uyuşturucusunu da almayı ihmal etmedi. rockn roll ruhuyla dolup taşan san francisco, janis'in hoşuna gitmişti ama bu mutluluk çok kısa sürecekti.
i need a man to love
Peter de Blanc. janis'in ilk aşkı. uğruna uyuşturucuyu bırakmak için san francisco'dan gerisin geriye memleketine dönüp; arınma sürecine başladığı, evlenme planları kurduğu adam. bu pezevenk, janis uzaktayken başkalarıyla yatıp kalkınca... üzülmüştü kızcağız tabi. psikiyatristler ve zaman sağolsun atlatabilecekti bu çirkin süreci.
ball and chain
Big Brother and the Holding Company grubunda kendini yer bulan janis; Monterey Uluslararası Pop Festivalinde ki ball and chain performansıyla, dikkat çekti ve grup albüm teklifi aldı. janis'in sesi insanlara'*' başta itici gelmiş, sonra kemik bir fanı oluşmuş. önceden sevmeyen, fikirlerine karşı çıkan insanlar bile hayranlıkla dinler olmuş kendisini. fikirlerine aynı düşmanlık tabi ki devam ediyordu. '*'
kozmic blues
big brother'ın yetersiz olduğunu düşünüp kendi grubu kozmic blues band'i kurdu. eşsiz sesi, özgün vokal yeteneğiyle insanları sesiyle büyüleyen janis uyuşturucuyu bırakamıyordu. haddinden fazla alkol ve hap alıyor, eroin iğneleri kullanıyordu. sahnedeki performansını da olumlu yönde etkilediğini düşündüğü için seviyordu bu yaşantıyı. eğleniyordu janis, belki de ilk defa. uyuşturucu, bir nevi taçlandırıyordu durumunu. ama ipler uyuşturucunun eline geçiyordu. dozunu ayarlayamıyordu, haliyle öngörülemez ve disiplinsiz biri oluverdi kısa zamanda. kozmic blues band macerasının dağılmasıyla neticelendi bu hali.
pearl
farkındaydı hatasının, düzeltmeye çalıştı. bıraktı uyuşturucuyu ama kısa süre sonra bağımlılığına yenik düştü. tekrar başladı, tekrar bıraktı, tekrar başladı... seyahatleri sırasında karşılaştığı Full Tilt Boogie Band ile yolları birleşen janis, başarılı bir kaç turne sonrasında pearl albümü için çalışmalara başladı. müzik yaparken, uyuşturucuyla mücadele etmiyor, arkadaş oluyordu ne yazık ki.
summertime
1970 ağustos ayında, faşist lise arkadaşlarıyla 10. yıl kutlamasında buluşup, ailesini ziyaret eden janis hayal kırıklığıyla ayrıldı aralarından. kimse değişmemişti, ünü de bir fark yaratamamıştı. aynı yılın ekim ayında, stüdyo kaydına gelmemesi sebebiyle arkadaşlarını arayan grup üyeleri los angeles daki otel odasında janis'in cansız bedenini buldular. aşırı doz eroin ve alkol sebebiyle ölmüştü janis. dünyaya sığamamış bu çılgın kızın ölümü, onu bir sembol haline getirdi. 60 ların en güçlü beyaz ses sanatçısı ve haksızlığa uğrayanların sesi oldu.
özgün sesi blues tarihine yazıldı. külleri de pasifik okyanusuna serpildi.
-
Mottoma konu olmuş tatlış sanatçı (bkz: in a world full of kardashians, be a janis) -
amerikalı şarkıcı ve söz yazarı, ayrıca hippidir kendileri. -
gelmiş geçmiş en iyi kadın vokallerden birisidir. hatta bana göre en iyisidir.
1969 yılında, "Pearl" albümün kayıtları için stüdyo çalışmalarına başladı ancak, ihtiyaç duyduğu ilhamı bulmak için bıraktığı eroine yeniden başvurdu. 4 Ekim 1970 günü, henüz 27 yaşındayken, Los Angeles'taki Landmark Motor Hotel'de aşırı dozda eroin yüzünden hayatını kaybetti.
piece of my heart summertime cry baby