intouchables

  • Can Dostum (Fransızca özgün adıyla Intouchables), yönetmenliğini Olivier Nakache ve Éric Toledano'nun üstlendiği, komedi-drama türündeki 2011 yapımı Fransız filmi. Başrollerini François Cluzet ve Omar Sy paylaşmaktadır. Yamaç paraşütü kazası sonrası boynundan aşağısı felç olan bir adam ile kendisine yardımcı olması adına işe aldığı yardımcısının hikâyesini konu almaktadır.

    Fransa'da vizyona girdiği 2 Kasım 2011 tarihinden dokuz hafta sonra, 2008 filmi Bienvenue chez les Ch'tis'in ardından ülke tarihinde en çok seyirci sayısına ulaşan film oldu. Film sekiz kategoride César Ödülü'ne aday gösterilirken, filmdeki performansıyla Omar Sy En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nün sahibi oldu.
  • mükemmel bir film. her izlediğimde yüzümde gülücükler açtıran sahneleri var. felçli bir adam ile bakıcısının arasında geçen diyaloglar çok güzel.

    "Benim için eğer dans edemiyorsan o müzik değildir."
  • fransa yapımı sinema filmidir..

    filmin yönetmen koltuğunda olivier nakache ve éric toledano oturmaktadır..

    başrollerde françois cluzet ile omar sy oynuyor. diğer önemli rollerde ise audrey fleurot ve anne le ny oynamıştır..

    film, bir kaza sonrası boynundan aşağısı felç olan varlıklı philippe ile ona bakımında yardımcı olan yoksul driss arasındaki arkadaşlığı anlatıyor..

    intouchables, gerçek bir hikâyeye dayanmaktadır..

    oyunculuklar harikaydı. françois cluzet engelli aristokrat philippe karakterini, omar sy ise yoksul banliyölü genç driss karakterini mükemmel canlandırmış. ikisi de çok doğaldı ve ikisi de rolünün hakkını vermiş. kesinlikle saygıyı hak ediyorlar. françois cluzet'i dustin hoffman'a epey benzettim. hatta filmin afişini ilk gördüğümde başrolde dustin hoffman oynuyor sandım, ancak o değilmiş. şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki françois cluzet'in performansı dustin hoffman'ı aratmamış..

    müzikleri muhteşemdi. klasik müzik şöleni yaşanıyor filmde..

    filmdeki dostluğu çok samimi buldum. yapmacık sahne hiç yoktu filmde. philippe ve driss arasında yaşananlar içtendi. bunda oyuncuların yeteneği de çok büyük kuşkusuz. iki farklı bireyin ekonomik ve kültürel seviyeleri arasında uçurum olmasına rağmen sıkı dost olabileceğini görüyoruz filmde..

    filmde arkadaşlık, yalnızlık, muhtaçlık, vefa gibi önemli konular en hâliyle işlenmiş..

    intouchables, fransa'da ve dünyada pek çok film şenliğinden ödülle dönmüş. aldığı bütün ödülleri hak ettiğine inanıyorum..

    intouchables'ta philippe karakteri aşırı zengin olsa da hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda. bu durum parayla saadet olmaz deyiminin en somut örneğidir..

    filmde yer yer ırkçılığa da gönderme yapılıyor. bu bakımdan filmin ayrı bir önemi olduğunu düşünüyorum..

    filmin en sevdiğim yönü hüzünlü bir konusu olmasına rağmen gereksiz drama yer vermeyişi hatta çoğu zaman dramdan çok eğlenceli sahnelerinin bulunuyor olmasıdır. bu da filmi daha izlenebilir kılmış..

    intouchables'in türkçeye çevrilmesi konusunda bazı tartışmalar bulunuyor. intouchables'ın türkçedeki karşılığı "dokunulmazlar" olmasına rağmen film "can dostum" olarak çevrilmiş. her ne kadar filmin konusu can dostum'a daha yakın olsa da tam karşılığı olmadığı için haklı eleştirilere maruz kalmış..

    filmi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. sürükleyiciliği oldukça yüksek bir film. bu yüzden hiç sıkmadan izletiyor kendini..

    uzun zamandır bu filmi izlemeyi erteliyordum. bu muhteşem filmi bu kadar ertelediğim için hayıflanmadan edemiyorum. eğer izlemeye hevesiniz varsa kesinlikle ertelemeyin derim..

    filmle ilgili bazı anetdotlar paylaşmak istiyorum..

    •yönetmenler filmin gerçekçi olması için fas'a gidip hikâyenin gerçek kahramanı philippe pozzo di borgo ile görüşüp hayatındaki bazı önemli detayları öğrenmişler.

    •film, cesar ödülleri’nde tarihi bir olaya sebep olmuş. intouchables filmi ile omar sy, “en iyi erkek oyuncu” ödülünü almış. bu ödül, siyahî bir oyuncuya verilen ilk cesar ödülü olarak tarihe geçmiş.

    •omar sy, role hazırlanırken driss karakterini en gerçekçi şekilde canlandırabilmek için kilo vermiş.

    •filmin gerçek hayattaki hikâyesinde driss'in yerinde abdel sellou adlı fas asıllı bir göçmen bulunuyormuş. abdel'i filmde ırkçılığa dikkat çekmek için senegal asıllı göçmen driss olarak değiştirmişler.

    •filmin yönetmenleri olivier nakache ve éric toledano, filmdeki alışılmışın dışında olan gerçek dostluk hikâyesini izledikleri à la mort, à la vie adlı belgesel serisinden öğrenmişler. daha sonra bunu sinema filmi yapmaya karar vermişler.

    •yönetmenler olivier nakache ve éric toledano, driss rolünü omar sy'a vermeye filme başlamadan epey önce karar vermişler.

    •éric toledano, filmin yayınlanmasından sonra tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan insanlardan 3 binden fazla duygusal mektup aldıklarını söylemiş.

    •intouchables filminden sonra the upside adıyla amerika birleşik devletleri versiyonu çekilmiştir.

    •philippe pozzo di borgo, kazadan sonra yaşadıklarını, kendisini hayata döndüren ailesi ve yardımcısı hakkında detaylı bilgiler paylaştığı le second souffle adlı otobiyografik kitabı yazmış. aynı zamanda hikâyenin diğer kahramanı abdel sellou da kendi anılarını anlatttığı you changed my life adlı kitabı kitap yazmış.

    •intouchables, dünyada ingilizce olmayan filmler içinde en çok izlenen yapımlar arasına girmeyi başarmış.

    fillm hakkında detaylara değinmeyeceğim. sadece harikulâde bir film olduğunu söylemem yeterli olacaktır sanıyorum..

    intouchables, her anlamda muhteşem bir film olmuş. kesinlikle izlemeye değer..
  • bana engelli birine nasıl davranmamı öğreten bir filmdir. çünkü ben hep yanlış yapmaktan ve incitmekten korkardım. asıl korkmam gereken farklı davranmakmış.