insanın büyüdüğünü anladığı an

  • "ulan babam haklıymış" demeye başladığı andır.
  • kendisinin sıradan biri olduğunu fark ettiği andır.
  • Büyükannesini kaybettiği an...
  • Kendi adına ilk faturaları kendi kazandığı parayla ödemeye başladığı andır.
  • Çocuğunun yaptığı hareketlere verdiği tepkilerin, babası ile benzerlik gösterdiğini farkettiği an
  • Abi kişisinin "artık seçimlerinden sen sorumlusun" konuşmasını yaptığı vakittir.

    Üniversite sınavına girmeden beş dakika önceydi. Evet.
  • Hayallerinden bir tanesini gerçekleştirdiği an.
  • Ailesinden ayrıldığı zaman.Askere,üniversiteye gittiği veya evlendiği zaman.
  • Sorumluluk aldığım ve birilerinin benden bir beklentisi olduğunu farkettiğim andı.

    15 yaşında büyüdüm ben. İlk defa 15 yaşında öldü biri gözümün önünde çünkü. O an, o odada iki kişiydik ve hiç tanımadığım birinin ruhunun vücudundan çekilişine şahit oldum. İlk o zaman anladım, ben büyüdüm ve diğer insanlara yardım etmem gerek. Ben büyüdüm.
    Ondan sonra onlarca insanın ölümüne şahit oldum, ama artık büyümüştüm. Etkilenmedim. Alıştım.
    Ölüme alıştım.
    Sonradan anladım ki;
    Ben asıl ölüme alıştığım zaman büyümüşüm...
  • 13 14 yaslarindaydim, anneannemi kaybetmistik. Farkli sehirlerde yasiyorduk, Öldüğünün haberi bize geleli daha yarim saat bir saat falan olmustu ben okuldan eve geldiğimde. Ve annem hickiriklarla agliyordu. Ufak tefek yapili bir kadin degildi ama aglarken ufacik bir cocuk gibi "annem annem" diye ağlıyordu. Evdeki herkes cok kotuydu ve annemi toparlayacak birine ihtiyac vardi. Evet, o sorumluluğu ben aldim. Aglamamak icin sıktım kendimi. Halbuki annemden sonra en cok uzulen ben olmuştum cunku anneannemin ismini tasiyordum ve o beni hep ayri severdi "pasa kizim" derdi. Ama aglamadim ve kocaman annemi gogsume yatirdim, " agla da rahatla tutma kendini, anneannem cennette" dedim ve annem gogsumde hickiriklarla agladi. Yaklaşık yarim saat, hic susmadan. Canim annem. Canim anneannem. Mekanin cennet olsun. İyi ki biz hayattayken öldün.
  • Lise bitince yaz tatilinin zevk vermemesi, eskisi gibi hissedememek.
  • bayramda alınan eşyaların mutlu etmemesi
  • Aile sorunları anlaşılmaya başlandığı zaman.
  • Gülmeyi unuttuğu andır!
  • g3'lerin arasından tedirgin tedirgin yürüdüğün andır.

    olay birkaç hafta evvel gerçekleşti. otobüs yolculuğu yapıyorum. jandarma çevirmesi vardı. kimlikleri topladılar. sonra bir jandarma otobüse bindi. yanıma geldi. "zakkum çorbasında biber?" dedi, "evet benim" dedim. "benimle geliyorsun" dedi. tüm otobüs aynı anda bana döndü. haydaa. olum bi suçum yok. borcum harcım yok. şikayet falan alabileceğim bir iş yapmadım. iletişim halinde olduğum vatandaşlarda da sıkıntı yok diye biliyorum. ben suçsuzum hakim bey. kafamı karıştıran başka bir şey de, jandarma çevirmesinden 10-15 dakika evvel de polis çevirmesi vardı. orada sıkıntı falan yoktu. yolumuza devam ettik. ama şimdi otobüsten indiriyorlar beni. neyse otobüsten indik. jandarma önde ben arkada. iki yanımızda tam teçhizatlı, hollywood filmindeki askerler gibi askerler. kulübe gibi bir yer vardı beni oraya götürüyor asker. "allaaaahhh, kesin sikecekler" diye içim içimi yiyor. içeri girdik, kapı kapandı. "aha şimdi sıçtık" modundayım hâlâ. içeride, komutan olduğunu düşündüğüm iki kişi vardı. bir kağıdı imzalıyordu komutan. kağıda uzaktan bakana kadar ayıkamadım. asker kaçağıymışım sözlük. "ananı sikymmm" diye içimden haykıyorum tabii. sanıyorum ki, kelepçeleyecekler, tutup götürecekler kışlaya. lan amk komutan bi şey de demiyor. benim düşüncem, "ulan hayvan gibi valizler var, onları ne yapsam acaba?". kağıdı önüme koydu, şunu imzala dedi. okumaya fırsat yok, yiyorsa "bi okuyayım" de bakalım ne oluyor acaba? yemedi, imzamı attım paşa gibi. yok lan bildiğin kedi gibi attım. neyse sonrasında komutan sağolsun olayı açıkladı kısaca. beni kışlaya kapatmak gibi bir niyetleri yokmuş allah'tan. gittim bindim otobüse. otobüse tekrar bindiğimde anladım sözlük. sanırım ben büyümüşüm. hemen tecil ettirdim. bi daha yaşayamam bu atraksiyonu.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • hayaller ve gerçekler arasındaki ayrımı fark ettiği andır.
  • Son birkaç yıldır artık tek başıma gezmekten korkmamam.
  • annesini özlemeye başladığı an.
  • yalnız kaldığı andır.
  • Sevdiceğinizin sizden vazgeçtiğini anladığınız andır.
    Dünya durur.
    Ama yaşamanızda lazımdır.
    Yalandan gülümsemelerle hayata devam etmeye çalışırsınız.
    radyoda hep bu çalar
/ 2