ingilizce konuşurken yaşanmış zor anlar
-
Genellikle yurt dışında, bazen de ülkemizde yabancılarla konuşurken yapılan hatalar nedeniyle düşülen komik ve salakça durumlardır.
Yurt dışında iken çokça gelmiştir başa. Bir spor mağazasında,
“do you have jeans?” diye sormuş,
“No, we have just sports wears” cevabı almıştım. Sonrasında,
“We have in Turkey. So i suppose that you might have, Thank you” dememle,
Satıcı bayanın,
“You’re welcome” demesi. Akabinde benim “rica ederim” anlamına gelen sözünü hoşgeldiniz şeklinde anlamam'*' ve tekrar benim
“Thank you” demem. Satıcının tekrar
“You’re welcome” demesiyle,
Benim “yanlış giden bir şeyler var” minvalinde,
“Why did you say to me “welcome” again.”
Dememle oluşan salakça bir durum işte.
-
Zamanın birinde oxfor street jd sport mağazasına Yozgatlı bir arkadaşla gidilir. İşte ayakkabılara bakılır sıra denemeye gelir. Yozgatlı arkadaş elde ayakkabı kasaya doğru yönelir. I want to try it der. Kasiyer bayan sure which size would you like to try der. Ne dediğini anlamayan arkadaş bana dönüp bakar. Kanka kaç numara istiyorsun onu soruyor derim. Yozgatlı arkadaş da haa tamam ya half past eight der. Kasiyer hanımefendi ile birbirimize bakıp önce hüzünleniriz. Olaya şahit olanlar kıkırdamaya başlayınca biz de kahkahayı basarız. He meant eightandhalf derim ve ayakkabı gelir. Bizim Yozgatlı ne gülüyorsunuz lan sekiz buçuk işte ne farkı var diye bana çıkışır. Sonra da half past eight lacostları ile Oxford streete çıkar. Bense o akşam Kasiyer hanımefendi ile camdenda ingilizce öğrenmeye devam ederim. -
Sabah 08.30 da dersim vardı. Bir kalktım saat 10.30 telefonumda 35 cevapsız arama. Neyse aceleyle kalktım elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, giyindim tam çıkıyorum evden telefon çaldı. Neyse açtım arkadaşım şakayla karışık “good morning, Where are you?” dedi. Zaten kafam allak bullak yeni kalkmışım düşünemiyorum. Bir 10 saniye kadar durdum ve “what” dedim. Anladığım şeyi anlamadım resmen. Çok kısa da sürse Where are you kelimesini anlayana kadar ilginç ve zor anlar yaşadım.