haksızlığa susmak

  • Maalesef toplumun bireysel olarak hiçbir şey yapamayacağı fikrine hiç katılmıyorum. Bireysel suskunluklar nedeniyle herkes at koşturuyor etrafta çünkü susulacağını, çünkü korkulacağını çünkü parayla bu işi ört bas edebileceklerini düşünüyorlar. Oysa yavaş yavaş tüm bireyler yanlışlara itiraz etse toplumun çoğunluğunu oluşturacaklardır. İşte bundandır bugün çocuklara tecavüz edenlerin bile ödüllendirildiği günler!
  • Haksızlık yapan insanlar haksızlık yapabilecek güçte olan insanlar olduğundan genelde kimsenin ses çıkaramadığı ve sende tek başına ne kadar bağırsanda topu avuçladığınla kaldığın ve kimsenin aman bana bişe olmasın iç sesine kulak vermesi sonucu ezilenlere yazzzıkkkk ben olsam yapmazdım diyerek kendilerini ferahlattıkları lanet insanlar siktir edin insanları hayvan sevelim birde ihtiyacı olan insanları sevelim ayakları üstünde duran başkasını anlamayan insanları asalım huuuuaaaaaaa
  • konuştuktan sonra gelişen durumlar itibariyle , hiçbir müdahale yapamamam dolayısıyla , özellikle son zamanlar yaşadığım durumdur
  • haksızlığa müdahale etmenin 3 yolu olduğunu biliyorum: el ile, dil ile ve buğz ederek.

    duanın gücünü hafife almamak adına hiç olmazsa buğz etmek gerekiyor ki siz onu yapmışsınız.

    bunun yanısıra orada değil belki ama sonrasında fiili müdahale de yapabilirsiniz. çsgb, bimer'e şikayet etmek gibi. orada yapacağınız kahramanlık şanlı olurdu belki ama amaç problemin çözümüne elimizden gelen katkıyı sağlamaksa farklı yolları da var:
    - bimer gibi bir yere isimsiz şikayet etmek ki bunu hafife almayın. aksini gösteren münferit olaylar olsa da bimer, polis vb. şikayetleri işe yarıyor. yaramasaydı yukarıdaki kahvehane örneği heryerde görülürdü ama ben çok yerde sigara içilmediğini, içilemediğini ve insanların kahvenin açık kısmına çıkarak soğukta titreye titreye sigara içip içeri geçtiklerini görüyorum.
    - blog yazılarında bu konuyu işlemek (bizim yapabileceğimiz)
    - blog sözlük gibi platformlarda bunu işlemek ki siz yapmışsınız.

    ayrıca çocuk işçi konusuna farklı açıdan da bakmak istiyorum:

    - Avrupa'da öldürseniz çocuk işçi çalıştıramazsınız. Japonya'da zinhar bunun sözünü edemezsiniz belki.. ama gelişme döneminde ki bu dönem 20 yy. başıdır, çocukların işyerindeki ağır şartlar dolayısıyla hastalanarak veya kazayla öldüklerini okumuştum. evet bu durum avrupa'da oluyordu. ve belki şimdi bangladeş'te, çin'de oluyor. bizde ölümleri belki çok mümkün değil ama çocuk işi hala çalıştırılıyor maalesef.

    bunun da insanların ekonomik gücüyle çok ilgisi var. yani hangi zengin aile çocuğunu çalışmaya gönderir ki? belki paranın kıymetini anlasın diye yaz aylarında, uygun çalışma koşulları olan yerlere...

    hangi zengin ve gelişmiş ülkede çocuk işçi çalıştırılıyor ki? (her zaman için bazı ülkelerde istinai durumlar olabilir)

    yıllar geçip de biz de gelişmiş ülke olduğumuzda çocuk işçi kavramı da ortadan kalkacaktır. öncelikle buna talep kalmayacak sonrasında ise devlet ciddi yaptırımlar ortaya koyacaktır.

    ancak ileride olmayacak olması şimdi tepkimizi koymamıza mani değil. siz de, kahvehanedeki sigarayı şikayet eden de bunu yapıyorsunuz.
  • açıkcası sistem bu tip olayları engellemese bile bir birey olarak haksızlığın karşısında durmak herzaman insanlığın ve gerçek bir vatandaş olmanın gereğidir. eğer bir haksızlığa dur demediyseniz ve bundan vicdan azabı çekiyorsanız ozaman bir sonrakinde dur deyin.
  • alternatifi haksızlığa konuşmak olmayan eylem.

    seçenekleri tek tek ele alalım ;

    - denetleyicilere ''burada çocuk işçi çalıştırıyorlar'' diyebilirdin.
    hiçbirşey olmaz. o denetleyiciler nerde kimin çalıştığını bilmiyormu ? hepsi istihbarat elemanı gibi zeki emin ol. göstermelik bir tutanak tutarlar, rüşvet karşılığıda onu hasır altı ederler.

    - bakanlığa, bimere ota boka şikayet yazabilirdin.
    yine hiçbirşey olmaz. adam şirketi sokakta yaşayan gariban üstüne kurar, hukuken sorumlu o olur yine işine devam eder. rüşvet mekanizması sayesinde buna bile gerek kalmaz

    - kamu hizmeti olarak cinayet işleyip patronu öldürebilisiniz.
    patron ölür oğlu devam eder, oğlunuda öldürseniz firma kapansa diğer firmalar devam eder. türkiye'deki bütün çocuk işci çalıştıran patronları öldürecek kadar hatasız suç işleyemez, yakalanırsınız.

    toplamda bu haksızlıkların çözümü bireysel çabalar değildir.
    tek çözüm toplumun ortalama seviyesinin yükselmesidir. siz ortalamaya 80 milyonda bir etki yapıyorsunuz. peygamber olsanız ortalamayı değiştiremezsiniz tek başınıza. toplumun ortalama hukuk, insan hakları, adalet, şehir yaşam kültürü değerleri yükseldiğinde ancak bu sorunlar çözülür. bunların en önemliside hukuk sistemidir. ama tüm diğer kalemlerde iyileşme olmadan hukuk sistemide düzelmez, mutlaka birileri hukuk sisteminin çalışmaz hale getirir.

    haksızlığa susmamak konusunda bir örneğimi anlatayım. evimin karşısında kahvehanede sigara içiliyor. 5-6 defa polise şikayet ettim, iki defa polis geldi, birinde gelen polisde içeride sigara içip, 10 dakka muhabbet edip gitti. bimere, sağlık bakanlığına telefon ettim sonuç yok. il sağlık müdürlüğüne telefon ettim, adam
    "müfettiş gönderdim ama sigara içen birini görmemişler dedi" saat kaçta gönderdim dedim, sabah 10'da dedi. lan sabah 10'da kahvede adammı olur, akşam göndersene dedim.
    "saat 4'den sonra müfettişler gezmiyor dedi". ee daha ne yapayım, keskin nişancı tüfeği alıp indireyimmi sigara içeni ?

    kendinizi kasmayın.
    walking dead filmindeki zombileri konuşarak adam edersiniz belki insanımızı edemezsiniz. 3-5 nesil geçecek.

    bizdede hukuk insanların "s.ktir git istediğin yere şikayet et" yerine almanya'da olduğu gibi
    "sen hakkımı yiyorsun ama berlinde hakimler var" seviyesine gelene kadar sadece kendinizi ve ailenizi kurtarmaya bakın. tek yapabileceğiniz bu.
  • bu yorumum yanlış anlaşılmaya yol açtığı için tarafımca değiştirilip bu hale getirilmiştir.

    haksızlığa tahammül edemediğim için, bu şekilde bir yorum yazdım ama konuyu açan arkadaşın yazısını okumadan düşüncelerimi yazdım, hata yaptım.

    Kimi kırdıysam özür dilerim..
  • Hepimizin zaman zaman yapmak zorunda kaldığı eylem.
  • hayat gerçekten de insanı öyle bir sınıyor ki, neticesinde karnesi zayıflarla dolu, sınıfta kalan çocuklar gibi ağlıyorsunuz.
    ben sustum.
    iş yerimize gelen denetleyicilere ''burada çocuk işçi çalıştırıyorlar'' diyemedim. Patronumun rahat ses tonu ile hayır çocuk çalışanımız yok derken gözlerine baktım ve almış olduğu son model jeep ini düşündüm.
    minicik ellerin nasırları ve yorgun bedenleri üzerine kurulu bir krallığı düşündüm.

    kovulmaktan korktum. nitekim olabilecek en kötü şeyde buydu.
    o yüzden ben haksızlığa susmayan cesur adamlardan değilim artık. kendi çıkarım uğruna susan korkak bir insanım.

    (bkz: korkak)