gemide
-
Serdar Akarın yazıp yönettiği, Erkan Can ve Haldun Boysan gibi usta oyuncuların yer aldığı, gemi üzerinden memleketin tasvirini yapan güzide film -
(bkz: Esrar) -
sikerler kamil hepimizi sikerler repliği ile meşhur film.
adamın götünden kan alırlar kamil kan -
(bkz: lalelide bir azize) filmiyle bağlantılıdır. Vizyona giriş tarihi lalelide bir azize filminden sonra olsa da, aslında zaman dilimi olarak filmin öncesini anlatır. -
offf... nabıcaz be kâmil diye başlayan sahnesini her gün en az bir defa açıp izlediğim efsane film. -
On numara filmdir.ben yap bi icler dislar sahnesi i begenirim. -
"bu cigarayı acımam sana değil, cigaraya acımam sokarım götüne. önüne bak kaldırma kafayı." repliği ile tanıdığım film. -
#65761 -
soundtrack'leri enfes olan filmdir.
link -
İzlemeyi ertelemeye uğraştığım filmdir. İzlediğimde buraya da bir iki şey yazarım. Kenara koymuyorum. -
Neden bu kadar abartıldığını anlamadığım filmdir. Bana göre tek kelimeyle tiksinç. -
bazı kült sahneleri ve replikleri haricinde fazla da bir numarası olmadığını düşündüğüm film. çoğu kişinin düşündüğünün aksine gerçekçi de bulamadım Erkan can ve Haldun boysal hariç oyunculuklar yapmacık geldi -
7 dakikalık bir özetini aşağıda görebileceğiniz film.
7 dakikada Gemide
hepi topu 4 ana karakter ve tek bir gemide geçen film. her karakterin ayrı ayrı temsil ettiği kimi şeyler var. yine her karakterin de ayrı yoklukları var. o yokluklar onları normalden çıkmaya, düzenin bozulmasına sebep oluyor.
idris kaptan; geminin dümeni onda. para işleri, elemanlarını sorgulayan, yargılayan, cezasını veren, gerektiğinde döven, söven ve seven o. aynı zamanda komutan, laleli'ye gidip adamları arama emrini veren de o. başka kimse de yok bu yetki ve saygınlık. açıktan açığa korkulan ama gizli de olsa arkasından iş çevrilen bir otorite. onun yokluğu para ve yemek. yani vergi. kadın, statü, otorite, dünyevi şeylere doymuş. ne zaman ki yemeği gelmiyor ve parası çalınıyor zıvanadan çıkıyor kendisi. en büyük arzusu düzenin ve işlerin bozulmaması, onun kontrolünde her zamanki gibi devam etmesi. öyle olduğu zaman sevecen, babacan, eğlenceli bir adam. alkolünü, esrarını, kendi imkanı dahilinde eğlenceyi, huzuru altındakilere vermekten çekinmeyen bir adam.
erkan can'ın oynadığı bu karakter; kanımca devlet. filmin başında başbakan diyor kendisine ama iktidar ve devlet ayrı şeyler biliyoruz. sonuçta o gemide; adalet, güvenlik, para, politika, gidilecek yön vs ondan sorulur. en kıyak yardımcısı ise kamil.
kamil diğer iki elemanın üstünde kaptan kadar olmasa da bir otoritesi bulunan; geminin evrak işlerini, diğer gemilerle ilişkisini, vatandaşların (boksör-ali) ilişkilerini düzenleyen adam. bence siyasetin ve iktidarın ta kendisi. yeri geldiğinde suça göz yumar, görmek istediğini görür; istemediğini görmez. kaptan'ı yönlendirip manipüle edebilir. kaptan'a sürekli kızı geri götürelim, hiç bi polis gavur bi orospu için delikanlıları içeri atmaz gibi söylemlerle sürekli bürokratik bir yönlendirme çabası içinde. onun en büyük eksikliği ise güç, otorite. ali ve boksörün yaptıklarını kapatmaya çalışması, onların kötü işlerini her seferinde görüp açıkça müdahele etmemesi biraz bu yüzden. çünkü biliyo ki vatandaşı asıl yöneten o. onları ele verse, otorite kurduğu vatandaşlarını kaybedecek. kaptanı sürekli buna göre yönlendirmesi bu yüzden. ve aslında biliyor ki kaptan yani devlet olmasa onun hiç bir hükmü yok. ama kamil olmadığı zaman da devletin hem içte hem dışta bir yaptırımı yok. kamil'in kaptanla tartışıp eeeh tamam ben giderim o zaman diye rest çekebilmesinin sebebi bu. sonrasında kaptanın ona söylediği; "bak bizi nasıl birbirimize düşürdüler, burdan gidip napıcaksın, burda senin elemanların var, dışarda napıcan mahvolursun" demesinin sebebi de bu.
boksör; gemide teknik işleri halleden, dümenin başında hiç göremediğimiz, delikanlı gözüken fakat aklı pek çalışmayan bir karakter. hep geminin alt taraflarında çalışır, gün yüzü pek göremez. gördüğü zamanda az çalışan aklı ile imrendiği üst sınıflara çıkmayı ister, plan kurar. aklının pek çalışmadığını; tertip ettiği soyuldum abi yalanının ortaya çıkışından, yediği boklar anlaşılınca kaptana dediği olsun abi biz uzaktan da severiz, sen de kızla keyfine bak gibi cümlelerden anlıyoruz. bence kendisi; alt sınıf halkı temsil ediyor. yokluğunu çektiği bir şey için yalan söylemekten, dümen kurmaktan, suç işlemekten çekinmeyen kesim. gelir düzeyinin düşüklüğü ile suç oranları arasında büyük bir bağ var hayatta. boksör'ün kaybedecek hiç bir şeyi yok. çeşitli hurafelere inanıyor(bu balıklar neyle besleniyo sanıyosun hepsi insan eti yiyor), kendi çıkarı için vicdan ve acitasyona başvuruyor (abi kurtaralım kızı, ibnelerin elinde eziyet çekmesin), damarına basıldığında veya gururuyla oynandığında (yemek almaya gittiğinde karşılaştığı fahişenin söyledikleri) çileden çıkıp kaptanın efsane tiratta kamile anlattığı bütün suçları işleyebiliyor. zaman zaman devleti manipüle etse de foyası kısa sürede açığa çıkıyor. onun yokluğu nicelik olarak daha fazla. para, adam yerine konmama, ezilme-hor görülme, dünyevi bir çok şey onun için yok, ya da hiç olmamış. fırsatını bulduğunda para çalması, kadını kaçırması, kaybedecek bir şeyim yok diyerek ali'yi kendi pisliğine alet etmesi, sürekli abi ben yanarım size bişi olmaz demesi, başı sıkışınca kızı öldürmeye teşebbüs edebilecek cesareti bulabilmesi hep bu yüzden.
gelelim aliye. geminin okumuş, kafası çalışan, arada sırada da olsa dümende gördüğümüz vatandaşı. kafasının çalıştığını esrar muhabbetindeki matematik hesabı, kaptana oynadığı oyun ve kardeş film olan laleli'de bir azize'de kurduğu zekice oyun sayesinde anlıyoruz. boksör gibi ucuz yalanlar ve oyunlar değil sağlam planlar ile kendi çıkarını ve konumunu koruyan biri. kanımca kendisi lümpen, cingöz orta sınıf. elit kesime geçememiş fakat eğitimi, aklı, kısıtlı da olsa yetkisi(dümenin başında kaptan hariç bir tek onu gördük) ve o an şartlar neyi gerektiriyorsa oraya savrulmasıyla tam bir lümpen. ilk başta boksörden tehdit alınca kızı sikmek ve öldürmeye razı oldu. yakalanınca boksörü satıp; "ben seni ne düşünücem, kaptanı kamil abimi, kendimi düşünürüm, gidip bi bakiyim adam ölmüş mü" diyen bir tip. laleli'de bir azize filminde gördüğümüz üzere orda da tüm gemidekileri satıp kendini sermaye sahiplerinin kollarına bırakıyor. ve doyumsuz. kızı en az 3-4 kere becermeye çalışıyor fakat olmuyor. tekrar tekrar deneyip daha fazlasını istiyor. onun yokluğu ise; statü. hem boksörü görüp alt sınıfa düşmemesi hem de bir üst kademeye geçmeyi amaçlayan kaypak bir tip.
sermaye sahipleri ise; güven kıraç, iştar gökseven ve cengiz küçükayvaz'ın oynadığı pezevenk herifler. sermayeleri ise ella manea'nın oynadığı fahişe. yani iş gücü. hem onun iş gücüne sahipler, hem de o iş gücünün geldiği parayı istediği gibi yönetiyolar. devlet ve vatandaştan zaman zaman darbe yeseler de onlara pek bir şey olmuyor.
bir önceki paragrafta söylediğim gibi; sermaye ise kadın. karakterlerdeki bütün yoklukların birleştiğ odak noktası. filmin gizli baş rolü. dilini anlamak ve yönetmek zordur. sadece ona sahip olmak için yapmanız gereken legal ya da illegal şeyler vardır. pezevenkler, kamil, ali ve boksör kendi çıkar veya yoklukları için illegal yolları tercih eder. kaptan ise bu konuda arada kalmıştır. kızı hep korur, elemanlarını da bir yere kadar korur. pezevenklerden yani sermaye sahiplerinden tırsar. bir vicdanı vardır. güçlüdür ama kendi gemisinde, kendi memleketinde. fakat bir yerden sonra kendince bir çözüm bulur. kızı sahile bırakır ve kaçar. sonrasında sorduğu soru ise muazzamdır. nerede kalmıştık? çözüm bulunmuştur ve kaptanın çizdiği yolda düzen devam etmelidir.